2.BÖLÜM: "ANNE KATİLİ"

546K 19.6K 7.8K
                                    

Multimedya: Su Yıldırım

Ölmek çare değil derdi Babam her zaman. Ben ölüp bir an önce Annemin yanına gitmek isterdim. Ama ne malumdu ki, hangimizin cennette hangimizin cehennemde olduğu? Bunu bilmiyorduk. Yaptığımız şeyler birazda olsa belli ediyordu, bizim nereyi hak ettiğimizi.

Yeni yeni uyanıyordum. Sanırım uykumu almıştım. İçimde dolup taşan bir neşe vardı, patlamaya hazır çığlıklar. Bu nereden geliyordu, bilmiyordum. Ama bunu seviyordum.

Telefonum titredi. Günaydın mesajım olmalıydı.

Gelen: Gizemli İnsan

Günaydın, Kalk ve hazırlan. Okula geç kalmanı istemeyiz.

Gülümsedim. Birilerinin beni önemsemesi çok güzeldi. Biraz emir içerikli mesajlar olsa da, Her neyse işte. Yarım saatim vardı Okula gitmem için.

Banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra beyaz gömleğimi ve borda rengindeki kareli eteğimi giyip fiyonkumu taktım.

Saçlarım karemeldi.

Kahküllerimi ve saçlarımı tarayıp salık bıraktım. kahküllerim gözümün üstünde bitiyorlardı. Yakamdaki fiyonkun rengindeki kurdeleyi saçıma taktıktan sonra, siyah olan okul ceketimi üzerime geçirdim. yakasında okulumuzun arması vardı. beyaz çantamı takıp evden çıktım. Okulda birşeyler atıştırırdım.

Apartmadan çıkarken her zamanki gibi apartman güvenlik görevlisi Salih abi elinde simit ile ayak üstü çayını yudumluyordu.

"Günaydın, Salih abi!" dedim, neşeli çıktığından emin olduğum sesimle.

"Günaydın cimcime!"

Salih abi'ye tatlı bir gülüş attıktan sonra apartmandan çıktım. Okul 10 dakikalık yoldu. Yokuştan aşağıya iniyordum.

"Su abla! Topumuzu yollasana."

Etrafıma baktım. Yokuşun başındaki çocuklar aşağıya top kaçırmışlardı.
Ayağımın ucuna gelen topu elime aldım ve eteğimin açılmadığını umarak topu ayağım ile tekmeleyerek onlara attım.

"Saol abla!"

Gülümseyip el salladıktan sonra okula doğru ilerdedim.

Her zamanki gibi en arka sıraya geçerken sınıfta bir tane bile normal bir insan bulunmadığını bir kez daha fark etmiştim.

İngilizce dersinden çıktıktan sonra birşeyler atıştırmak için kantine indim. Kahvemi aldıkta-

"Siktir, kızım önüne baksana!"

Aldığım kahvemi bir çocuğun üzerine boca etmiştim, hayırlı olsun.

"Üzgünüm, görmedim seni."

"Üzgün olmak işe yaramaz, sen temizlemeyi dene."

"Ney?"

"Temizle, dedim. Neresini duymadın küçük katil?"

İşte bu kelime beni yaralıyor, Parçalıyor, Eritiyor, Adeta yok ediyordu.

"Bana öyle seslenme."

"Neden? Annenin katili sen değilmisin?"

Sesimi çıkaramıyordum. Sahi, Öylemiydim? Annemin katili benmiydim?

Kantiden koşarak çıktım.
nereye gitmek için çıktım ki? Beni teselli edecek bir arkadaşım dahi yoktu. Arkadaşı bırakın, babam bile beni teselli etmiyordu artık.
Okulun arka bahçesindeki ağacın altında oturup sessizce ağlıyordum.

Bir yarım saat sonra ayaklanmak üzereyken kantinde üzerine kahve döktüğüm çocuk, kaşı ve gözü patlamış, perişan bir halde bana doğru ilerliyordu, Nesi vardı bunun?

"İyimisin? Ne oldu sana böyle?"

"Y-yaklaşma. İyiyim, Şey etmek için geldim.."

"Anlamıyorum, Ne istiyorsun?"

"Özür dilerim."

"Efendim?"

Şaşırmıştım.

Zaten oda bunu söyleyip gitmişti. neler oluyordu?
Neler olduğunu anlayamamıştım ama Kafeye gitsem iyi olacaktı. Okuldan çıkıp Kafeye girdim. Çokta dolu değildi, sessiz sakindi.

"Erkencisin bugün Su? Hayırdır evladım?"

"Ders erken bitti bende geldim Ahmet amca."

Ahmet amca bana bir gülümseme attıktan sonra ona özel olan odasına girdi. Önlüğümü taktım ve saçımı arkadan topladım.

Akşam olduğunda işe erken başladığım için tamamen ölü gibiydim. Çok yorulmuştum, Bir taksi tutup eve öyle geldim. Kendimi banyoya attıktan sonra birşeyler atıştırıp yatağıma girdim.

Telefonum titredi. Hadi ama, bir gece mesaj atmasanda olurdu.

Gelen: Gizemli insan

İyi uykular güzelim.

Ona cevap versem ne olurdu ki? Ne zararım olabilirdi?

Gönderilen: Gizemli İnsan

Sanada~

Elim zor gitsede gönder tuşuna basabilmiştim. Ağacın altına gelmişmiydi acaba yine?
Camdan dışarıya baktım. Evet, Yüzü pek belli olmasa da, cadde den vuran loş ışıklar sayesinde onu birazda olsa görebiliyordum.

Siyahlar içinde ve elinde sigara vardı. Beni görünce dudağının bir yani kıvrıldı, Sanki cama geleceğimi biliyor gibi emin duruyordu.

Zor seçiyordum onu yine karanlıktan.

Her zamanki gibi, biraz beni izledikten sonra eli ile içeri girmem için işaret etti. Ona alışmıştım. penceremi kapattıktan sonra, tülümü çekmeden önce ona hafifçe bir el salladım. Elini ağır bir hareket ile yukarı kaldırıp oda salladı fakat, onunki çok erkeksi bir el sallamaydı. Ona gülümseyip yatağıma girdim, onunla tanışmak istiyordum, Onu merak ediyordum.

KURTARICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin