Merhabalar!Merhabalar!Uzun bir aradan sonra yine ben ve yine yeni bir bölüm...Aslında kimseyi bu kadar bekletmek istemezdim ama çok zorlu bir dömeçten geçtim ve bu da beni yazı yazmaktan alıkoydu.Beni alıkoyduğu gibi sizi de okumaktan alıkoydu.Belki de şuan çoğu okuyucumu kaybettim .Ki kaybetmişsem de hiç şaşırmam.Ne kadar süredir yb atmadığımı ben bile bilmiyorum .O yüzden böyle bir durumu normal görüyorum.Neyse bu kadar konuşmak yeter.Çok konuştum kesin!En iyisi ben susayım ve sizi uzun zaman sonra yeni bir bölümle baş başa bırakayım.
Herkese keyifli okumalar!"Sonunda uyuyan güzelimiz uyanabildi."duyduğum sesinde etkisiyle bir kaç dakika bekledikten sonra gözlerimi zorlukla da olsa tam anlamıyla açabilmiştim.Açtığımda yanımda Akın 'ı görmem beni şaşkına çevirmişti.Aklımda birden çok sorunun oluşması da cabasıydı.Kendimi biraz olsun toparlayarak yattığım yerden kalkmak için çabaladığım sırada Akın kolumu tuttu.
"Kalkmayı aklından bile geçirme!"diyerek beni geri yatırdı.Ki ona direnmeden geri yattım.Kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyordum.Ona karşı koyacak takatim hiç yoktu.Kendimi yattığım yerden de olsa biraz toparlayarak söze girdim.
"Akın?Neler oldu bana?Sen neden buradasın?"sesim kendimin bile duyamayacağı kadar cılız çıkıyordu.
Sorduğum soru üzerine gülümseyerek bana baktı ve bağlì kollarını açarak oturduğu yerden rahat hareketlerle ayağa kalktı.Yanıma yanaştı ve üzerime doğru eğildi.Nefesini yanağımda hissedebiliyordum ve bu benim tüylerimin diken diken olmasının yanı sıra beni korkutmuştu.Bu sebeple hemen kafamı sağa çevirerek ondan uzaklaştım.Ama o bana uzaklaşmama rağmen yine yaklaştı.Ama bu defa kulağıma eğilerek gülmeyle karışık fısıldadı.
" Şimdi bana soru sorma ve dinlenmene bak.Daha sonra sorularını sor.Olur mu Duru?"diyerek geri çekildi.O geri çekilince bende kafamı yavaş hareketlerle ona çevirdim.Ellerini kotunun cebine sokmuş bir vaziyette bana bakarak gülüyordu.
"Yaaa...Niye gülüyorsun?"aslında neye güldüğünü gayet iyi biliyordum ama bilmemezlikten gelmek için uğraşıyordum.
"Seni öpeceğimi zannettiysen yanıldın Durucum!"gülmeye devam ederken devam etmişti ve beni iyice utandırmıştı.Şuan kıpkırmızı kestiğimden adım gibi emindim.
"Yoo...Yok...Nereden çıkardın.Öyle bir şey hiç düşünmedim."ne kadar inandırıcı oldu bilmiyordum ama inanmasını umuyordum.
"Çırpınmana gerek yok Duru.Yanlış anladığını kimseye söyleyecek halim yok.Hem öpseydim ne olacaktı ki onları öpeyim diye can atan kaç kız var
biliyor musun?"diyerek kaşlarını havaya kaldırdı.Bu durum Akın 'a kızgın bir şekilde bakmama yetmişti."Hala öpmekten mi bahsediyorsun?Eğer bir daha bahs edecek olursan..."dememi bitirmeden araya girdi.
"Yoksa sen mi beni öpeceksin?"demesiyle yorgunluğumu hiçe sayarak yattığım yerden doğrularak arkamdaki beyaz mavi çiçeklerle kaplı yastıklardan birini Akın'a fırlattìm.Ama ne yazık ki isabet ettiremeden hızla kaçtı.Beni sinirlendirmeyi çok iyi beceriyordu gerçekten.
Oturduğum yerden yatmak için harekete geçtiğim sırada daha yeni kaçan Akın'ı kapının arasından bakarken gördüm.Benim ona bakmamı bekliyormuşçasına hemen söze girdi.
"Ha...Unutmadan söyleyeyim Durucum.Benim gibi bir yakışıklıdan öpücük beklemene gerek yok.Sen istediğin zaman arkadaşça öpücükte verebilirim."pis pis sırıtarak göz kırptı.O böyle yapınca arkamda duran ikinci bir yastığı elime aldığım gibi kapının arasından bana bakan Akın'a fırlattìm.Ne yazık ki yine ıskalamıştım.Atacağımı anlayınca kapıyı hışımla kapatmıştı.O kapıyı kapatır kapatmaz elim refleks olarak saçımın arasına gitti ve sinirden kendi kendime gülmeye başladım.Bu çocuk cidden deliydi.Ama eğlenceli bir deliydi.Beni nasıl neşelendireceğini iyi biliyordu.Kendi kendime düşündüğüm sırada daha önce kaldığım yerin neresi olduğunu incelemediğimi fark ettim.Odanìn içinin bu kadar aydınlık olması ilk dikkatimi çeken şey olmuştu.Duvarların açık sarısı ve dışarıdan evin içine giren güneş, buranın aydınlık olmasının sebebini açıklıyordu.Pencerelerde bulunan dantel işlemeli beyaz tül perde de evin güneşinin kesilmemesi için ideal bir seçimdi.Benim uzandığım koltuğun tam karşında kalan küçük ahşap desenli beyaz konsol ise bu aydınlık ortamı farklı bir havaya bürümüştü.Ki beyazla mavi karışımı koltuklarda öyle...Uzandığım koltuğun yanında ise tekli beyaz koltuklar vardı.Koltuklarìn arasında da üzerinde uzun yapraklı bir çiçeğin olduğu kahverengi sehpa bulunuyordu.Pencere ise hemen tekli koltukların arkasındaydı.Meşe rengi parkelerin üzerine ise eşyaların çoğuna hakim olan beyaz renk ,aynı şekilde modern çiçek desenli halıya da yansımıştı.Oda da televizyonun olmaması ve benim karşımdaki duvarda asılı olan kahverengi ve dalgalı saçlarının yanı sıra gözlerinin yeşiliyle de çok güzel bir kadın portresinin olması ilgimi çekmişti.Uzun bir süre duvardaki portreyi inceledikten sonra kafamı tekrar yastığa koymuştum ve koymamla bir kac dakika da olsa unuttuğum dün yine aklıma gelmişti.Aslında hiç unutmamıştım.Ki unutamam da.Kalbimin acısı bir an bile dinmeden ona olan aşkımı haykırıyordu.Onsuz kalacağım korkusunun gerçek olduğunu bilmek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE
Teen FictionGeçmişte yaşadığı her şeye rağmen kalbindeki masumiyeti kaybetmeyen bir kalple,kötülüklerin esiri olmuş,nefret saçan bir kalbin hikayesiydi onlar. Belki birbirlerinden çok farklı görünüyorlardı ama ikisininde bilmediği ortak bir yanları vardı; Peş...