Evet canlarım yeni bir bölümle yine karşınızdayım. Uzun bir bölüm oldu diye düşünüyorum sizce de öyledir İnşallah :D
Hikayem hakkında hiç yorum yapmıyorsunuz ve bu benim cidden canımı sıkmaya başladı. Sanki beğenilmiyor gibi düşünmeye başladım artık. Oy sayıları da çok düşük. Elimden geldiğince uzun yazmaya çalışıyorum ama kimsenin yorum yapmadığını görünce üzülüyorum :(
Neyse daha fazla uzatmayayım da okumaya başlayın hadi :)
iyi okumalar canlar :D
''Oyun istiyorsun demek ki ufaklık. Ben oyunu sonuna kadar oynarım sonra söylemedi deme bana. Bu oyunu ben kaybedersem eğer bir daha sana karışmam. Ama eğer sen kaybedersen çek git buradan ve bir daha da SAKIN GÖZÜME GÖZÜKME.''
Diyerek hızla ayağa kalkıp odadan dışarı çıktı. Alya Barlas'ın söylediklerini düşünmeye başladı. O oyun oynamıyordu ki! Hiçbir zaman da oyun oynamamıştı zaten. Neden sinirlenip kalkıp gittiğini anlamadı Alya. Kafası bu kadar karışıkken onu düşünecek hali de yoktu zaten. O bunları düşünürken kapı yine açılmış ve içeriye Aras girmişti. Hemen Alya'nın yanına gidip kollarını kızın etrafına sarıp sıkıca sarılmıştı.
''Ne oldu abi? Nerede o adam? Ne konuştunuz? Kim ki o? Siz neden sevmiyorsunuz onu? Neden kav...'' ga ettiniz diyecekken Aras kızın hiç susmadan soru sormasına dayanamayıp sözünü kesmişti.
''Bir dur Alya! Nefes al azıcık ya ben yoruldum senin sorularından. O adam senin fizik tedavi doktorun bundan sonra. Biz onu her ne kadar sevmesek de seni çok kısa bir zamanda iyileştirebileceğini biliyorum o yüzden de o devam edecek çalışmaya. Tamam mı canım?'' demişti Aras.
Alya sorduğu soruların hiçbirinin cevabını alamamakla birlikte o adamı sık sık göreceğini öğrenince içini büyük bir hüzün kaplamıştı. Başka birisinin gelmesini o kadar çok isterdi ki! Hem o erkekti onun yanında istediği gibi nasıl hareket edecekti ki? Çekinip adamın söylediği hiçbir şeyi yapamazdı o. Hem o adamı sevmemişti zaten nasıl onunla aynı odada tek başına kalacaktı saatlerce.
''Abi ben onu istemiyorum. Kimse gelmesin isterseniz ben tek başıma egzersizlerimi yapıp ayağa kalkmaya çalışırım olmaz mı? Ben o adamı hiç sevmedim ki abi sanki her an beni yiyecek gibi bakıyor. Nolur gelmesin o nolurrr!'' diyerek Aras'ı ikna etmeye çalışıyordu ama Aras sözünden dönmezdi.
Bunları söyleyerek Aras'ı daha çok sinirlendiriyordu. Zaten abisi yeterince gergin ve sinirliyken kızın bu konuda söylediklerini duyunca daha çok köpürmüştü. O yüzden de kıza biraz sert çıkıştı.
''Ne saçmalıyorsun sen Alya? Kendi başına ayağa kalkabileceğini falan mı sanıyorsun haa. Ben senin iyiliğini düşünüp bir şeyler yapmaya çalışırken sen beni daha çok geriyorsun söylediklerinle. Ha yürümek istemiyorsan o ayrı bir şey tabi. Buradakilere yük olayım da her gün beni taşısınlar diyorsan doğrudur istemeyebilirsin. Ama o adam birazdan buraya gelecek ve sizde bugün başlayacaksınız çalışmaya. Daha fazla saçmalıklarını duymak istemiyorum. Gidiyorum ben.''
Diyerek bir hışımla ayağa kalkıp kapıyı sert bir şekilde çekip dışarı çıkmış ve kızı yalnız bırakmıştı. Alya abisinin ona bağırmasına ve böyle sözler sarf etmesine çok üzülmüştü ve kalbi çok kırılmıştı. Her konuştuğunda birileri ona böyle bağırıp çağıracaksa hiç konuşmazdı daha iyi. Demek ki onlara yük oluyordu. Bunu canının parçasından da duyduğuna göre gidebilirdi. İyileştiğinde de gidecekti zaten bu evden. Ne olursa olsun...
Deniz kazandığı zaferle şimdi Alya'nın odasına doğru ilerliyordu. O eskisi kadar güçsüz değildi artık zaten bu evde hala duruyor olabilmesi de bunu belli ediyordu. Alya'nın odasının önüne geldiğinde kapıyı sessizce açmış ve içeri girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomanceGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...