Multimedya: Uygar Aral
"Bu saatte neden uyumuyorsun sen?"
dedi ağzından gelen kanlara aldırmadan.
"A-ağzın, burnun, Uygar suratın kanıyor be!"
dedim yerimden fırlayıp zaten kanayan Uygar'ın suratına birde ben kafa atarken.
"Ay! İyimisin?"
"Neden hâlâ ayaktasın?"
dedi kaşları çatılırken.
Aman, hemen de kaşlarını çat zaten!
Keşke birde yüzüne söyleyebilsem.
Söylesem de ekmek bıçağı ile beni doğrasa ve kahvaltıda yese."Neden bakıyorsun öyle?"
dedi yüzüme tuhaf bakarken. Haklı yani adam, Hayallerimde onu katil yapıp suratına da o bir katilmiş gibi bakıyordum. Normal değilim biliyorum, susun.
"Sana pasta hazırladık."
dedim kanepeye salya akıtan Arda'yı gösterirken.
"Pasta istemedim ben senden. Sadece uyumanı istedim."
dedi bir adım bana yaklaşırken.
Bu hazırlık için bu tepkiyi beklemiyordum doğrusu."Açsan herşey masanın üzerinde. İyi geceler."
dedim, Uygar'ın yanından geçip odaya ilerlerken.
"Gitmeni söyledim mi ben sana?"
Durup Uygar'a dönerken tek kaşımı 'Ne diyorsun hacı sen?' der gibi kaldırmaya çalışmıştım. Ama sadece çalışmıştım. Çünkü kalkmıyordu. Çünkü beceremiyordum. Ama olsundu, konumuz şuan bu değildi.
"Üzerimi değiştirene kadar yemek hazır olsun. Suratınıda yamultup durma, kediye benziyorsun."
dedi yanımdan geçip odaya giderken.
"Birde, Şu yarım akıllıyı uyandır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICIM
Teen FictionOnun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıld...