13|Çelişki

13.2K 827 80
                                    

   Kimse görmeden Katharine'in cesedini içeri taşımıştı Bradley. Genç adamın öfkeyle sıkarak kızarttığı boğazındaki izlerin üzerinden, onu öldürmek için kesikler açılmıştı. Fakat öyle düzgündü ki, tam kızarık izlerinin üzerinden özenle kesilmişti.

   Daha yeni kamarasından çıkan bu kadın, nasıl oluyordu da öldürülüyordu? Üstelik gece henüz çökmemişken, herhangi birinin görecek olması katilleri endişelendirmediğini gösteriyordu. Bu cesaretleri nereden geliyordu, genç adamın aklı bir türlü almıyordu.

   Kaharine den şüphe etmişti genç adam, onun ölmemesi gerekirdi. Bu işin içindeyse, neden öldürülmüştü?

   Düşünceleri devam ederken bakışları, sandalyede oturarak gözlerini cesede dikmiş olan Mabelle'a döndü. Korktuğu çok belli oluyordu. Bu gördüğü ikinci cesetti ve haklı olarak, gemide rahatça cinayet işleyen kişilerden korkuyor olsa gerekti.

   Genç kızın yanına giderek "İyi misin?" diye sordu.

   Mabelle bakışlarını cesetten, kucağında birleştirdiği ellerine çevirdi.

   "Bilmiyorum."

   Bradley genç kızın önünde diz çöktü ve çenesini tutarak bakışlarını birleştirdi. Onu böyle durgun görmeye alışkın değildi. Neredeydi asi Mabelle'ı?

   "Sakın korkma Mabelle. Ben yanında olduğum müddetçe, kimse sana zarar veremez." 

   Tabii genç adam onu koruyacağını söylese de, kendinden koruyamıyordu!

   Mabelle'ın aklını dağıtmak için ve tabii sabahtan beri aç kaldığını da düşünerek ayağa kalktı. Kendine kızması gereken konular gittikçe artıyordu. Tanrım! Bu saate kadar aç bırakmıştı genç kızı.

   "Gidip yiyecek bir şeyler alsak iyi olacak."

   Genç kız şaşkınlıkla ona bakarak "Nasıl yani? Ceset ne olacak?" diye sordu.

   "Cesede şimdilik bir şey yapamıyorum. Onu denize atmam için herkesin kamarasına çekilmesi lazım."

   Mabelle'ın gözleri kocaman açılmıştı.

   "Onu da mı denize atacaksın?"

   "Bu konuyu konuşmuştuk Mabelle. Gemide ceset tutamayız."

   Genç kız üzülerek başını yukarı aşağı salladı. Ölülere yaptıkları muameleden dolayı tanrıdan af diliyordu. Her ne kadar masum kişiler olmadığını düşünse bile.

   Yavaşça ayağa kalktığında, Bradley kenardaki sandıktan aldığı çarşafla Katharine'in üzerini örtüyordu. Ardından bedeni bulunduğu yerden alarak, yatağın arkasına bıraktı. İçeri birinin girme ihtimaline karşı ortada bırakmak istememişti.

   İşini bitirdikten sonra, kamaralarından çıkıp kapıyı kilitledi ve birlikte yemekhanenin yolunu tuttular.

• • •

   Sessizce yemeklerini yedikten sonra Mabelle, ilgiyle Bradley'i izlemeye başlamıştı. Genç adam o kadar dalgın görünüyordu ki, Mabelle gerçekten meraklanmıştı. Bugün gezdikleri kamaralardan ve Katharine denen o kadından bir sonuç çıkmayınca, üstelik bir de Katharine'in cansız bedeni kapılarına bırakılınca morali bir hayli bozulmuştu genç adamın.

   Küçük pencereden vuran ay ışığı içeriyi aydınlatmasa da Mabelle, mum ışığı sayesinde genç adamın yüz hatlarını görebiliyordu.

   "Ne düşünüyorsun?"

   Genç adam bakışlarını masaya dikmiş, sırtını sandalyeye yaslamıştı. Mabelle'ın sorusuna, bakışlarını ona çevirmeden cevap verdi.

Güzel'im (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin