İtiraf

519 96 20
                                    

Arkadaşlar multimedyada Duru'nun kıyafetleri var.Ve artık ithaf yapmak istiyorum.Bunun üzerine ilk ithafım benim iyi destekçilerim olan Ceren ve Derya'ya ithafen .Eğer istediğiniz bir bölümü size ithaf etmemi isterseniz.Bana yorum atabilirsiniz.Sizi daha fazla bekletmeyeyim.Keyifli okumalar canlarım:-);-)

Duru'nun ağzından:

Başıma vuran şiddetli ağrıyla gözlerimi açtım.Başım nasılda ağrıyordu.Artık kafamı nereye ve nasıl çarptıysam.Böyle bir ağrı yapıyordu.Zaten doktor arada ağrımasının normal olduğunu söylemişti.Yani bu ağrıda çok normaldi.Ama bana göre değil.Bu şekilde düşünürken başımın agrısı daha da arttığı için yattığım yerden kalktım ve yatağın içinde oturmaya başladım.Ardından oturduğum yerden Gül Teyze' ye seslendim.

"Gül Teyze!Gül Teyze!"diye bağırmaya devam ederken ,Gül Teyze içeriye geldi.Ve:"Durucum iyi misin?Bir yerin mi ağırıyor?"dedi telaşlı bir şekilde.Bunun üzerine bende:"İyiyim.Meraklanılacak bir şey yok Gül Teyzecim.Sadece biraz başım ağrıyor da,bana doktorun yazdığı ilacı getirir misin?"dedim.O da:"Duru aç karnına mı ilacı içeceksin ,yavrum?Olur mu hiç öyle!Şimdi ben sana güzel bir kahvaltı hazırlar getiririm."dedi ve beni dinlemeden odamdan çıktı.Ehh...Ne yaparsın?Gül Teyze'de böyleydi işte...Zaten annem ve bizim kızlar Gül Teyze'yi iyice örgütlemişlerdi.Sanki ne yapcaktım ki ,örgütlüyorlardı.Hala anlayamadım.Zaten hastaneden çıkalı şunun şurasında iki gün olmuştu.Ama benim iyi olduğuma hala kimse inanmıyordu.En başta da Eylem ve Gamze tabi ki...Bu yüzden iki gün benimle kalmışlardı.Ve daha dün akşam evlerine zorla göndermiştim.Valla eğer bugün de burda olsalardı ,kafayı yerdim herhalde...bu şekilde düşündüğüm sırada yanımda duran kitabı yere düşürdüm.Gerçekten beceriksiz olduğum fikrini bir kez daha kanıtlamış oldum.Bu beceriksizliğimle artık daha ne yapardım.Bilemiyorum.Kendi kendime kızarak kitabı almak için uzandığım sırada kapının açıldığını duydum ve kitabı alıp yüzümü yerden yukarı kaldırarak:"Gül Teyze!Niye zahmet et..."diyemeden ağzım açık bir şekilde bakakaldım.Onun burada ne işi vardı?diyerek olduğum yerden ayağa kalktım.O da elinde kahvaltı tepsisiyle kapıyı kapattı ve tepsiyi kapının yanında duran masaya koydu.Sonra da yavaş yavaş yanıma gelmeye başladı.O yanıma gelirken ben ona şaşkın ve sinirli bir şekilde bakmaya başladım.Ben ona bu şekilde bakmayı sürdürürken ,en sonunda yanıma gelmişti.Bana bakmaya başlaması üzerine daha fazla dayanamayarak:"Senin burada ne işin var?Evimi nereden buldun?"dedim sinirli bir şekilde.O ise kocaman bir kahkaha atmaya başladı ve:"Şaka mı yapıyorsun?Benim şuana kadar bulamayacağım hiç bir şey olmadı.Senin evini mi bulamıyacaktım?Ben Aras DEMİRHAN'ım!Şuana kadar isteyip de elde etmeğim hiç bir şey olmadı!Hem de hiç bir şey!"dedi ukala bir şekilde.Böyle söyleyince benim sinirlerimi iyice bozmaya başlamıştı.Kendini beğenmiş öküz ne olacak.Ama ben de altta kalmam ,diyerek konuşmaya başladım.

"Gerçekten mi?Kendine bu kadar çok mu güveniyorsun Aras Demirhan?Haaa...Söylesene!Her şeyi elde edersin öyle mi?Hıhh...Tabi edersin!Çünkü senin o elde ettiklerin var ya ...Eminim ki senin gibi olanlardır.Ayrıca kendine o kadar çok güvenme ,senin de istediğini alamayacağın elbette bir şey olacak.Hem de çok yakında biliyor musun?O zaman geldiğinde ben de sana:" Hani sen güçlüydün.Hani her dediğini yapabiliyordun?"diyeceğim.O günü iple çekiyorum Aras!İple..."dedim.Ben böyle söyleyince yüzünde pis ve bir o kadar sinirli bir sırıtış belirdi.Sonra beni kolumdan tuttu ve kendine doğru çekti.O böyle yapınca bende, kolumu kurtarmaya çalışıp ona bağırmaya başladım:"Bırak kolumu !Canımı acıtıyorsun hayvan herif!Bırak...!"diyerek direndiğim sırada:"Öyle mi Duru?Asıl ben iple çekiyorum.Çünkü bu söylediklerinden pişman olacaksın!"dedi kendinden emin bir şekilde.Bunun üzerine bende şaşkın ve çekingen bir şekilde :"Nedenmiş o?Niye pişman olucakmışım?"dedim.O ise güldü ve sıktığı kolumu bıraktı .Ardından yanıma daha da yaklaştı ve kulağıma:"O zaman öğrenirsin!"dedi gayet cool bir şekilde.O bana bu kadar yaklaşınca kalbim inanılmayacak derecede hızla çarpmaya başladı.Kalbime söz geçiremiyordum.Ayrıca yaklaşınca burnuma erkeksi huzur veren kokusu gelmişti.Bu da kalbimin daha hızlı çarpmasına neden olmuştu.Ne oluyordu bana böyle?Ne...?diyerek düşünürken beni bırakıp kapıya yöneldi.Tam çıkacakken tekrar arkasına döndü ve cebinden bir telefon çıkartarak:"Haa...Bu arada telefonun ben de kaldı. "diyerek masanın üstüne koyup kapıdan dışarıya çıktı.Hala şaşkın bir şekilde arkasından bakakaldım.Ne demek istemişti?Neyden bahs ediyordu?Neden söylediklerimden pişman olucaktım ki...Pişman olmam ki ben...Olmam değil mi ,olmam?...

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin