Stiles'ın Ağzından
''Ben arkamda hiçbir şey göremiyorum.'' dedi Scott etrafa bakınırken. ''Ama ben görüyorum.'' dedim karşımda duran anneme bakarken. ''Seni özledim, Stiles.'' dedi annem gülümseyerek. ''Kendimi öldürmeyeceğim. Git buradan!'' dedim bağırarak. Yüzündeki gülümseme silinmişti. ''O zaman ben etrafındakileri öldüreceğim.'' dedi ve Derek'in üstüne atıldı. Derek seri bir hareketle hamleden sıyrılırken annem sanki ışınlanmış gibi Derek'in karşısında belirdi ve elinde sipsivri tırnaklar çıkararak Derek'in boğazını parçaladı. Ardından bana döndü ve ''Bunların hepsine son vermek istiyorsan, benimle gel.'' dedi ve ortadan kayboldu.
--------------------------------
''Bu lanetten kurtulamayacağız.'' dedi Allison elleriyle saçlarını geriye doğru atarak. Scott yatıştırmak istercesine ona sarıldı. ''İlk Lydia, şimdi Derek. Zaten efsaneye göre bize dokunamıyor. Stiles ölene kadar Lydia ve Derek'e zarar vermeye devam edecek.'' dedi bana bakarak. Hışımla ona döndüm. ''Suçu benim üstüme mi atıyorsun? Kendimi öldürmem gerektiğini mi ima ediyorsun?'' dedim sinirle. ''Hayır, Stiles. Öyle demek istemedim. Sadece sizi durumun ciddiyetine uyandırmaya çalışıyorum.'' dedi gerginlikle. Ayağa kalktım ve ''Durumun ciddiyetini zaten farkındayım ben!'' diye bağırdım. ''Stiles, beni yanlış anlıyorsun.'' dedi Allison sakinleşerek. ''Sus, tamam mı? Lydia ya da Derek şu kapıdan çıkana kadar hiçbiriniz konuşmayın.'' dedim tekrar yerime otururken.Uzun bir sessizlikten sonra ''Onu yenemeyeceğiz.'' dedim üzüntüyle. Scott yanıma geldi. ''Alicia, bir büyücü. Eğer bir büyücü bulursak belki onu ait olduğu yere gönderebiliriz.'' dedi Scott omzuma dokunarak. ''Bu binlerce yıldır süregelen bir efsane. Kim bilir kaç kişinin başına geldi? Hadi diyelim ki büyücüyü bulduk. Onu bulunca ne yapacağız?'' dedim gerçekleri ortaya çıkararak. ''Bilmiyorum.'' dedi Scott fısıltıyla. ''Şey...Pardon...'' Sesin gelmesiyle kafamızı o yöne doğru çevirdik. Karşımızda bizim yaşlarımızda bir kız vardı. Suratındaki neşenin arkasında sanki keder var gibi duruyordu. ''Sanırım olağanüstü şeylerle uğraşıyorsunuz. Sanırım değil, kesinlikle. Kokunu alıyorum. Sen kurt adamsın.'' dedi kız Scott'ı göstererek. Hepimiz şaşkınlıkla karşımızda duran kişiye bakıyorduk. ''Ve siz...'' dedi Allison ve bana bakarak. ''Siz insansınız.'' dedi ve güldü. Hiçbirimiz gülmeyince, gülmesini durdu ve suratını sert bir ifade aldı. Az önceki tatlı kızdan eser yoktu. ''Her neyse. Lafımı uzatmayacağım.'' dedi ve konuşmaya başladı. ''Ben Lindsey. Az önceki tüm konuşmalarınızı duydum. Size yardım edebilirim. Bende bir büyücüyüm ve ayrıca Alicia'nın ölmesini en az sizin kadar çok istiyorum.'' Allison kızın karşısına geçti ve ''Sana neden güvenelim?'' dedi meydan okurcasına. Sanırım kızdan pek hoşlanmamıştı. Kız gülümsedi ve ekledi. ''Başka şansınız yokta ondan.''
----------------------------------------
Lydia ve Derek'in esrarengiz bir biçimde bir gecede tüm yaraları iyileşmişti. Ama şu an hiçbirimizde bunu sorgulayacak mecal kalmamıştı. Scott Derek'in yanındaydı. Ben ve Allison da Lydia'nın. ''Nasıl hissediyorsun?'' dedim Lydia'nın elini tutarak. ''İyiyim. Fakat buradan çıkmak istiyorum.'' dedi gülümseyerek. ''O zaman ben senin ne zaman çıkacağını öğreneyim.'' diyerek odadan hızla çıktı Allison. Şimdi Lydia'yla baş başa kalmıştık. ''Annen nasıl bana zarar verebildi?'' dedi kafasını bana doğru çevirerek. ''Buradan çıkınca bunları düşünmek için çok vaktimiz olacak. Şu an sadece anın tadını çıkarsak?'' dedim masum surat ifademi takınarak. Gülümsedi ve yatakta yana doğru kayıp gelmemi işaret etti. ''Emin misin?'' dedim kaygıyla. ''Eminim.'' dedi gülerek. Yavaşça Lydia'nın yanına uzandım ve kolumu boynunun altına attım. Kafasını göğsüme koydu ve bende saçlarıyla oynamaya başladım. ''Çok uzun zaman önceydi. Çocukluğumun bittiğini düşündüğüm gündü.'' dedi hıçkırarak. ''Lydia, lütfen. Anın tadını çıkar. Üzülmenin sırası değil.'' dedim alçak bir sesle. Bana aldırmadan anlatmaya devam etti. ''Babam o zamanlar bana durmadan sarılıyor, beni çok sevdiğini dile getiriyordu. İlk başlarda bu hoşuma gitse de en kötü huyumu sergileyip yine fazla sevgiden bunalmıştım. O gün arkadaşımın evinde kalmak için babamdan izin istedim. İzin vermedi. Ağladım fakat yine de izin vermedi. O gününü benimle geçirmek istediğini söyleyip duruyordu. Babamla vakit geçirmek istemediğimi ve onu sevmediğimi söyleyip kapıyı çarpıp evden çıktım. Aslında ne kadar da ergence bir davranıştı. Kendimi büyük zannediyordum. Aslında hala küçücük sevgiye muhtaç bir kız çocuğuydum. Ertesi gün eve geldiğimde annemi şişmiş gözleriyle buldum. Babam...'' dedi ve hıçkırdı. Gözyaşlarının tişörtümü ıslattığını hissederken benimde gözlerim dolmuştu. Ardından devam etti. ''Babam gitmişti. Hastaydı ve üzülmemem için bunu bana söylememişlerdi. Babam gözlerimin önünde eriyip gitmişti ama ben fark edememiştim. Son gününü benimle geçirmek istemişti fakat ben o kadar bencildim ki bu dünyadaki son isteğini bile yerine getirmemiştim. Ayrıca ona söylediğim son söz onu sevmediğimdi. Ertesi gün özür dilemek için vaktim olur sanmıştım ama olmadı. O gün tüm çocukça hareketlerimden kurtuldum. Günlerce ağladım. Kendimi berbat hissediyordum. Hiçbir işe yaramayan biri olarak. Hayat o gün benden en sevdiğim erkeği almıştı. Babamı almıştı. Mezarının başında günlerce onu sevdiğimi haykırıp duydum. Ama iş işten geçmişti. Babam gitmişti. Ben büyümüştüm. Her şey bitmişti.'' Son cümlesini de söyledikten sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı. ''Şşş.. Sakin ol lütfen.'' dedim bende güçsüz çıkan sesimle. Bana neden bunu anlattığını bilmiyordum. İki dakika önce gülerken şimdi ağlıyorduk. Hayat böyleydi işte. En mutlu, en savunmasız anlarımızda bizi vuruyor ve biz daha ne olduğunu anlayamadan her şeyi başımıza yıkıyordu. ''Seni seviyorum. Lütfen babam gibi olma.'' dedi ağlayarak. ''Bende seni çok seviyorum.'' dedim gözümden bir damla yaş süzülürken.
