KURTARICIM

35.BÖLÜM: "GAMZEDEN ÖPMEK"

Multimedya: Su Yıldırım

Oturduğum yerden aynadaki yansımama baktım.

İntihar kokuyordu sanki oda.
Yada intihara meyilli bir küçük kız bakıyordu aynadan bana.

Saate kaydı gözlerim.
06:48

Ankara içinde bir eve getirmişti bu pislik adam beni.
Uygar'ın beni alacağını biliyordum.
Nedeni pek anlaşılmıyordu fakat içimde ki küçük Su, "Uygar bizi kurtaracak!" diyerek ellerini çırpıyordu.

İnanamıyordum.

Kurtulmak istediğim şeyden kastım bu adamdı, bir zamanlar Babam olan adam, şuan Bir adam konumuna düşmüştü.

Peki şimdi neden almıştı beni Uygar'dan?
3 yıl önce beni öylece sahipsiz arkasında ağlayarak bırakıp giden adam şimdi ne istiyordu benden?

Benden ne istiyordu bilmiyordum ama benim istediğim tek şey Uygar'dı.

Yere yatarken gözlerimi kapattım, Beni kurtarmaya henüz gelmemiş olsada rüyalarıma gelip korkmamam gerektiğini bana söyleyeceğinden emindim.

ARDA

Öykü'ye bir öpücük kondurup evlerinden çıktım ve kendi evime geçtim, o tiple daha fazla zor durumda bırakamazdım gelecekteki Hanımım'ı.

Anahtarı sokup içeriye girdim ve çantayı kenara fırlattım.

Mutfaktan bir bardak su alıp oturma odasına geçtim.

Uygar bu saatte neden ayakta lan?

"Uygar?"

dedim yan tarafına otururken.

Elinde eczane poşeti vardı ve duygusuz gözlerini kapalı olan televizyona dikmiş boş boş bakıyordu.

"N'oldu lan?"

dedim koluna dokunurken.

"Gitmiş."

Su'dan mı bahsediyor du?
Su'yun Uygar'ı bırakıp gideceğine ölsem bile inanmazdım ki inanmıyordum da zaten.

"Su'dan mı bahsediyorsun?"

Eczane poşetine döndü gözleri yavaşça.

"İlaçlarını getirmiştim."

diye mırıldandı.

Kardeşimi ilk defa böyle görmenin şokuyla ellerim titredi.

"Su'yun gitmeyeceğini biliyorsun değil mi, Uygar? Bunda bir iş var."

"Kamera görüntülerine bak."

dedi, kaşları çatılırken.
Donmuş zihni açılıyordu yavaş yavaş. Su bu çocuğu aptallaştırdı, ama yüzüne dersem öldürür o yüzden susuyorum.

Elime geçen bilgisayarı alıp görüntülere baktığımda bir adamın Su'yu zorla arabaya bindirdiğini gördüm, Ve Su'yun yaşlı gözlerle cama yapışmsı hemen ardından ise Uygar'ın eve gelmesini.

Görüntüyü Uygar'a gösterdim.

"Bu adamı tanıyormusun?"

dedim, daha önce bu soysuzu görmemiştim.

"Orospu çocuğu."

Ulan öyle insan mı tanıtılır.

"Tamamda bir sürü orospu çocuğu var, nereden tanıyayım, hangisi bu?"

Elinde hâlâ tutmaya devam etmiş olduğu poşeti kenara bırakırken parmağını Su'yun görüntüsü üzerinde dolaştırdı.

"Onu benden almak istiyor."