TESADÜF

453 32 2
                                    

Kızların birbirlerine istedikleri her türlü soruyu sorabilecekleri bir internet sitesinde dolaşıyordum. Canım sıkıldığında buradaki soruları okuyor, bazılarına da cevap yazıyordum. Sorular genelde iki erkek arasında kararsız kalan kızların sorularıydı. Ben de geçen sene birkaç soru sormuştum ve bu soruların hepsi Berkin ile ilgiliydi. Şimdi geriye bakıp düşündüğümde hepsinin çok saçma sorular olduğunu fark ettim. "Beni aldattı, ama onu çok seviyorum. Geri dönmeli miyim ?" Neyse ki tüm kızlar geri dönmememi, eğer o da beni sevseydi aldatmayacağını söylemişlerdi.

Buradaki kız dayanışması çok güzeldi. Kimse birbirinin gerçek fotoğrafını görmediği için kıskançlık olmuyordu. Normal hayattakinin aksine kızlar birbirine destek olmaya çalışıyorlardı. Bu yüzden sanal arkadaşlığı seviyordum. Hatta birkaç kere fake hesap açıp sanal arkadaşlarla sohbet etmişliğim bile olmuştu. Çünkü oradaki arkadaşlıklar gerçekti, karşındaki kişinin nasıl birisi olduğunu görmeden sohbet ediyordun. Dış görünüş kimsenin umrunda olmuyordu. Önemli olan sohbetinin iyi olup olmadığıydı.

Sitede biraz daha dolaştıktan sonra bir soru dikkatimi çekti.

"Sevgilim ve babam arasında seçim yapmam gerekiyor ama yapamıyorum. Neden seçim yapmam gerektiğini sormayın, sadece seçim yapmam gerekiyor. Sevgilimi çok seviyorum, babamıysa sevdiğim söylenemez ama sonuçta o benim babam. Sizce ne yapmalıyım ?"

Soruyu tekrar tekrar okuduktan sonra gelen cevapları okumaya başladım. Çoğunluk babasını seçmesi gerektiğini çünkü onu bu yaşa getiren kişinin babası olduğunu söylüyordu. Ama böyle söylemeyenler de vardı. Mesela gizli bir kullanıcı şöyle diyordu ;

"Neden herkes baban diyor anlamıyorum ? Seni bu güne kadar getirmiş olabilir ama onu sevmemenin bir nedeni olmalı değil mi ? Sana iyi davranmıyor olabilir, ondan şiddet görmüş olabilirsin. Bundan sonra hayatına devam edeceğin insan baban değil, sevgilin. Bence onu seçmelisin."

Gizli kullanıcıya bir konuda hak veriyordum. Bundan sonra hayatına babasıyla değil sevgilisiyle devam edecekti. Ama ya erkek, kızın onu sevdiği kadar sevmiyorsa kızı ? Ya kız sevgilisini seçtikten sonra oğlan onu terk ederse ? Bunları düşünmesi gerekiyordu. Babası ona nasıl davranırsa davransın yine de onun arkasında dururdu. Babaydı çünkü o. Terk edip giden sevgililerden birisi değil.

Bu durum Alper ve benim durumuma çok benziyordu. Babam hayatta olmamasına rağmen kendimi bir seçim yapmak zorundaymışım gibi hissediyordum. Ama bu soruyu soran kızı da anlıyordum. Aşk başka bir şeydi. Her ne olursa olsun kalbin onu seçmen için bas bas bağırıyordu. Burada bize akıl danışması yanlıştı. Biz onun babasıyla ne yaşadığını veya sevgilisinin onu ne kadar sevdiğini bilmiyorduk. En doğru kararı vermesini dilemekten başka bir şey gelmezdi elimizden.

Siteyi kapatıp yeni odama bir göz gezdirdim. Eşyalarım eski odamdakilerin tamamen aynısı olsa da alışamamıştım buraya. Eski odamdan kat kat büyüktü çünkü. Ben küçük odamda mutluydum. Burada eşyalarım çok az görünüyordu gözüme. Ama annem üzülmesin diye sesimi çıkarmıyordum. Zaten tüm bu evlilik saçmalığına da sırf o üzülmesin diye sesimi çıkarmamıştım. Çünkü babamdan sonra hayatta kalan tek varlığım annemdi. Onu da kaybetme düşüncesi sol yanımın ağrımasına neden oluyordu.

Su içmek için mutfağa indiğimde Çağatay'ın da yemek yediğini gördüm.

"Afiyet olsun." dediğimde başını sallamakla yetindi.

Kendime bir su koyup tezgaha yaslanarak içtim. Ardından telefonuma Afra'nın numarasını tuşladım. Ancak henüz telefon çalamadan yeterli bakiyemin bulunmadığını söyleyen bir kadın sesi duyuldu.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin