Alicia

311 26 13
                                    

Stiles'ın Ağzından

"Ölmüş birinin hayaleti nasıl bu dünyadaki birine zarar verebilir?" dedim hastane kapısında beklerken. "Bilemiyorum, bir çeşit lanet olmalı ya da yapılan bir büyü" dedi Scott çaresizlikle. "Derek'e sormalıyız." dedi Allison üzgünlükle. Scott onaylarcasına başını salladı. "Siz ikiniz gidin ben burada beklerim." diye devam etti sözlerine Allison. "Ben hiçbir yere gitmiyorum." dedim kararlılıkla. "Stiles, burada beklemen hiçbir şey değiştirmeyecek." dedi Allison hafif kızgınlıkla. "Eğer bir şey olursa ben sizi arayacağım. Siz sadece daha fazla kişi yaralanmadan neler olduğunu öğrenin, yeter." dedi güven verircesine Allison. "Tamam o zaman. Ama bak bir haber alırsan ilk işin bizi aramak olsun " dedim ayağa kalkarken. 'Evet' anlamında kafasını sallamasıyla hastaneden çıkmak için yola koyulduk.
----------------------
"Yani sen ölmüş annenin Lydia'ya zarar verdiğini mi söylüyorsun?" dedi Derek şaşkınlıkla. "Aynen öyle söylüyorum." dedim onaylayarak. "Fakat bu imkansız. Öbür taraftaki birinin sana görülmesi bile anormal bir şeyken bir de zarar vermesi. Kesinlikle olanaksız. Tabi o kişi ölmüş biri değilse işler değişir." dedi Derek düşünerek. "Ne demek istiyorsun?" dedim oturduğum yerde dikleşirken. "Stiles onun annen olduğunu düşünüyor musun?" dedi bana dönerek. "Yani fotoğraflarda gördüğüm kadarıyla bu kişi kesinlikle annem. Ancak davranışlarına gelirsek...Babam bana bir şeyler anlatmıştı. Doğacağım gün, doktorlar anneme kimin hayatını önceliğe alalım diye sorduklarında annem benim hayatımı kurtarmalarını söylemiş. Şimdi de ölmemi istediğini söylüyor. Bunu söyleyen benim annem olamaz." dedim hafif gözlerim dolarken. Ardından tekrar kendimi toparladım. "O senin annen değil. O iki dünya arasındaki çizgide kalmış bir büyücü." dedi Derek suratıma bakarak. "Ne? Ne dedin sen?" dedim anlamayarak. "Bakın, buna dair bir efsane biliyorum. Dediklerinle tıpatıp uyuşan bir efsane." dedi Derek, Scott ve bende göz gezdirerek.Ardından konuşmaya başladı. "Yıllar önce büyücülerin ilk ortaya çıkmaya başladığı zamanlarda büyücüler kendi güçlerine göre ayrılırlardı. Tüm büyücüler bereket, aşk gibi mutluluk üzerine yoğunlaşırken içlerinden sadece biri kötülere yoğunlaştı. Alicia adında bir büyücü. Kendini lanet ve ölümsüzlük gibi konulara adadı. Bu büyüleri kendinde gizlice geliştirirken evinin aranmasıyla her şey ortaya çıktı. Bunu öğrenen halk Alicia'yı dışladı. Birkaç gün sonra Alicia hakkında ölüm kararı çıktı. Bunu duyan Alicia kendine bunca yıldır uğraştığı ölümsüzlük büyüsünü yaptı. O gün geldiğinde Alicia yakılmak üzere halkın önüne çıkarıldı. Ateş yandığında doğanın dengesi bozuldu. Ne yapacağını bilemeyen toprak, Alicia'yı ölümle yaşam arasındaki bir çizgiye aldı. Ne tam olarak ölüydü ne de tam olarak hayattaydı. Artık dünyada yaşamıyordu. Sadece bir büyücü başka bir insanı lanetlerse ortaya çıkıyor ve sadece lanetlenen kişiye ve kişinin lanetlenmesine şahit olanlara gözüküyor. İstediği kişiye bürünebiliyor, istediği şeyi gösterebiliyor." Derek'in anlattıklarını şok olmuş bir biçimde dinledim. "Madem benim ölmemi istiyor, neden kendi öldürmüyor da bu kadar uğraşıyor?" diye sordum. "Çünkü..." diye başladı Derek. "Lanetlenen kişinin sadece aklına girme yetkisine sahip. Bu da Alicia'nın bir laneti. Olaya şahit olanlara zarar verebilir fakat asıl kişiyi gösterdikleri veya söyledikleriyle etkilemesi gerek." Bu cidden enterasandı. "O zaman sadece sen,ben ve Lydia onu görebiliyoruz, değil mi?" dedim hala duyduklarımın şokunu atlatmaya çalışırken. Başıyla onayladı Derek. "Peki o zaman. Stiles gördü, Lydia gördü. Sen hiç gördün mü?" diye söze atladı Scott. Derek gözlerini tek bir noktaya sabitledi. "Şu an tam arkanızda durduğunu saymazsak hayır, görmedim."

Aslında gece yazmayı düşünüyordum ama olanlar hakkında sizi daha fazla merakta bırakmak istemedim. O yüzden bu bölümü yazdım. Ama merak etmeyin. Gecede bir bölüm daha yazacağım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum. Öpüldünüz :*

İmkansız \ StydiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin