HEDİYE

374 24 0
                                    

"Bıraktığın için teşekkürler." deyip arabadan indim. Alper'in bu halime şaşırdığını biliyordum ama okuduğum şeyleri hala sindirebilmiş değildim.

Arabayı hala çalıştırmadığı için beni izlediğini biliyordum. Ama arkamı dönmedim. Adımlarımı hızlandırıp otele girdim ve odama çıktım. Saat altıya geliyordu ve Afra odada yoktu. Ona geldiğimi haber verebilirdim ama eğlencelerini bölmek istemiyordum. Bu yüzden cep telefonumu çıkardım ve şu an konuşmak istediğim tek kişinin numarasını tuşladım.

"Alo." diyerek açtı telefonu Bartu.

"Ben İstanbul'dayım." diyerek hemen konuya girdim.

"Cidden mi ? Ne zaman geldin ?"

"Az önce geldik." diye yalan söyledim. "Müsaitsen buluşalım mı?"

Güldü. "Olur."

Dışarı çıkmak istemediğim için Bartu'yu otele çağırdım ve oda numaramı verdim. O gelene kadar oyalanmak için de televizyonu açtım. İçimden bir ses Alper'in ajandasının tamamını okumamı söylüyordu ama yapamıyordum. İçinde yazıyor olabilecek şeyler beni korkutuyordu. Varlığımdan haberdar olduğu ilk andan beridir beni öldürmek istiyordu. Peki şimdi ne değişmişti de bana aşık olmuştu ? Düşünebildiğim tek mantıklı açıklama Alper'in yalan söylüyor olabileceğiydi. Annesinin ve abisinin intikamını almak yerine her şeyi unutup yeniden başlamayı seçmişti. Bu bana yanlış geliyordu. Alper böyle bir insan değildi.

Düşünmeye devam ettikçe Alper'in bana yalan söylüyor olabilme ihtimaline daha çok inanmaya başladım. O yine benim aşkımı kullanıyor olabilirdi. Bu kez dikkatli olmalıydım. İki ay önce yaşadığım şeyleri tekrar yaşayamazdım.

Odamın kapısı çalınca düşüncelerimden sıyrıldım ve kapıyı açtım. Karşımda Bartu vardı ama farklı görünüyordu. Saçını sıfıra vurdurmuştu. Neden böyle bir şey yaptığını sormak istesem de vazgeçtim. Bir süre ikimiz de havadan sudan konuştuk. Onunla konuşmak nedenini bilmediğim bir biçimde rahatlamama neden olmuştu. Bir süre daha konuştuktan sonra otelin kafesine inmeye karar verdik.

Odanın kapısını açtığımda genç bir otel çalışanıyla karşılaştım. Elinde siyah bir kutu vardı.

"Buyrun?" diye sordu Bartu ardından beni geriye çekip önüme geçti.

"Alaska Seçkin ?"

"Benim." dedim tereddütle.

"Bunu size gönderdiler." Elindeki kutuyu bana uzattı.

Kutuyu elime aldım, ağır değildi. "Kim göndermiş ?

"İsim belirtmediler, sadece size vermemi söylediler."

"Peki, teşekkürler." deyip tekrar içeri girdim.

Bartu da kapıyı kapatıp yanıma geldi. "Açsana."

Onun yanında açıp açmamak konusunda karasızdım. Alper göndermiş olabilirdi. Bugün onun yanındayken bir şeylerin ters gittiğini anlamış ve hediye göndermiş olabilirdi. Ama bu Alper'in tarzı değildi. O bana hiç hediye göndermemişti.

Kutuyu yatağımın üzerine koyup kapağını yavaşça açtım. İçindeki şeyi görmemle beraber çığlık atmam bir oldu.

"Alaska, sakin ol." diye uyardı beni Bartu.

"O bir silah." İçimdeki korkuya engel olamadığım için tekrar çığlık attım.

"Herkesi başımıza toplayacaksın." O benim aksime sakindi.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin