Merhabalar...
Sanırım 2 aya yakındır bölüm atmıyorum. Böyle yapmak benim de içimden gelmiyor ama zaman bulamıyorum. Zaman bulsam, yazamıyorum. Hande ve Levent'i yazmak biraz daha içimi rahatlattı. Ve ihtiyacım olan birkaç yorum. Doğru mu yazıyorum, beğeniyor musun, ya da onun gibi şeyleri duymak istiyorum. Mesaj da atabilirsiniz, cevap vereceğimden emin olabilirsiniz. Sadece okuyanların yorumlarını merak ediyorum.
Vee bu arada... İyi Seneler, yeni yıl inşallah istediğiniz her şeyi size verir.
Bölüm şarkısı: AWOLNATION JAİLBREAK
Yıllarca savunduğum düşüncelerimi yerle bir eden, bunca yaşadığım olayların üzerine sünger çekerek erkekler hakkındaki katılığımı yumuşatan mavi gözler üzerimde gezinirken ellerimi birbirine kenetledim.
Kapımın önünde kendinden emin, beni maf edecek derece ciddi dururken, "Ne vardı?" diye mırıldandım. Aslında, kendimden emin, güçlü kadın gibi söyleyecektim ama mavi gözlerle karşılaştığımdan beridir o kadını kaybetmiş yerine liseli ergen bir kız gelmişti.
"Hazırlan," eliyle içerisini gösterdi. "Seninle kısa bir yolculağa çıkacağız, kızıl şeytan."
"Seninle yolculuğa çıkacağımı düşündüren neler?" şimdi güçlü bir kadın gibi konuşmuştum ama yüzündeki değişen yüz ifadesi birden güçlü kadını kaçırarak liseli ergeni geri getirdi. Elini kapımın pervazına koyarak eğilirken, yoğun erkeksi parfümü burnumdan girerek bütün bedenime elektrik dalgalarını yollamaya başladı. Tenimde hissettiğim karıncalanmalar daha önce karşılaşmadığım durumdu. Daha önce böyle hissetmemiştim. Hiç bir erkeğin bu kadar güzel bakacağını düşünmemiştim. Hiç bir erkeğin bu kadar güzel kokacağını da...
"Kızıl şeytan..." ses tonu tehtit dolu, gözleri itiraz istemez bakarken, alt dudağımı dişlerim arasına aldım. "Şuana kadar red edilmenin eşiğine dahi gelmemiş bir adam olarak bana karşı gelmem imkansız. Ve eklerim ki, arkadaşının ve arkadaşımın bizlere ihtiyacı var. Bu yüzden, küçük bir bavul hazırla ve yarım saat içerisinde yola çıkalım."
Üzerimde hissettiğim baskı birden fazla gelirken, uzatmayarak, "Tamam." Dedim. Hazırlanacağımdan kapıyı gerisine kadar açtım. Gözleri içeride daha sonra benim üzerimde gezinirken, kafam ile içeriyi işaret ettim. "Ben hazırlana kadar kapıda bekleme. Üst komşum fazla ayıplayan yaşlı bir kadın..."
Dudaklarındaki düz ifade birkaç saniyeliğine değişip hafifçe kıvrıldı ama daha sonra birden o ifadeyi yüzünden sildi. Onun yüzünde gördüğüm ifadeyi, kendimde görüyordum. Levent'in yaşadıklarının hangi boyutta olduklarını kestiremiyordum ama ikimizinde acısının yakın olduğunun kanısına vardım birden. İçimde... Tanımadığım hisler beni ona iterken, o hislere karşı koyamıyordum. Aksine mavi gözlerin yüzüme soğuk bir buz kütlesi gibi bakmasının yerine neşeli ile bakmasını ister buluyordum kendimi.
"Düzgün komşuların yok sanırım?" diye soru yöneltiğinde kafamı onaylar nitelikte salladım. Sorunlu şeyler peşimi bırakmıyordu. Sorunlu komşular, sorumlu arkadaşlar, sorumlu aile geçmişi...
İçeriyi geçerken kapıyı kapattım. İçeride birinin nefes alıp verdiğini, bir şey olsa duyacak olması benim içimdeki aile özlemini biraz olsun kapattırıyordu. İki odalı evim olsa da bazen zengin evlerinin ki kadar büyük ve boş geliyordu. Yalnız uyuyor, yalnız uyanıyordum. Yemeğimi yalnız yapıp; yalnız yiyordum. Bazı geceler canım çay istiyor ama çayın yalnız içilmeye aklıma geliyor ve demlemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri
RomanceAhsen geçmişte sevdiği şehri, her daim yanında olan ailesi, kardeşim dediği arkadaşlarını bırakarak kaçmıştır. Her sevdiği şey o şehirde kalırken isminden bile vazgeçmiş ve ikinci ismi olan İnci'yi kullanmaya başlamıştır. İnci Özdemir yıllarca yaln...