Salon kapısının önünde durmuş annem ve Afra'nın konuşmasını dinliyordum. Dün gece ki ağlama krizimin ardından annem benim için oldukça endişelenmişti. Ne olduğunu sorduğunda geçiştirmeyi başarmıştık ama şimdi Afra'yı sorguya çekmişti.
"Bence bir süre üzerine gitmeseniz iyi olur." diye kaçamak bir cevap verdi Afra.
"Onun için endişeleniyorum." İç çekti. "Dün gece neden o haldeydi Afra hala söylemedin."
"Bende anlamadım." Başımı biraz daha içeri uzattığımda Afra'nın koltukta oturuyor anneminse onun önünde duruyor olduğunu gördüm.
"Sorun Engin'le evlenecek olmam mı ?" O da Afra'nın yanına oturdu.
"Sanmıyorum."
"Belki de..." Onları daha fazla dinlemek istemediğim için salonun kapısından uzaklaştım ama seslerini hala duyuyordum. "..psikolog bulsak iyi olacak."
Odama girip kapımı yavaşça kapattım. Yeniden psikoloğa gitmek istemiyordum. Hem ileride psikolog olmak isteyen birisi şimdi psikoloğa ihtiyaç duymamalıydı. Böyle davranmaya bir son vermem gerekiyordu. Herkesi iyi olduğuma ikna etmem gerekiyordu. Afra hala gelmemişti. Annemi psikoloğa gitmemem konusunda ikna ettiğini umuyordum. Komodinin üzerinde çalan telefonumu aldım. Bartu'nun ismini görünce içimde bir rahatlama hissettim.
"Efendim?"
"Yarın oraya geliyorum." Benim arkadaşlarımın hemen konuya girmek gibi bir özellikleri vardı maalesef.
"Niğde'yemi ?"
"Evet."
"Yarın annemin nikahı var, ben katılmayacağım gelmen çok iyi olur." Rahatlamıştım. Herkes nikahtayken ben ne yapacağımı bilmiyordum çünkü.
"Geldiğimde seni ararım, birkaç gün kalmayı planlıyorum."
"Çok sevindim."
Vedalaşıp telefonu kapattığımda içimde müthiş bir rahatlık hissettim. İnsanın dostlarının olması iyi bir şeydi. Henüz tanışalı sadece iki ay olsa da beni özlediği için buraya gelecekti. Ben de onu çok özlemiştim. Çok fazla konuşmasa da sadece varlığını bile özlemiştim.
* * *
Sabahtan beridir evde bir telaş almış başını yürüyordu. Bugün nikah günüydü ve neredeyse herkes bizim evde giyiniyordu. Annemin arkadaşları benim nikaha gelmediğimi duyunca önce şaşırmış ardından eleştiren bakışlar atmışlardı ama hiçbiri umrumda değildi. Onaylamadığım bir nikahın törenine katılamazdım herhalde. Bu annemin nikahı bile olsa.
Kalabalığın arasında Afra'yı arıyordum. En son benim odamda üzerini giyiniyordu ama şimdi birden kaybolmuştu. Onu bulmaya bir süre ara verip mutfağa gittim ve kendime bir kola koydum. Bartu ne zaman gelecek merak ediyordum. Saat üçe geliyordu ama henüz aramamıştı. Kolamın son yudumunu da içtikten sonra mutfağa mavi elbisesinin içinde harika görünen Afra girdi. Onu hayranlıkla süzüyordum. Muhtemelen bu elbiseyi ben giyseydim asla ona durduğu gibi durmazdı.
"Biz kuaföre gidiyoruz sonra da evlendirme dairesine gideceğiz."
"Bende Bartu'nun aramasını bekliyorum." Telefonuma tekrar baktım. Ama ne arama vardı ne de mesaj.
"Gelmeyeceğine emin misin ? Çağatay geliyor."
"Eminim."
"Peki o zaman." İki yanağımdan öptü. "Biz gidiyoruz, görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
Teen Fictionİçimde bir şeylerin yanlış gittiğine dair bir his vardı. Sanki, burada olmamalıydım. Ona güveniyordum, şu anki durumumda güvenmek zorundaydım. Ama o kadar tuhaf davranıyordu ki... Ondan korkmaya başlamıştım. Odanın içinde ellerimi belime koymuş...