23|Yasak Meyve

12.7K 815 62
                                    

   Mabelle kendini zorlayarak Leila'nın ısrarla içirmeye çalıştığı çorbayı bitirdiğinde, karnının tamamen doyduğunu hissetti. Hatta fazla bile gelmişti fakat ilaç içeceği için itiraz etmeden yemeğini bitirdi. Lanet baş ağrısı oldukça şiddetliydi.

   "Başka bir şey yemek istemiyorum Leila. Sadece doktorun verdiği ilacı içmek istiyorum."

   Leila biten çorba tabağını tepsiye yerleştirdikten sonra, kenarda duran ilaç şişesini eline aldı.

   "Tabii ki veririm leydim ama, ne kadar içmeniz gerektiğini bilmiyorum."

   Mabelle tam konuşacakken, yabancı bir erkek sesinin duyulmasıyla iki genç kızda kapıya dönmüştü.

   "Elindeki şişede afyon olmalı. Bir kaşıktan fazla verme."

   Leila ayağa kalkarak yabancı adama reverans yaptı.

   "Lordum."

   Lord başıyla selam verdiğinde, "Sen gidebilirsin. Geri kalanıyla ben ilgilenirim." diyerek Leila'yı yolladı.

   Kapanan kapının ardından, yüzündeki endişeli ve yorgun tebessümle yatağın yanına ilerledi yaşlı adam. Mabelle'ı incitmekten korkar gibi, yine yavaş bir şekilde yatağa oturmuştu.

   "İyi misin Mabelle?"

   Mabelle her ne kadar şaşkın olsa da karşısındaki bu, aralara beyazlar karışmış kahve rengi saçları ve aynı renk kahve rengi gözleri olan adamın Vincent olduğunu tahmin etti. Babasının o çok sevdiği, kardeşi gibi gördüğü adam tam da karşısındaydı. Üstelik o kadar şefkatli ve içten biri gibi görünüyordu ki, sanki Mabelle'ı rahatsız etmemek için göstermek istediği yakınlıktan bile geri duruyordu. Gözleri dolu dolu bakıyor, konuşmak ve konuşmamak arasında gidip geliyordu yaşlı adam.

   En sonunda "Tıpkı babana benziyorsun. Onun gibi bakıyor gözlerin. İçinde yaşadığın hisler gözlerine yansıyor sanki." diye alçak bir ses tonuyla konuştu.

   Mabelle ise annesinden sonra, babasına yakın olan başka bir insanla karşılaşmanın duygusallığını yaşıyordu.

   Yutkunmaya çalışarak "Çok yakındınız..." diye fısıldadı, aslında zaten bildiği bir gerçeği dile dökerek.

   Babasının ölümünden sonra öyle yalnız kalmıştı ki, acısını dışa vurmak istiyordu. Artık güçlü durmak değil, sadece birine sarılıp ağlamak istiyordu. Evet Daisy ona çok destek olmuştu ama annesinin yerini tutar mıydı?

   Şu anda babasına en yakın olan, Vincent'a dökmek istiyordu içini.

   Kesik kesik aldığı nefesler ve tutmaya çalıştığı göz yaşlarıyla "Bay Vincent.." diye cümle kurarken, yaşlı adam sözünü kesti.

   "Lütfen, sadece Brendan veya Brendan Amca diye hitap et."

   Bu samimiyet, genç kızın gözlerini daha çok doldurmuştu. Konuşmak adına derin bir nefes alarak, kendini tutmaya çalıştı ağlamamak için.

   "Brendan Amca...Ben...Sana sarılabilir miyim?"

   Artık tutamadığı göz yaşları sessizce yanaklarından süzülürken babasının ölümünden sonra annesine sarılamadığı, ondan destek alamadığı o zamanların acısını şimdi babası gibi hissettiren bu adama sarılarak çıkarmak istedi.

   Yaşlı adam bu soruyu beklemiyor olsa gerekti. Mabelle gibi dolan gözleriyle kısa bir süre duraksadıktan sonra, cevap vermeden genç kıza sarıldı.

Güzel'im (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin