"Lydia, şükürler olsun. Nerelerdeydiniz? Bir haftadır dördünüzden de haber alamıyorum." dedim Lydia'ya doğru yaklaşarak. "Derek." diye fısıldadı o da. Solgun görünüyordu. "İyi misin sen? Neyin var?" dedim endişeyle. "Bir şeyim yok. Sadece... Stiles hoşgeldin." dedi kafasını arkasına doğru çevirerek. Garip davranıyordu. Ayrıca arkası dönükken Stiles'ın geldiğini nereden anlamıştı? Lydia bana garip bir şekilde bakarken Stiles'ta etrafı süzüyordu. Sanki ilk defa buraya gelmiş gibiydiler. Bir terslik olduğunu anlamıştım. "Merhaba, Derek." dedi Stiles kafasını bana çevirerek. "Nerelerdeydiniz, Stiles?" diye sordum durumu çaktırmamaya çalışarak. "Nerede olduğumuzun önemi yok, Derek. Artık sonsuza kadar buradayız."
------------------------
"Bırak beni!" diye bağırdım kollarımı çekiştirirken. "Bu yeni gelenlere yapılan bir gelenek. Sakin ol, kızıl saçlı kız." dedi gülerek ayağımdan tutan garip görünüşlü kadın. "Ne yapıyorsunuz? Kendinize gelin." dedim çırpınırken. "Kızıl saçlı kız için cehennemle tanışma vakti."
----------------------
Gelecek bölüm bomba gibi olacak. Ama birazcık geç gelecek çünkü sınav haftasındayım. Bu haftasonu gelmezse ondan sonraki haftasonuna kadar mutlaka gelir. Ama şu ana kadar yazmadığım kadar uzun bir bölüm yazacağıma emin olabilirsiniz. Öpüldünüz :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız \ Stydia
FanfictionBir Stydia hikayesi. ------ ''Git başımdan, Stiles.'' dedim gergince. Durmadan etrafımda dolanıyordu ve bu sinirime dokunmaya başladı. ''Sen iyi olana kadar hiç bir yere gitmiyorum, Lydia.'' dedi. Cidden yüzsüzdü. Beni umursuyordu. Ama biraz fazla...