" Birileri onu kurtarmış olmalı. Bu adam her kimse..."
Eron'un sözünü kestim. Bakışlarımız birleşti. Birbirimize birkaç saniye ters ters baktıktan sonra sessizliği bozan taraf ben oldum.
" Tehlikeli biri. Dikkatli olun." dedim. Sinirden gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Yüz kaslarım gerilmişti. Bu hale düşeceğimi asla tahmin etmedim. Colan her zaman gerektiğinden fazla tedbirli davranırdı. Şimdi ise kolayca yönetenlere yani bana yakalanmıştı. Bu planladığı bir şey değilse başı büyük dertteydi. Onu kurtarmakta bana düşmüştü. Diğer yönetenler koltuklarından kalkıp sırasıyla elimi sıktılar.
" İstediğin zaman harekete geçmeye hazırız."
Eron elimi sımsıkı tuttu.
" Paralı askerlerin, Azraillere yetişmesini bekle. Birlikte hareket etmelerini istiyorum."
" Nasıl istersen."
Paralı askerler ben söyleyene kadar bir yere hareket etmeyeceklerdi. Yönetenler evden çıktıklarında üzerimi değiştirip alt kattaki tünellere ulaştım. Bütün hızımla koşuyordum. Yedinci caddeyi geçtiğimde trenlerden birine atlayıp, sığınağın yolunu tuttum. Tren köprünün üstünden geçerken iki elimle kapının yanındaki demirlere tutunup kendimi aşağı sarkıttım. Rüzgâr tüm şiddetiyle gömleğimi döverken içim hissettiğim enerjiyle dolup taştı.
" Dikkat et, düşebilirsin." dedi sarhoş bir adam. Sonra oturulacak boş yerlere uzandı.
Ellerimle gövdemi geriş çekip, bende bir yere oturdum. Hava soğumuştu. İstem dışı titredim. Tren ikinci caddeye geldiğinde yavaşladı. Durmasını bekleyemeyecek kadar sabırsız olduğum için kendimi sahil yolunda uzanan ormanın içine attım. Bir an önce sığınağa ulaşmam gerekiyordu. Toprak yolun bitimindeki kükreyen şelaleyi geçtiğimde demir raylara ulaştım.
" Arwel," diye seslendi Emre elindeki feneri yüzüme tutarak. " Bir sorun mu var?"
" Soygun için hazırlanın. Çatışma ihtimaline karşı yanınıza silah da alın."
Duraksadım. " Çaylaklarda gelsin." dedim son anda. Belki acemice bir karardı ama şuan onlara da ihtiyacımız vardı. Hem işi en iyi saha da öğrenebilirsin.
Emre başını sallayıp koşarak sığınağa ulaştı. Elimle cebimdeki telsizi yokladım. Paralı askerleri buraya gelmeden yarım saat önce banka binasına göndermiştim. Yine de bizden önce oraya varamayacaklardı. Gittiğimizde yalnızca Azraillerle çatışacaktık. Tabi kayıplarımızda olacaktı ve bu göze aldığım bir seçenekti. Herkesin hazırlandığından emin olmak için bende rayları aşarak sığınağa ulaştım. Asıl amacımızın Colan'ı kurmak olduğundan henüz hiçbirinin haberi yoktu. En azından bir süre olmayacaktı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULANIK
Science Fiction1 Binanın girişine ulaşmamıza yalnızca birkaç adım kalmıştı. Arwel elindeki silahla rastgele arkamızdaki boşluğa ateş ediyordu. Eva binanın kapısını açtığında hepimiz kendimizi içeri attık. Bembeyaz upuzun koridor tıpkı rüyamda olduğu gibi sonu yokm...