----------------------------------------
''Sen neden Alicia'yı öldürmek istiyorsun?'' diye sordu Derek Lindsey'e bakarak. ''Geçmişten gelen bir şey diyelim.'' dedi Lindsey gülümseyerek. ''O geçmişten gelen şeyler genellikle bizim başımıza iş açıyor. O yüzden hikayeni duymak istiyoruz.'' dedim kararlılıkla. ''Peki o zaman.'' dedi pes ederek ve konuşmaya başladı. ''Kardeşim ölmeden önce annemi lanetledi. Ölünceye kadar ruhların annemin peşinde olmasını söyledi. Buna ben tanık olduğum için Alicia bana zarar vermeye başladı. Bir süre böyle devam etti. Ancak artık ölme seviyesine geldiğimde annemde sabrının son demlerinde idi. Annem gelmiş geçmiş en güçlü büyücülerdendi. Alicia bize son kez geldiğinde artık beni öldürmeyi kafasına koymuştu. Bıçak tam boğazımı keseceği sırada Alicia yok oldu. Annem Alicia'ya büyü yapmıştı. O günden sonra da Alicia'yı bir daha görmedik. Fakat ben bana yaptıklarının intikamını alamadım. Onun ölmesini istiyorum.'' Yani Alicia'dan kurtulan biri mi vardı? Demek ki hala bir umut vardı. ''Hangi büyüyü yaptı?'' dedi Lydia merakla. ''Aslında... Bu büyüyü tek başına yapamazdı. O yüzden ölmüş büyücülerden yardım istedi. Büyücüler de annemin yaptığı büyüyü kimseye söylememesine karşılık yardım edeceklerini dile getirdi. Annemde kabul etti.'' dedi Lindsey kırgınlıkla. ''Yaptığı büyüyü bilmiyorsan bize nasıl yardım edeceksin?'' dedi Allison her an kızmaya hazırmış gibi. ''İşte bu yüzden...'' dedi Lindsey ve çantasından yaklaşık olarak 5000 sayfa büyüklüğünde bir kitap çıkardı. ''Annemin büyü kitabını aldım. Bunun içinden bulacağız.'' Hepimiz gözlerimizi kocaman açmış bir kitaba bir de Lindsey'e bakıyorduk. ''Bizimle dalga mı geçiyorsun sen? Bunların hepsini bitirmemiz aylarımızı alır.'' dedi Derek kızgınlıkla. ''Siz onu dert etmeyin. Ben onu halledeceğim.'' dedi Lindsey ve gözlerini kapadı. Elini yukarı kaldırmasıyla büyü kitabı hızla açıldı ve sonlara doğru bir sayfada durdu. ''İşte bu.'' dedi Lindsey gülümseyerek ve yazanları okumaya başladı. ''Annen neden ölmüş büyücülerden yardım istedi?'' dedim merakla. ''Çünkü ne kadar güçlü olursak olalım hiçbir büyücüde bunu yapacak güç yoktur.'' dedi gözünü kitaptan ayırmayarak. ''Eğer kendi başına yaparsa ne olur?'' dedim o her ne kadar bakmasa da ben ona bakarak. ''Ölür.'' dedi gayet soğukkanlılıkla ve ekledi. ''Ki benim ölmüş büyücülerle aram pek iyi olmadığı için muhtemelen büyüyü yapıp öleceğim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız \ Stydia
FanficBir Stydia hikayesi. ------ ''Git başımdan, Stiles.'' dedim gergince. Durmadan etrafımda dolanıyordu ve bu sinirime dokunmaya başladı. ''Sen iyi olana kadar hiç bir yere gitmiyorum, Lydia.'' dedi. Cidden yüzsüzdü. Beni umursuyordu. Ama biraz fazla...