25|Kulübe

12.4K 811 144
                                    

   Mabelle ve Alec'in dışarı çıkmasından bir saat sonra, yağmur başlamıştı. Bradley her dakika saate göz atarken aynı zamanda camın kenarında, ormana uzanan yolu izliyordu. Nerede kalmışlardı? İki saattir yoklardı ve yağmur, her geçen dakika şiddetleniyordu.

   Ellerini cebine sokarak odada yürümeye başladı. Mabelle'ın kendisini yormasına izin vermeyeceğini söylemişti Alec fakat iki saattir geziyorlardı! Üstelik bu havada!

   Sinirle kapıya doğru yürüdüğü sırada, içeri Jaden girdi.

   "Bir yere mi gidiyorsun dostum?"

   "Hala dönmediler. İki saat oldu!"

   Jaden arkadaşının sinirli ses tonunu umursamadan, oturma odasındaki koltuğa ilerledi.

   "O kadar oldu mu? Hiç fark etmedim. Epey yakından takip etmiş görünüyorsun."

   "Alay etme Jaden. Mabelle yaralı ve bu yağmurda kim bilir ne haldedir. Ama eğer Alec akıllı bir adam olsaydı, yağmurun yağacağını tahmin eder ve Mabelle'ı dışarı çıkarmazdı."

   Koltuğa yerleşen Jaden "Sen tahmin edebilir miydin havanın yağmurlu olacağını?" diye sordu.

   Genç adam bir süre duraksamıştı.

   Tabii ki de tahmin ederdi! Ne vardı bunda!

   "Elbette! Zaten çıkmamasını belirttim!"

   "Pekala dostum. Eğer bu kadar meraklandıysan, git ve bak."

   Bradley bir süre duraksama yaşadıktan sonra "Haklısın. Zaten sen gelmeden önce de gitmeyi düşünüyordum." diyerek kapıya yönelmişti.

   "Yağmurdan korunmak için ormandaki eski kulübeye sığınmış olmalılar. Yanına fazladan bir şemsiye almanı öneririm."

   Genç adam onların kulübede olması düşüncesiyle daha da sinirlenmiş ve kapıyı çarparak hızla dışarı çıkmıştı. Kabanını giyerek uşağın verdiği şemsiyeleri aldıktan sonra hızını hiç kesmeden ormana uzanan yola doğru yürümeye başlamıştı.

   Artık Alec'i öldürebilirdi!

• • •

   Mabelle, Alec'in ona eşlik etmesinden dolayı çok mutlu olmuştu. İlk başlarda kandırılmanın verdiği sinir vardı üzerinde ona karşı fakat, genç adam açıklamasını yaptığında bir hayli haklı bulmuştu Alec'i. Aralarındaki samimiyet seviyeli bir şekilde oluşmuştu ama Alec kendisine, Mabelle'ın kız kardeşini anımsattığını söylediği için genç kız tavırlarını daha dostça tutmuştu. O da abi sıcaklığı almıştı sanki Alec den. Kardeşini bulması için elinden geleni yapmak istiyordu fakat Alec onun bu işe bulaşmasını istemiyordu. Bradley, Jaden, Vincent ve hatta Carson'ın da kendisine yardımcı olduğunu söylemişti.

   Evden bir hayli uzaklaştıklarının farkında olduğu halde, eve dönmek istemiyordu genç kız. Alec ile ettiği hoş sohbet, dışarıda vakit geçirme isteğini daha da artırıyordu sanki.

   "Kız kardeşin kaç yaşında Alec?"

   Genç adam kardeşini hatırlayınca, yüzünden acı dolu bir tebessüm geçmişti.

   "On dokuz yaşında. Birçok yaşıtına göre, oldukça olgun bir kişiliği var ama. Akıllı, güzel, cesur.."

   "Sen böyle anlattıkça, onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum."

   Alec bu sefer sevecen bir tavırla gülümseyerek "İnan bana, seninle tanışınca çok mutlu olacak." diye söyledi. Mabelle da karşılık olarak gülümsedikten sonra yürümeye ara vererek duraksamış ve Alec'e dönmüştü.

Güzel'im (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin