Dareska'nın Günlüğü

10-Kurtlar ve Cadıların Tanışması

Dareskayla bi çok olay atlattık bazılarını yazdım bazılarını ise hatırlayamadım. Ama yeni gelecek bölümler gerçekten ilginç olacak. Neyse Dareska ile devamlı buluşmaya başlamıştık. İkimizinde boynunda pentacle kolyeler ve biraz garip giyinişlerimizle farklı olduğumuzu dışarı yansıtıyorduk. AHS nin Coven i kadar olmasada yinede Avaloya göre bazen uçuk giyiniyorduk. Daresle gittiğimiz güzel bi kafe vardı. Nerdeyse hergün gidiyorduk. Dares oradan birisini beğenmişti. Çalışanlardan birisi. Uzun boylu, uzun siyah sakalları, kısa saçları, sert bakışları olan hatta biraz korkutucu olan Barista. Kokteylleri ve içecekleri o hazırlıyordu. Dares ona Nani diyordu. Nani terimi yakışıklı veya çekici olanlar için kullanılıyor bizde beğendim hoşlandım anlamında. Daresle menüden bi kokteyl beğendik. Zaten devamlı gittiğim için menünün yenilendiğini farketmiştim ve seçtiğim kokteylde yeniydi. Blue House ve Red House isimli iki yeni ve güzel kokteyl. Nani kokteylleri yapıp getirdi. Nırmalde garsonlar getirirken o kendi getirmişti. "Kusura bakmayın malzeme eksik olduğu için Blue House, Green House'a döndü. Biraz yeşil oldu ama maviye yaklaştırmaya çalıştım rengini." Dedi. Ben hemen tadına baktım ve gözlerimi pörtleterek "Oha! Harika! Cidden çok güzel.." dedim. Dareste beni az çok bildiği için hemde Naniyle konuşmak istediği için hemen atlayıp "İnanmıyorum! Sen.. Harima?! Sen.. Hayret! bişeyi beğenebildin.." dedi ve Naniye dönüp "Harima çok zor beğenir ona bir şey beğendirmek cidden zordur, eğer o beğendiysede gerçekten güzeldir!" Dedi ve kendiside hemen tadına baktı ve oda beğendi. Biraz bi samimiyet olmuştu aramızda. Bende bu yüzden konuşmak istedim "Bu kokteyl yeni heralde eski menüde yoktu" dedim Nani de "Evet yoktu Blue ve Red House'u ben buldum. Benim tarifim. Arkadaşlara içirdim beğenildi sonra müşterilerede tavsiye ederek yorumlarını aldık. Yorumlar güzel olunca menüye ekledik." Dedi. "Ellerinize sağlık gerçekten harikaydı" dedim. İçeceklerimiz bitmişti bu yüzden tekrar telekkür edip ayrıldık. Bir gün sonra tekrar gittik ve yine Blue House istedik. Nani bizi gülümseyerek karşıladı. Takdir edilme duygusu onu bize yaklaştırdı. Ama aramızda garip bir çekim vardı. Bu sefer içecekleri getirdiğinde yanımıza oturdu ve Darese yöneldi. Kollarını bağlayıp dikkatli bi şekilde Daresin kolyesine baktı ve hiç dikkatini ayırmadan sordu "İkinizdede aynı kolye var pentagram. peki neyi temsil ediyor? Bildiğim kadarıyla 5 elementi temsil ediyor. Ateş su toprak hava ve ruh." Daresin gözleri yerlerinden fırladı ve gülerek bana baktı. "Evet öyle ve bilmene gerçekten çok şaşırdım ilk defa bilen biri çıktı karşımıza. Genelde israillimisin sen? Mason musun? Satanist misin? Gibi saçma salak sorular soruyorlar.." dedi bende o ara Naniyi süzüyordum. Ve biliklikleri dikkatimi çekti bu sefer ben ona sordum "Bileklerinde benim dikkatimi çekti yaşam ağacı ve yingyang. Senin için anlamları ne?" Başladı anlatmaya zaten bildiğim şeylerdi bu yüzden o kadar ilgimi çekmedi ama bu konularda bilgi sahibi olması ilginçti. Dareste benimle aynı şeyi düşünüyordu "Bu çocukta bir şeyler var"... Nasıl konuya girdiğimizi hatırlamıyorum ama Daresle beraber biraz tereddüt de etsek kendimizle ilgili bilgi verdik. Ama tam anlamıyla açıklayıp ifşa etmedik. Oda biraz kendisinden bahsetti ve aklımda kalan tek şey bu cümle oldu "Biz bi sürüyüz. Kurt sürüsü. Avlanırız. Bende sürünün Alfasıyım" o bunu söyledikten sonra bende ona söyledim kendimizi "Biz Cadıyız. Büyü yapabiliriz ve isteklerimizi elde ederiz.Covenimiz var sizin sürünüz gibi." Kısaca Kurtlar ve Cadıların başlangıcı böyle oldu...