'Işık '
birinin adımı seslenmesiyle nerde oldumu kavramaya çalıştım. Ama her taraf karanlıktı. Burayı Nasi geldimi bilmiyordum. Sadece etrafa bakıp birilerini görmeyi ümit ettim. Karanlıktan korkmazdim ama tuhaf olan hiç bi endişe kırıntımın olmaması. Buraya nası geldim, neden burdayım, ve niye kimse yok.
Yürüdükçe yollar uzuyor ve yollar hiç değişmiyor. Belki bi ses duyarım diye ilk başta yapmam gereken şey aklıma geliyor.
"Kimse yokmu' diye bağırmaya başlıyorum. Ama benim sesimden başka hiç bir ses duyulmuyor. Etrafta karanlıkta farkli bi kararti dikkatimi çekiyor.
"Işık burdayım yardım et "
Kimdi bu ve neden benden yardım istiyor. Ve asıl önemlisi buraya nasıl geldimi bilmeden nasıl ona yardım edebilirim ki bilemedim bi şekilde. Çaresizliğe bırakıyorum kendimi ."Gözlerimi açıp boşboş etrafı seyretmeye başladım. Sanırım rüya gördüm. Biri benden yardım istiyordu. Komik cidden benim kendime bile hayrım yokki sana olsun. 'Umarım sana yardım edecek birini bulursun güzel sesli çocuk ' diye de alay etmeyi ihmal etmedim. Sonra birden kafadeki işim geldi aklıma. Korkarak saate baktım ve koca bi "Siktir " çektim yarım saat sonra mesayim başlıcak ve benim yetismem imkansız!
Hemen hazırlamaya başladım. Öyle pek süslü bi tip değilim bakımsız bile denebilir hatta zaten öyle çok şahane de bi fiziģim yok. Ama bunları pek sıkıntı etmiyorum ben buyum kendimi günlük beş on kilo makyaj yapıp değiştirmeyi tercih etmiyorum . Evden çıkıp durağa koşmam yalnızca on Dakika mi alınca biraz seviniyorum eğer otobüs erken gelirse işe geç kalmayanibilirim diye düşünüyorum.
Yaklaşık yarım saat sonra gelen otobüse de, onun şoförünede, geldiği yollarada, küfür etmeyi ihmal etmiyorum.
Sonuç olarak tabiki mesayi ye 20 dk geç giriyorum .
Benim geldimi gören selim hemen zevklerine başlayıp" oooo assolistler en son çıkarmış ışık hanim" değip kendince laf sokup komik olmaya çalışıyo. Ben cevap vermeye tenezzül etmeyince sinirli bi şekilde önüne dönüyor. Ama haketti benimle ne derdi var bilmiyorum, yada biliyoda olabilirim sanırım 3 kez bulusmak istemesi , 2 kez sinemaya davet etmesi , bi kere hoslandgini dile getirmesi en sonunda cumartesi kahve icicez itiraz istemiyorum dediğinde umursamayip unutmam ve aradığında unuttum değip dürüst davrandım için benden nefret ediyo olabilir ama ben balık hafızaliyim ne yapabilirim.Patronumuz ender bey ortalıklarda gözükmüyor bu iyiye işaret henüz gelmemiştir ve yoklumu farketmemistir diye düşünüyorum.
Ben böyle kendi halimde üzerimi degistirmeye giderken mineyi farkediyorum sanırım siparis alıyo ve herzamanki gibi en icten gülümsemesi tabikide eksik değil bu kıza gıpta ettiğim doğru nasıl bu kadar mutlu.
Üzerimi değiştirip mine nin aldığı siparişleri hazırlanmasına yardım ederken bi yandan da sohbet etmeye başlıyoruz.
Yine geç kaldın, patron sabah seni sordu goremeyincede sinirlendi, azarlayabilir hazırlıklı ol " diye beni uyardı. O böyle deyince yüzümde bi gülümseme oluştu bu kız herkese karşı bu Kadar düşünceli olmamalı bence.
"Boşver sen bunları düşünme alışkınım haftada en az üç kez başıma geliyor nasılsa diyorum.
Benim bu cevabıma karşılık oda bana gülümseyip siparişleri götürüyor.Öğlene doğru restorant baya kalabalık yine her zaman ki gibi . Ben siparişlerimi dağıttığım sırada restoranın kapısı açılıyor ve baya kalabalık bi grup içeri girdi. 3 kız 3 erkek sanırım çiftler ve zenginler her zamanki tiplerden yani. Zengin bi mekan olunca. Inşallah ukala tipler değildir diye düşünürken minenin onları oturttugu masaya doğru sipariş almak için ilerliyorum. Ama hayatımda gördüğüm en soğuk kahverengi gözlerin hapsine girince üşüdümü hissediyorum bi an.
Masaya gelince bütün gözler beni buluyor;
Hoşgeldiniz ne alırsınız ?
Herkes tek tek siparişlerini verirken ben kızların ikoncan tiplemesi ile konuşmalarına gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
En son soğuk bakışli kahve gözlü çocuğa sorumu sordum da dimdik yüzüme bakıp "çay "
dedi ben bu sesi nerde duydum çok tanıdık. O sırada çocuğun yanındaki çakma sarışın cirlamaya başladı 'ayyyyyy umud yinemi çay iciceksin aşkım yaaaa ' diye ağzını yaya yaya konuşunca ağzının ortasına carpmamak geçti tabikide aklımdan yoksa aşkım dediği için falan değil yani. Bizim soğuk kahve sadece boş boş kıza baktı cevap bile vermeyince içimdeki haydar abi halay çekmeye başladı .Ben siparişleri hazirlayip masaya yaklastim çakma Sarışının latte sini vericekken bi koku algiladim bu nası anlatılır bilmiyorum huzur verici bişey,
Mantığımi tatile gondermeme yetecek kadar güzel ve hoş bi koku ve o sırada
'Ayyyyyy yandım' diye bi cirlama duydum ve kendime geldim.
Ne oluyo diye salak salak etrafa bakarken sonunda farkettim "Oha kızı yakmisim"
"Ne yapıyorsun be gerizekalı. Adam akıllı işini yapmicaksan neden Burda çalışıyorsun. "
Kusura bakmayın ben nası oldu anlamadım Özür dilerim . Dedim cidden mahçup olmuştum tamam kıza gıcık oldum ama latte yle yakicak kadar değil.
"Gerizekalı gerizekalı ya yanıyorum offf" kulaklarım pert bu arada
"Özür diledik ya ne diye hakaret ediyorsun yandiysan yandin itfaiyeyi cagiririz sönersin allahım ya".
Ayyyyyy duyuyormusunuz bide dalga geçiyor ya diyip soğuk kahve ye kuala gibi yapısip zırlamaya baslayinca ayrı bi gıcık oldum. Tam o sırada patronum gelip
Işık neler oluyor deyince ben kendimi final için hazırlamam gerektiğini anladım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun IŞIĞI
Teen FictionKadın kendi hikayesini yazabilmek için aldı hayata en büyük gardını, adam yolunu bulabilmek için. Adam inattı ,Kadın korkak Adam korkak'dı , kadın cesur Ve kadın tutsak'dı kayıp'dı bu hayatta Umudunu bekliyordu. Adam yenilmişti karanlıkda kalmışt...