Lydia'nın Ağzından
"Cassandra." dedim ve gözlerimi açtım. Karşımda duruyordu. "Yine mi laneti kaldırmam için yalvaracaksın?" dedi bıkkın bir sesle. Olumsuz anlamda kafamı salladım. Gözleri açıldı ve sorarcasına bana baktı. "Ben özür dilemek için seninle konuşmak istiyorum. Her ne olursa olsun sen benim annemsin. Saygısızlık yapmamalıydım." dedim kafamı öne eğerek. Sahte bir kahkaha attı. "Cidden beni salak mı sandın? Laneti kaldırmayacağım." dedi alayla. "Bunlar bir oyun değil." diye bağırdım. "İster kaldır, ister kaldırma. Ben senin kızınım. Bu dünyada her zaman kendi çıkarlarını ön plana koymuş olsan da, bana ve arkadaşlarıma her ne kadar zarar vermiş olsan da; şu an ben buradaysam bu senin sayende. Benim hayatımı kurtardın. Bu her ne kadar başka bir bebeğin hayatını sonlandırmış olsa da, sen beni kurtardın. Ben sadece teşekkür etmek istedim." Suratındaki ifade yumuşarken tebessüm ederek bana baktı. "Bu söylediklerin çok dokunaklı. Beni cidden etkiledin. Ama merak ettiğim şey; bir günde nasıl fikrinin değiştiği." dedi gözlerini kısarak. "Annem olduğunu hatırladım. Her şeye rağmen yine de annem olduğunu hatırladım." dedim çatallaşan sesimle. "Şimdi laneti kaldırmamı söyleyeceksin heralde." dedi gülerek. "Anlayamıyor musun? Lanetle alakası yok! Sana teşekkür ediyorum ama hala lanet için diyorsun. Annemsin sen benim! Sen. Benim. Annemsin. Annelik görevini yapmadığın halde geldim ve burada sana onca kötülüğün yanında yaptığın birkaç iyilik için teşekkür ettim. Ama sen ne anlarsın ki? Git buradan!" diye bağırdım. Ve ardından birden kayboldu.
---------------------
Stiles'ın AğzındanArtık Alicia muhabbeti beni sıkmaya başlamıştı. Bir büyücüyle bu kadar zaman uğraşmak. Gerçekten sıkılmıştım. Bazen kendimi öldürüp her şeyden kurtulmak istiyordum. Sonra aklıma Lydia geliyor ve vazgeçiyordum. Her gün beni yavaş yavaş ölüme doğru iterken, artık arkadaşlarımın gerçekliğini sorguluyordum. Biriyle konuşurken, karşımdaki kişi gerçek mi yoksa Alicia'a mı, emin olamıyordum. Kafayı yiyordum sanırım. Ama emin olduğum bir şey varsa o da pes etmeyeceğimdi.
----------------------
Lydia'nın Ağzından"Lydia, özür dilerim." Duyduğum sesle kafamı o yöne çevirdim. Karşımda Cassandra duruyordu. "Hata yaptım. Sana inanmalıydım. Bu dünyada bir anne olarak yaptığım ve yapamadığım her şey için özür dilerim, kızım." dedi gözleri dolarken. "Önemli değil, anne." dedim söylediğim söz bana bile garip gelirken. Uzun bir zamandan sonra ona ilk defa anne demiştim. Tebessüm etti ve gözünden akan bir damla yaşı sildi. "Ben iyi bir anneyim, kızım. İyi bir anneyim ki, o gün seni kurtardım. Fakat benimle çok kötü bir zamanda tanıştın. Gözümü hırs bürümüştü. Ve ben en yakınımdaki arkadaşlarıma, en önemlisi kendi öz kızıma bile ihanet ettim. Ben ölmeyi hak ettim. Sen benim gözlerimi açtın." dedi gözlerinden düşen yaşları silerken. Benim de gözlerim dolmuştu. "Önemli değil, şu an seninle böyle konuşuyorum ya, hatanı fark ettiğini söylüyorsun... Başka bir şeyin önemi yok." dedim sesim çatallaşırken. "Hatamı telafi edeceğim, kızım. Laneti kaldıracağım. Ama bu çok kolay olmayacak." dedi oturduğu yerden kalkarken. "Ne yapmamız gerek?" dedim umutla. "Yaklaş ve dinle, kızım." dedi.
----------------------------
Stiles'ın Ağzından"Tek çözüm yolunun Cassandra'nın laneti kaldırması olduğu söyleniyor. Ama Lydia, Cassandra konusunda pek ümitli değil." dedi Scott üzüntüyle. "Yapacak bir şey yok. Bende pes etmeyeceğime göre... Alicia zamanla sıkılır heralde." dedim olayı alaya vurarak. Aslında ciddi anlamda korkuyordum. Ömrüm boyunca bununla uğraşamazdım. "Başka bir çözüm yolu olmalı." dedi Scott alnını ellerine yaslarken. ''Başka bir çözüm yolu var.'' diyerek içeri girdi Lydia. Ayağa kalktım ve ona sarıldım. Ardından karşımıza oturdu ve anlatmaya başladı. ''Cassandra laneti kaldıracak. Fakat laneti kaldırması için Alicia'nın burada olması gerek. Alicia, buraya geldiği anda Cassandra öbür taraftaki kötü ruhları dünyaya salacak. Onlar da Alicia''yı alacaklar. Böylece lanet kalkmış olacak. İşin önemli kısmı ise; kötü ruhlar Alicia'nın olduğu ortama salındığında bizde orada olacağımız için bir bakıma bizi de baştan çıkarmaya çalışacaklar. O yüzden dirençli olmalıyız. Ne olursa olsun; herkes kendine dikkat etsin.'' Sözlerini bitirdiğinde hepimiz birbirimize baktık. ''Bunu yapabiliriz.'' dedim umutla. Lydia gülümseyerek, olumlu anlamda kafasını salladı. ''O zaman bu akşam, Alicia'nın Stiles'ı ilk öldürmeye çalıştığı yerde, ormanın içindeki o uçurumun kıyısında buluşalım.'' dedi Scott. Hepimiz onayladık. Ve sabırsızlıkla evlere dağılıp akşamın gelmesini bekledik.
-------------------------------------
Lydia'nın Ağzından
Bu uçurumun kenarında durmak bile anılarımı hafızamda yenilemeye yetmişti. Stiles'ı birkaç kere ölümden döndürdüğümüz bu uçurumun kenarı, aklıma kötü anılarımdan başka bir şey getirmiyordu. Şu an buraya her şeyi bitirmeye gelmiştik. Alicia'dan sonra normal olamayacağımızı biliyordum. Biz asla normal olamazdık. Tekrar yeni kötülüklerin etrafımızı saracağını biliyordum. Herkese teker teker baktığımda, hepsinin gözündeki mutluluğun ardına gizlenmiş endişeyi görebiliyordum. Buradan hepimiz sağ çıkmak istiyorduk. Bunu yapabilirdik. Bu kadar olaydan sonra, bu olayın da üstesinden gelip her şeyi bitirebilirdik. Stiles'ın elini güven verircesine tuttum. Şu an belkide ihtiyacımız olan tek şey birbirimizin desteğiydi. ''Yapabiliriz.'' dedim tebessüm ederek. Herkes onaylarcasına bana baktı. ''Vakti geldi.'' Cassandra'nın sesiyle kafamı ona çevirdim. ''Alicia'yı çağırın ve sadece birbirinizden ayrılmamaya özen gösterin. Kötü ruhları dünyaya geri getirdiğimde her şekilde Alicia yok olacak ama onları tekrar öbür tarafa gönderecek gücü bulabileceğimden emin değilim.'' Cassandra da en az benim kadar korkuyordu. Şu an arkadaşlarıma ayrıntı verip vermemem konusunda kararsızdım. Her ne kadar yaptığımın hata olduğunu bilsem de, ''Vakti geldi. Alicia'yı çağır, Stiles. Ve birbirimizden ayrılmadığımız sürece her şey yolunda gidecek.'' dedim. Hata yapıyordum. Ama onların korkularının üstüne korku ekleyemezdim. El ele tutuştuk. Stiles ''Alicia'' dedi güçlü bir sesle. Alicia birden el ele tutuştuğumuz dairenin içinde belirdi. ''Yoksa ölmeye mi karar verdin, Stiles?'' dedi gülerek. Olacaklardan haberi yoktu. ''Geldi mi?'' dedi Allison sorar gözlerle bize bakarak. ''Geldi.'' dedim kafamı Allison'a doğru çevirerek. Cassandra ellerini yukarı kaldırdı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Ardından sesi yükselirken Alicia kafasını Cassandra'ya çevirdi ve ona doğru atıldı. Ama artık Alicia için çok geçti. Alicia'nın bedeni yanmaya başlarken acı içinde bağırmaya ve kıvranmaya başladı. Kafasından başlayarak ayaklarına doğru kül olmaya başladı. Külleri rüzgarın gücüyle savrulurken Alicia'nın sesinin dışında başka çığlıklar da duyuyorduk. Alicia tamamen yok olduğunda rüzgar dinmemiş ve çığlıklar daha çok artmaya başlamıştı. Rüzgar büyük bir basınçla esmeye devam ederken artık Stiles'ın ve Allison'un ellerini tutmakta zorlanıyordum. Onlar içinde aynı şey geçerliydi. Gözlerimi açmaya çalışarak kısık gözlerle Cassandra'ya baktığımda kanlar içinde yattığını ve parçalara ayrıldığını gördüm. Yaşadığım şokla kalbim daha şiddetli atmaya başlarken, rüzgarında gücünün artmasıyla ellerimi daha fazla tutamadığımı fark ettim. Cassandra kötü ruhları getirmişti fakat onları geri döndürememişti. Ruh olduğu halde canlı bir biçimde parçalara ayrıldığını görmüştüm. Birden büyük bir basınçla ellerimi bıraktım. Ve hepimiz ormanın başka taraflarına savrulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız \ Stydia
FanfictionBir Stydia hikayesi. ------ ''Git başımdan, Stiles.'' dedim gergince. Durmadan etrafımda dolanıyordu ve bu sinirime dokunmaya başladı. ''Sen iyi olana kadar hiç bir yere gitmiyorum, Lydia.'' dedi. Cidden yüzsüzdü. Beni umursuyordu. Ama biraz fazla...