Jessie J - Silver Lining ( Crazy Bount You)
Herkes hayatında hatalar yapar. Kimileri, hatalarını telefi edemeyecek kadar kötü yaparken, bazılarımızın düzeltecek yolları oluyordu. Ben bir sürü hata yapmıştım. Oğuz'dan ayrıldıktan sonra kendimi hayattan uzaklaştırmak gibi... İçkinin bütün acılarımı unutturacağını düşünüp gittiğim bar gibi...
Hata yapmak kötü bir şeyler değildi; hatanın farkına varmayıp, telafi etmemek kötüydü.
Hatamı düzeltmek için uzattığım elimin altındaki zili bastım. Çoğu evden aşina olduğum kuş sesi evin kapısının arkasında yankılanırken, derin bir nefes aldım. Bütün hayatım boyunca heyecanlandığım, kalbimin deli gibi attığı saniyelerden birindeydim. Diğerlerinin hepsinde, gözlerimin içine bakan, dudaklarımı öpmek için yaklaşmakta ya da onun gülümsemesi oluyordu. Şimdi de Oğuz'un ailesi ile olmak kalbimin hızlı atmasına sebep oluyordu.
Kapı hızla açıldığında Rümeysa teyze şaşkınlıkla gözlerime baktı. Ona gergince gülümsediğim de, şaşkınlığından çıkarak gülümsedi. Sıcak bir gülümseydi. Yalan değildi. "Hoşgeldin, Ahsen," diyerek konuşmaya başladı. "Geçsene,"
Geri çekildiğinde elimde ki poşeti ona uzattım. Camında çok güzel, rengarenk kurabiyeler gördüğüm pastaneye uğrayarak almıştım. Tatlı yeyip, tatlı konuşmak istediğim için.
"Hiç gerek yoktu, Ahsen'cim."
"Çok güzel görünüyorlardı," diyerek saçma birkaç cümle kurdum. Rümeysa teyze elindeki poşeti mutfağa götürdüğü sırada bana salona geçmemi söylemişti. Adımlarımı yavaşça salona doğrultuğum da gözlerim ilk önce Oğuz'u aradı ama yoktu. Daha sonra ise, Özgür amcanın yatarak kanal değiştirdiğini gördüm.
"Kimmiş gelen, hanım?"
"Ben geldim."
Arkasında durduğumdan beni görmemişti. Benim sesimi duyduğumda kafasını çevirerek gülümsemişti. Gözaltları çökmüş, teni beyazdan sarıya dönmüştü. Kanser günden güne Özgür amcayı yiyordu. Oğuz'un sinirli, üzüntülü yapısı sırf bu yüzdendi. Babası gerçekten gözlerinin önünde günden güne eriyordu.
Koltuğun üzerine serilmiş, beyaz çarşafın üzerine, Özgür amcanın oturmadığı kısma oturdum. Sağ elini alarak dudaklarıma götürüp anlıma koydum. "Nasılsın, Özgür amca?"
"Buna şükür," dedi. Acıları olduğunu, kötü olduğunu biliyordum. "Benden daha kötüleri de vardır elbette. Ama ben iyiyim. Bazen ağrılarım oluyor ama şimdilik iğne ile geçiyor. Sen nasılsın?"
"İyiyim."
Yanından kalkmayarak yüzünü incelediğimde üzüntüm çoğalmaya başladı. Oğuz'un tüm bunları nasıl kaldıracağını düşünüyordum. Belki de en büyük hatayı ben kendim yapıyorumdur.
Oğuz'u geçmişte yaptıklarını geçmişte bırakıp, geleceğimize bakmamızın zamanı gelmişti. Ona destek olmalı, yanından ayrılmamalıydım.
Özgür amcanın dediği gibi; bizden kötüleri de vardır elbette ve ben iyi çiftleri görmek yerine kötüleri görmeliydim. Mesela Hande, daha önce hiç sevgilisi olmaması rağmen yengesinin kardeşi yüzünden ailesinden olmuştu. Bir sürü iftira ile hemde...
"Ahsen," Özgür amcanın sesi ile düşüncelerimi ara vererek kafamı kaldırdım. "Bizim ki, seni hala daha üzüyor mu yoksa?"
Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Aslında ben onu üzüyorum. Bu aralar..." dedim. Özgür amca gülümserken, Rümeysa teyze içeriye girdi. Elinde taşığı tepsiyi Özgür amca yüzünü buruşturarak bakarken Rümeysa teyze "Buruşturup durma şu suratını... Görende zehir içiriyoruz sanıcak." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri
RomanceAhsen geçmişte sevdiği şehri, her daim yanında olan ailesi, kardeşim dediği arkadaşlarını bırakarak kaçmıştır. Her sevdiği şey o şehirde kalırken isminden bile vazgeçmiş ve ikinci ismi olan İnci'yi kullanmaya başlamıştır. İnci Özdemir yıllarca yaln...