Afra hemen karşımda neşe içinde elindeki katalogları inceliyordu. Onun bu neşesini bozmak istemiyordum ama Kaan ve Beliz'i beraber sarmaş dolaş gördüğümü de bir şekilde söylemeliydim.Telefonumu açıp geçen gün çektiğim fotoğrafa tekrar baktım. Kaan kolunu Beliz'in omzuna atmış, ikisi de karşılarındaki bir noktaya bakıyorlardı. Büyük ihtimalle o an gelen cam kırılma sesine bakmışlardı.
"Sence bu nasıl ?" diyen Afra yüzünden yerimden sıçradım. Fotoğrafı hemen kapatıp gösterdiği kolyeye baktım. Gümüş renkli, ucunda melek figürü olan sade bir kolyeydi. Benim tarzıma değil ama onun tarzına uyuyordu.
"Güzel." Omuz silktim. Muhtemelen beğenmediğimi anlamıştı. Tekrar kataloğa döndü.
Hala ona nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Belki de Sarp'ı da çağırıp öyle söylemeliydim ama ara bozan kişi de olmak istemiyordum. Sodamdan bir yudum daha alıp arkama yaslandım ve Afra'nın odasını tekrar incelemeye başladım. Bu odanın her detayını biliyordum. Tekli koltuğun minderinin altında küçük bir yırtık olduğunu ve o yırtığın içinde Afra'nın para sakladığını bile biliyordum.
O kadar uzun süredir tanışıyorduk ki onun dolabındaki kıyafetleri bile ezbere sayabilirdim. Şimdi, bu kadar yakın olduğum arkadaşıma birisi ihanet ediyorsa saklayamazdım. Doğrudan söylemeye karar verdim.
"Afra."
"Hmm?" Başını katalogdan kaldırmadı.
"Sana bir şey..." Cümlemi bitiremeden telefonum çalmaya başladı. Alper arıyordu.
"Efendim?" Sesimi kibarlaştırdığım için Afra bir erkekle konuştuğumu anladı ve başını kaldırdı.
"Yarın ne yapıyorsun ?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim. Hala aynıydı. Hal hatır sormadan konuya giriyordu.
"Sanırım bir planın var." diye mırıldandım.
"Kayseri'ye gidiyorum, bana eşlik etmek ister misin ?"
"Bir günde gidip geri dönebileceğimizi sanmıyorum."
"Annenler evde yok, kalırız işte bir gün." dediğinde sırıtmaya başladım. İlk defa bana emir vermek yerine ikna etmeye çalışıyordu. Ama sonra aklım başıma geldi.
"Annemlerin evde olmadığını nereden biliyorsun ?"
İç çekti. "Gelecek misin gelmeyecek misin ?" Sesi eski sertliğine kavuşmuştu.
"İyi, geliyorum." deyip telefonu yüzüne kapattım. Odunluk yapmasa olmayacaktı.
"Kim?" diye sordu Afra, elindeki kataloğa olan ilgisini tamamen kaybetmiş görünüyordu.
"Alper." Sodamı elime alıp tekrar yudumlamaya başladım.
"Seni onunla çok fazla takılmaman konusunda uyarmıştım." Tek kaşını kaldırdı.
"O değişti." Buna hem kendimi hem de onu inandırmaya çalışıyordum.
Yüzünü buruşturdu. "Kimse değişmez."
"Hayır, seni eskiden seven insanlar artık sevmeyebilirler." Daha cümle ağzımdan çıkar çıkmaz pişman olmuştum.
Kaşlarını çattı. "O ne demek şimdi ?"
Afra'ya Kaan ve Beliz'i Alaska Bar'da gördüğümü anlattım. Fotoğrafı da göstereceğim sırada görmek istemediğini söyleyip reddetti. Üzülmüş gibi değil de, hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu. Ben bile hayal kırıklığına uğramıştım. Kaan'ın Afra'yı ne kadar sevdiğine ben şahittim. Şimdi ne olmuştu da en yakın arkadaşlarından birisinin sevgilisiyle onu aldatıyordu ? Ne değiştiğini merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESLİMİYET
Teen Fictionİçimde bir şeylerin yanlış gittiğine dair bir his vardı. Sanki, burada olmamalıydım. Ona güveniyordum, şu anki durumumda güvenmek zorundaydım. Ama o kadar tuhaf davranıyordu ki... Ondan korkmaya başlamıştım. Odanın içinde ellerimi belime koymuş...