evlenmem.

40 2 0
                                    

Aksam yemegi tuhaf bi şekilde sessiz geçiyordu . Hatta o kadar tuhaf eve geç geldim için ses çıkaran bile olmamıştı .
Bu durum pek hayra alamet değilde meraklı halim beni ele geçirdi ve babama uzun zamandır sormadım soruyu sordum.

"Baba"
"Hı" bu efendim deme seklimiz bu arada.
Bu cevap üzerine biraz kararsız bu şekilde bekledim. Bişey dememem üzerine sıkılmış olacakki .

"Ne diyeceksen de uğraşamam seninle." Ne kadar güzel anlaşılıyoruz diye düşünmeden edemedim bi an.

"Önemli bişey değil iyimisin diye soracaktım "
"Hangi dağda kurt öldü sen  halimi dhatrımi pek sormazdın. "
"Yokda sessizsin laf da söylemedin hasta falan mı oldun da ondan mi diye şey ettiydim...."
"Işık aranma ye yemeğini konuşmamız gereken konular var yemekten sonra"

Babamın bu sözleri üzerine sessiz kalmanın doğru olduğunu düşünüp yemeğimi yemeye devam edicekken aklıma gelen soğuk Kahveler bende iştah falan bırakmadı. Ne tuhaf çocuk ya.
O Kahvelere yalnızca iki kez uzun uzun bakma fırsatını bulduğunu düşündükçe kendini şanslı hissetti. Zira o Kahveler görüp görebileceği en güzel manzaralardan birine ev sahipliği yapıyordu.
Bunları düşünürken yüzündeki aptal gülümseme yine kendini belli etti. Beni hayal alaminden çıkaran babamın alaycı sözleri oldu.

"Bu kadar komikmi geldi sana söylediklerim."
.Dik dik yüzüne baktım, afiyet olsun değip odama geçip yine gitarimi elime aldım .
Sanirim cidden aranıyorum .aman banane zaten kendisi yeterince huzurumu kaçırıyor buna da engel olamaz diye kendime gaz vermeyi ihmal etmedim.
Bi yarım saat caldiktan sonra Melis in odaya girmesi ile bıraktım.
"Seni çağırıyor abla"
Dediğinde onaylar manada  kafamı sallayıp ayağa kalktım odadan cikicakken melisin sesi ile ona doğru döndüm
"Ablam sakin ol olurmu seni uzmesine izin verme tamam mı "
Ah benim düşünceli melisim. 14 yaşında bi olgun ablası benim ama  bana akıl veren o. Bunu düşündükçe içim biraz burkuldu Vicdanım beni ele geçirdi . Iyi bi abla değildim olmalıydim ama . Örnek bi abla gibi ona nasihat edebilicem hiçbir artım yok bu hayatta . Vicdanım beni eziyo , tabiri caizse un ufak ediyordu.  Düşüncelerimden sıyrılıp melise kocaman sarılıp . Eksiklerimi tamamlamam gerektiğini kendime not ederken bugün Melis için sakin olmak adına kendime söz verdim .

Odaya girdim an babamın gözleri beni buldu uzatmak ve sinirlenmemek  için "konu ne "
Dedim. 
Babam sakin sesiyle konuşmaya başladı.
"Konu sensin,  pervasizlikların , sorumsuzluklarin bu böyle gitmez ışık . Etrafta sürekli seni duyuyorum  ve bu hiç hoşuma gitmiyo halan aradı bugün duymuş ne dicemi bilemedim . Sen asisin , alev gibisin , ateşin nere düşerse orayı yakiyorsun.  Ilk bu evi Yaktın şimdi de akrabalarimizi  büyük ailemize sıçramak üzere ateşin. Gençsin toysun doğru ve yanlısı ayırt edemiyorsun.

Bunları doğru olabilir miydi gerçekten . Vicdanı ve mantığı arasından Melik dokudu genç kız . Bunlar doğru değildi bunu kabul edemez suçlu değildi ki.

Babası ışıģın sessizliğine karşı devam etti.
Artık sadece asiligine de laf gelmiyor . Namusun hakkında ileri geri konuşan insanlarda var .
Genç Giz duyduklarıyla ayağa kalk
"Kimmiş o konuşan söylede o dilini sökeyim . Ben ışık athanim benim namusum benden sorulur hesap sorulamaz ahkam kesilemez.

Değip odayı edeceği sırada babasının sesi ile ona döndü .
"Evlenmeni istiyorum. "
öfke tüm benime hukmederken sessiz ama öfkeli olan sesim onu ürkütmeye yetti .

"Ne demek evlenmeni istiyorum ? Bana sordun mu sen istiyormusun diye . Benim hayatım için konuşmaktan vazgeç.

"Başına buyruk hareket etmesen sana da bişeyler sorulurdu.  Senin gibi bi sorumsuzun böyle bi konuda doğru karar verebiliceni düşünmüyorum. "
" doğru karar evlenmem öylemi istemedim halde olmaz anladinmi olmaz kabul etmiyorum evlenmem."
"Evleniceksin ben kararımı verdim artık seninle kocan ugrassın hem bi boğaz eksik olur evden yetemiyorum eve. "

Acı  her geçen saniye kendini belli ederken ben hala bizzat kırmak için sarfedilmiş sözlerin altında eziliyordum.  Doğru duymuştum değilmi benim yediğim iki lokma fazla mi gelmişti ona .
" Evden bi boğaz eksik olur " bir baba bunları dicek kadar nasıl nefret edebilir ki evladından.

Sustum yüreğim çığlık çığlığa
haykırıriken ben sustum. Ne diyebilirdimki ağırdi bu sözler ben kaldiramazdim o kadar güçlü sayilmazdım . Bu gece hayatımın en büyük darbelerinden birini aldımi biliyordum. 
Yavaş yavaş oturdum yerden kalktım . Bi ben fazla gelmişim bu eve . Dış kapıyı acmamla soğuk hava beni titremeye yetti . Transtan çıkmış gibi kendime gelip koşmaya başladım . Arkadan sesler geliyordu ben hala koşuyorum ve sanırım aglıyordum. Kendimi yerin dibine gömmek istiyordum , son 1 saati yaşantımdan silmek istiyordum . Ölmek istiyordum. Beni bu dünyaya sığdırsmadılar ya hani , yok olmak istiyordum cesedim bile kalmasın bu dünya üzerinde istiyordum.
Duygusal çöküntüm devam ederken karşıdan gelen arabayi fark ettim bana çok yakındı ve sanırım yolun ortasından giden beni farketmedi . Çekilmedim, tuhaf ama bu hayatımda yaptığım tek doğru gibi gözüktü gözüme.
'Umarım canım yanmaz' değip gözlerimi kapattim ve gülümsedim.
Beklenen sona ulaştığımda duydum sesle pismanlik hissiyle yandım .
"Ablaaaaaaa"

*****************************

Umudun IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin