Hayat

71 1 0
                                    

Arkadaşlar hepinizden çoooook çoooooook çoooooook özür diliyorum.Belki bu özürler az kalacak ama şuan için elimden gelen bu .Uzun zamandır bazı sebeplerden ötürü yazı yazamadım ve bu da wattpade giremememe  sebep oldu. Belki bir çok okuyucumu,takipçimi bu yüzden kaybetmiş olabilirim  ama gerçekten isteyerek yaptığım bir durum değildi.Bu yüzden hepinizin affına sığınıyorum ve güzel hikâyeyi bitirmeden bırakmıyorum.Bir ya da iki bölüm sonra muhteşem bir sonla bu güzel aşk hikayemizi bitiriyorum.Şimdiden okuyan okumayan herkese teşekkür ediyorum.Daha fazla uzatmadan yeni bölümü sizlerle baş başa bırakıyorum.Herkese keyifli okumalar...😊

Yoğun bir şekilde aldığım limon kokusuyla yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım. Gözlerimi yavaşça araladım ve etrafıma bakındım.Başımın ucunda annemi görmemle büyük bir şaşkınlıkla ona bakmaya başladım.
"Duru..." dedi telaşlı bir vaziyette. Bu durum iyice kafamı bulandırmıştı.Neredeydim ve annem neden başımdaydı?

"Ne oldu bana ve sen neden başımdasın?" dedim soğuk bir sesle. Bunun üzerine bana :"Biraz fenalaştın sa..." demesine izin vermeden ne olduğunu hatırlamamla:"Aras..."diye mırıldandım ve telaşla bir an da yattığım yerden ayağa kalktım.

" Duru, neden ayağa kalktın! Daha iyi değilsin! "dedi telaşlı bir sesle. Onu umursamadan dolan gözlerimle kendi kendime :" Aras... Aras'ın yanına gitmeliyim!"diyerek bir an da ağlamaya başladım. Annem kendimde olmadığımı fark etmiş olacak ki oturduğu koltuktan kalkarak beni kolumdan tuttu.
" Duru, kendine gel kızım! "dedi sakin bir tavırla.
" Aras... Aras'ın yanında olmalıyım ben! Ona bir şey oldu. "titrek çıkan sesimle ağlıyordum. Annem benim aksime sakin bir tavırla:" Kızım, önce bir kendine gel, sonra gidersin onun yanına! "demesiyle sinirle yüzüne baktım.
" Kendime mi geleyim?"dedim ukala bir tavırla.
" Ben sana diyorum Aras'a bir şey oldu, yanına gitmeliyim. Sen bana dinlen diyorsun!Sen nasıl bir insansın ya! "dedim öfkeyle bağırarak. Koluma dokundu.
"Kızım, ben öyle demek istemedim." demesiyle yüzüne sinirle baktım ve:"Seninle hâlâ vakit kaybettiğime inanamıyorum." dediğim gibi hışımla odadan çıktım ve nasıl olduğunu anlamadan aşağıya indim. Taksi beklemeye başladığım sırada arkamdan duyduğum sesle irkildim.
"Duru Hanım!" diyen annemin şoförüne doğru döndüm.
"Ne oldu Kerem?" dedim sinirle.
Benim aksime sakin bir tavırla devam etti.
"Anneniz, sizi bırakmamı istedi." demesiyle sinirden gülmeye başladım.
"Gerçekten mi?"dedim kendimi toparlayarak.
"Duru Hanım, şuan şaka yapmıyorum ki karşınızda duruyorum. Eğer biraz daha zaman kaybederseniz sevdiğiniz adamı bir daha hiç göremeyeceksiniz." demesiyle olduğum yerde bir müddet kaldım. Ardından kendimi toparladım ve :"Aç kapıyı Kerem!" diyerek bağırdım ve arabaya hızla bindim. Arabaya biner binmez :"Şimdi beni hızla hastaneye götür!" demem üzerine arabayı hastaneye doğru hızla sürmeye başladı.

************************

Yarım saate yakın bir yoldan sonra hastaneye gelmiştik.Kerem'e teşekkür edip hızla arabadan indim ve hastaneye girdim. Koşarak yoğun bakımın olduğu yere geldim. Ama olduğum yerde kalakaldım. Ayaklarım ileriye gitmiyordu.Çünkü korkuyordum. Eğer ona bir şey olmuşsa...gözümden bir damla yaş süzüldü. Bunu düşünmek bile canımı çok yakıyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra ağır adımlarla koridorun köşesinden dönmüştüm. Döndükten sonra gördüğüm manzara korkumun gerçekleştiğini söylüyor gibiydi. Bu olamazdı. Bu olmamalıydı. Gözümden bir yaş daha damlamıştı. Ağır adımlarla bir kısmı sus pus bir kısmı ağlayan bizimkilerin yanına gittim. İlk beni fark etmemişlerdi.Korkuyla karışık titrek sesimle söze başladım.
"Niye böylesiniz? Aras iyi değil mi?
"dedim ağlamaklı bir sesle.Ben böyle deyince beni fark ettikleri gibi hepsi ne diyeceklerini bilemez bir vaziyette bana bakıyorlardı.
"Niye öyle bakıyorsunuz? Neden konuşmuyorsunuz? Aras iyi desenize!"ağlayarak bağırmıştım. Buna rağmen hâlâ hiç bir şey demiyorlardı. Onlar demeyince bende iyice kötü oluyordum. Hâlâ onlar konuşmayınca ben de hızla yoğun bakımın önüne gittim ve gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Aras yerinde yoktu ve onun yerinde başka bir hasta yatıyordu.Olduğum yerde öylece kalakalmıştım. Ona bir şey olmamış olsun! Allah'ım ne olur ona bir şey olmamış olsun!
Gözümden süzülen yaşlarla mırıldandım. "Aras..."
"Duru!"diyerek koluma dokunan Eylem'e hışımla döndüm.
" Aras, nerede Eylem! Onu nereye götürdüler?"bir yandan ağlıyordum bir yandan da bağırıyordum.
" Duru, önce bir sakin ol! "dedi sakin bir tavırla. Ona hayretle baktım.
" Nasıl sakin olabilirim söyler misin Eylem!Nasıl?"ağlayarak bağırdım. Biraz duraksadıktan sonra devam ettim.
" Bana telefonda Aras dedin sonrası ben de yok. Buraya geliyorum. Aras nerede diyorum yine sesiniz çıkmıyor. Yoğun bakıma bakıyorum orada da yok. Ve siz bana sakin olun diyorsunuz. "dedim ağlayarak.
" Ben sakin olamam Eylem!Ben sakin olamam..."demem üzerine bana sarıldı. O bana sarılınca ben daha çok ağlamaya başlamıştım.
"Eğer, ona bir şey olmuşsa bile bunu bana söyle Eylem!" dedim zoraki çıkan sesimle. Sırtımı sıvazlamayı bıraktı ve kendini geriye doğru çekti.
Ardından:"Seni onun yanına götürcem. Beni izle Duru!" dedi. Elimin tersiyle gözümü sildim ve tamam anlamında kafamı salladım.
Bunun üzerine Eylem ilerlemeye başlamıştı. Ben de onun arkasından ilerliyordum. İlerliyordum ama korkarak ilerliyordum. Ona bir şey de olmuş olabilirdi ve bunu düşünmek bile beni kahrediyordu.Onsuz kalacağımı düşünmek kalbime bir ağırlığın oturmasını sağlamıştı bile. Allahım nolur ona bir şey olmamış olsun! Ne olur bir şey olmasın! Rabbim onu bana bağışla! Eylem'in bir kapının önünde durmasıyla geldiğimizi anlamıştım. Korku ve kararsızlıkla Eylem'in gözlerine baktım. Korktuğumu anlamış olacak ki bana tebessüm ederek kafasıyla girmem gerektiğini işaret etti ve ardından geçmem için geri çekildi. Ağır adımlarla kapının önüne geldim ve elimi yavaşça koluna uzattım. Ama sadece uzatmakla kalmıştım. Korkuyordum. Kapının arkasında beni neyin beklediğini bilmiyordum ve bu durum beni çok korkutuyordu. Onu nasıl bir vaziyette göreceğimi bilememek...Gözümden akan yağmur misali yaşlarla korkarak da olsa kapının kolunu yavaşça indirmiştim. Kapıyı açtım ve derin derin nefes alarak içeriye girdim. Ardından kapıyı kapattım ve ağır adımlarla kapının oradaki küçük koridorda ilerledim ve duvarın arkasında biraz duraksadım. Çünkü bunun arkasında Aras vardı. Ve ben onu ne şekilde göreceğimi bilmiyordum. Tekrar derin bir nefes alarak duvarın arkasından çıktım ve Aras'ı görmemle hüngür hüngür ağlamaya başladım.
"Aras..."diyerek bağırdım ve hızla yanına ilerledim.
"Neden Aras? Neden?" diyerek bir yandan ağlamaya bir yandan da bağırmaya devam ediyordum.
"Beni neden bıraktın Aras? Hani beni bırakmayacaktın? Hani her zaman yanımda olacaktın? Ama yanımda değilsin ki Aras.Beni bıraktın ki sen!" diyerek yattığı yatağın kenarına geldim ve elini sımsıkı tutarak başımı yatağın kenarına koyarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordum.
" Neden bıraktın beni sevgilim? Neden... "diyerek ağlamaya devam ederken duyduğum ses irkilmeme sebep olmuştu.

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin