Nani'nin bize daha önce bahsettiği bir olay vardı. Sıfır Noktasının anlamını sorduğumuzda da bahsetmiş. Sıfırdan ağırlıklarını atıyorlarmış. İlk başta doğal olarak anlamamıştık. Açıkladığında anlamış olduk. Neydi ağırlık? Bizde kötü izler bırakmış olaylar, kötü yaşanmaşlıkları hatırlatan eşyalar, nesneler, objeler... belki geçmişimizden kalanlar. Ağırlıkları atmak değişimi istemektir, onu kabul etmektir, bizi geriye çeken her şeyden sıyrılmak, prangalardan kurtulmak, zihni serbest bırakmak. Sıfırın hizmet ettiği amaçlardan biri de buydu. Dareska yazı yazmayı seven bir kız. Yaşadığı her şeyi kağıtlara döker. İçindeki her şeyi kusar o kağıtlara. Saatlerce sayfalarca yazar. İçi huzur buluncaya ruhu teskin oluncaya kadar. İçindeki fırtına dininceye kadar. Bulanmış aklı duruluncaya hatta yorgunluktan bitap düşüp uyuya kalıncaya kadar. Her sayfasını göz yaşlarıyla doldurur acıyla çizilir her harf. Kalemi erirken dertleride erir akar kağıdın üstüne. Çok değer verip bağlanmıştı bazı şeylere. Bir çoğumuz için önemsiz belki gereksiz belki çöp. Onun için anlam yüklü olan kağıt parçaları ve bir kaç parça eşyalar. Dareska ile buluşup sıfıra gittik. Yanında getirdiği 3 defter, kuru bir çiçek, ilk aldığı aşk mektubu, bir kolye. Sıfıra oturduk. Deniz ayaklatımızın ucunda. Birer sigara yaktık. Dertlerimizin geçmişimizin anısına. Yaşanmışlıklar için yapılan son saygı duruşu. Zor olanı yapmanın getirdiği güç özlemle ve hüzünle kaplanmıştı. İlk önce sayfa sayfa defterler yırtıldı. Her birinin yanışını izledik beraber. Önümüzde koskoca bir alev. İçimizdeki yangınla boy ölçüşebilirmiydi. Her sayfanın yanışını izledik kül olanlar sadece kağıtlar değildi. Göz yaşlarıydı, hayallerdi, umutlardı, acılardı, kederlerdi... Dareskayla beraber izledik sadece yok oluşu. Sımsıkı sarılmıştı o aşk mektubuna Dareska. İlk aldığı aşk mektubu. Gerçek saf duygularla dolu karşılıksız beklentisiz ilk hediyesi. Onu sona saklamıştı kurtulmak için. O gücü bulamamıştı kendinde. Kurumuş çiçeği attı yanan kağıtların arasına. 2 saat aralıksız yanan ateş ilk çiçeği ilk masumiyetide yakmıştı. Sıra kolyedeydi anlam yüklü bir kolye. Gözlerini kapatmak istedi Dareska ama görmesi gerekliydi. Ellerinden düşüşünü karanlık sulara gömülüşünü kayboluşunu. Ve oda gitti. Avaloyun sularına gömüldü bir mazi daha bir hatıra daha.. Geriye o mektup kaldı. Dareskanın kollarıyla sardığı yüreğine gömdüğü mektup. Yok olanların kül olanların hüznünü kaldıramadı. Kendisinden kopardığı geçmişin acısı ruhunun çığlığı göz yaşlarına bürünmüştü. Göz yaşları arasında uğurlandı son taput ve yakıldı mektup. Derin iç çekişlerle... Sessiz gemi misaliydi her şey.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.-Yahya Kemal Beyatlı- (Rahmet ve Saygıyla anıyoruz!)
Dareska son nefesinide çekti ve tek kelimeyle "İyiyim!" Dedi. Yaptığının pişmanlığı iradesinin zaferinin mutluluğuyla karışık bir "iyiyim"di bu. Güçlüydü ve başarmıştı. Zorluğa göğüs germişti ve son kez yaşamıştı geçmişin acısını. Birer sigara daha yaktık bu sefer kurtuluşa ve zafere.Doğru zamanı denk getirmişti yine Nani. Zaten haberi vardı o akşam olacaklardan. Yarım saat olmamıştı ateş söneli. Ve Dareska onu görünce dahada toparlanmıştı. Kırık bir sesle buruk bir yüz ifadesiyle "Ağırlıklarımdan kurtuldum!" Dedi. Yüzündeki çizgiler belli ediyordu yaşadıklarını. Kolay geçmemişti yüzleşme. Nani ile ilk sarılmalarıydı. İlk tanıştığımız zaman bir dialog geçmişti aramızda. "Gözlerim çok büyük benim!" Demişti Dareska "Baykuş gibi!" Demişti Nani. O akşam Baykuş Kurduna ilk kez sarıldı. Baykuşun Kurda en çok ihtiyaç duyduğu o an Kurt oradaydı. En saf masum ve acılı haliyle Baykuş Kurduna ulaşmıştı. Mistik bir portre gibi Sıfıra kazınmıştı o an. Ve Sürünün Cadılara daha doğrusu Kurdun Baykuşa ilk armağanı verildi. "Zafer Nişanı". Zafer Nişanı ağırlıklarından kurtulanlara verilen bir bileklikti ama Nani kendi bilekliklerinden birini vermişti. Ucunda metalden bir kuş tüyü olan bileklik. "Siz" den "Sen" a geçişin ardından "Ben" den "Biz" e geçişin ilk kıvılcımı parladı...
![](https://img.wattpad.com/cover/47309386-288-k559207.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dareska'nın Günlüğü
SpiritualitéCadıların dünyasına girmek ister misin? 2 cadı arkadaşın hayatlarını okumaya ne dersin.Dareska Adzimis sıradan bir kızdı.. Harima Samzetrus ile tanışana kadar. Hayatının değişimi işte o zaman başladı. Mistik ve fantastik ama gerçek bir hayat öyküsü...