İlaçları almadım. Onun içmesi gerektiğini söyledim. Belli ki Bodolf yanında tuttuğu adamların canını fazla önemsemiyor. Ama ben önemsiyorum. Kızın yorgun hareketleri elbette ki gözümden kaçmadı.
" Burada ne işin var?" diye sordu Daphne sıcak bir gülümsemeyle.
" Nerede?"
" Bu adada. Sen buraya ait değilsin Colan. Burayı hak etmeyen biri varsa o da sensin."
" Hiçbir insan bu şekilde yaşamayı hak etmiyor, Daphne."
Bodolf salon kapısından içeri girdiğinde bütün gücümle üstüne atladım. Adamın incecik boğazı iki avcum arasında kayboldu. Bütün güdülerim onu şimdi, burada öldürmemi söylüyordu. Soğukkanlı bir katili soğukkanlı bir şekilde öldürebilirdim. Bunu severek yapardım.
" Lütfen," diye haykırdı Daphne. Sanki az önce bağıran o değil de Eva'ymış gibi hissettim. Ellerimi gevşetip yavaşça adamın üzerinden kalktım. Gözlerim iri iri açılmıştı ve burnumdan soluyordum.
" Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Bodolf boğuk bir ses tonuyla. Çılgına dönmüş gözlerim hala onun üzerindeydi.
" Neden kızını o yere götürdün?" Sesim çıkarken kırıldı.
" Bunu sana kim söyledi?"
" Kendi kızına nasıl böyle bir şey yaptırabildin?"
Bodolf 'unöfke saçan bakışları yanındaki kıza kaydı. Ardından bana doğru dönüp avucunun içinde sakladığı bıçağı boğazıma dayadı.
" Seni istesem öldürebilirim. Burada..." diye bağırdı adam var gücüyle. Ağzından tükürükler saçarak konuşuyordu. Öfkeden kudurmuştu.
Adamı olduğu gibi kaldırıp sağımda bulunan masanın üzerine fırlattım. Daphne bıçağı yerden alıp boğazıma dayadı ve hafif bir sıyrık açtı. Kan usulca boynumdan aşağı damladığında ellerimi havaya kaldırıp sakin olmasını söyledim. Bıçağı birkaç santim geri çektiğinde elinden alıp kızı bütün gücümle kapının köşesine ittim.
" Bize ihtiyacın var. Silvio'nun gizli tuttuğu bilgilere ulaşabilirim. Hala onunla çalıştığımı düşünüyor."
Kapıdan çıkmak üzereyken durdum. Elimle boynumdaki kanı temizleyip önce Daphne 'ye ayağa kalkması için yardım ettim. Ne olursa olsun kıza bu şekilde davranmamalıydım. Canın acımadığını söylüyordu ama bir yandan da kalçasını tutarak yürümeye çalışıyordu.
" Silvio madem beni öldürmek için Eva'yı kullandı o zaman neden beni Azraillere karşı korudu? Neden benim için Eron'u öldürdü?"
" Bizde bunu öğrenmek istiyoruz. Bence planladığı daha büyük bir şey var?" dedi Daphne gözlerini üzerime dikerek.
" Bizim işimizde bunu öğrenmek." diye araya girdi Bodolf. Bana biraz kızmıştı. " Eğer kızıma zarar vermeye kalkarsan..."
" Merak etme, belli ki kızına karşı boş değil. Sen istesen bile ona zarar vermez."
Bakışlarım Daphne'nin bakışlarıyla birleştiğinde kız sustu. Düşmanlarımın zayıf noktamı öğrenmesi elbette göz yumacağım bir durum değildi. Olup bitenleri başka açılardan düşünmeye çalışsam da bir türlü sonuca varamadım.
" Gitmem gerekiyor."
" Yeni bir şeyler öğrenirsek sana da haber veririz."
Zorlukla gülümsemeye çalıştım. İkisine de güvenmiyordum. Bunun bir tür tuzak olmadığını bana kim söyleyebilirdi ki?
" Colan!" dedi adam tereddütle. Sonra elindeki fotoğrafları elime tutuşturup bakmam için işaret etti. Fotoğraflar Damia'nın öldüğü gün çekilmişti. " Onu Silvio öldürdü. Sanırım bunu kadının seni yavaşlattığını düşündüğü için yaptı."
Fotoğrafları alıp bir hışımla evden çıktım. Duyduğum diğer şeyler yetmezmiş gibi şimdi de Damia'nın benim yüzümden öldürüldüğünü öğrenmiştim. Bir günde bütün bunlar çok fazlaydı. Bedenim acının ağırlığıyla sarsıldı. Silvio beni deniyor muydu? Belki de ne kadar dayanıklı olduğumu öğrenmeye çalışıyordu. Acı çekmesini istiyordum. Benim çektiğimden daha fazla acı çekmesini. Elbette bir yerlerde onunda çok istediği bir şeyler vardı.
Artık önceliğim buydu. Silvio'yu takip edecek ve benim zaaflarımın peşine düştüğü gibi bende onun zaaflarının peşine düşecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULANIK
Ciencia Ficción1 Binanın girişine ulaşmamıza yalnızca birkaç adım kalmıştı. Arwel elindeki silahla rastgele arkamızdaki boşluğa ateş ediyordu. Eva binanın kapısını açtığında hepimiz kendimizi içeri attık. Bembeyaz upuzun koridor tıpkı rüyamda olduğu gibi sonu yokm...