KORKU...

8.8K 447 16
                                    


Selam canlar :D

Biliyorum son bölümün üzerinden uzuun bir zaman geçti ama yeni bir bölümle karşınızdayım :)

Aslında bu bölümü LYS sınavından sonra yayımlamayı düşünüyordum ama sizi daha fazla bekletmek istemedim.

Keyifli okumalar canlarım...


Karar veremiyordu Barlas. Ona kalsa ''Arkadaş?'' yazan kapıyı seçerdi ama Deniz'in Alya'yı o odada tuttuğu meçhuldü. Kafası karışmıştı Barlas'ın. Düşünüyordu ama bir türlü çözüm yolu bulamıyordu.

Dışarı da bekleyen abisi ve arkadaşları gelmeden bu olayı çözmeliydi. Eğer onlarda içeri girerse Deniz kesin bir pislik yapar, ve onların buradan sağ çıkmamalarını sağlardı. Aklındakileri savuşturmak için kafasını sağa sola sallarken koridorun sonunda en dipte duran kapalı kapıyı yeni fark etmişti. Kapı duvarla aynı renk olduğu için dikkatli bir şekilde bakılmadığı sürece fark edilmiyordu ki Barlas'ta geldiğinden beri kapıyı hiç fark etmemişti.

Deniz yine akıllılık yaptığını sanmıştı. Barlas'ın ondan daha zeki olduğunu öğrenememişti bir türlü. Önünde ki kağıtlar yapıştırılmış kapılara dokunmadan o kapıya yöneldi. Alya oradaydı, biliyordu Barlas. Diğer kapılar tuzaktı. Deniz şuan Barlas'ı izliyordu ve Barlas'ta bunu bildiği için hızlı davranıyordu ki o ve adamları gelmeden Alya'yı alabilsindi.

Kapının önüne geldiğinde terettüd etmeden kapıyı açmıştı. Kapıyı sonuna kadar açtığında Alya ne odadaki yatakta ne de odanın köşesinde ki sandalyedeydi. Alya kanlar içinde yerde boylu boyunca uzanmış yatıyordu. Barlas Alya'yı öyle görünce donmuş kalmıştı ama çabucak toparlandı. Çünkü her an Deniz gelebilir ve Alya ölmediyse bile onu ve kendisini öldürebilirdi. Hızlı bir şekilde Alya'nın yanına gelip yere çöktü ve Alya'yı yavaş hareketlerle sarsmaya başladı. Aslında çok korkuyordu. Alya'ya bir şey olmasından, onu kurtaramamaktan, son bir kez de olsa onu koruyamadığı için özür dileyemeyecek olmasından çok korkuyordu.

''Alya Alya..! Aç gözlerini küçüğüm, hadi ne olur!'' deyip sarsmaya devam ediyordu Barlas. Buradan bir an önce çıkmalılardı ama Alya'yı böyle gördükçe aklında ne Deniz kalıyordu ne de Deniz'in adamları...

Alya gözlerini çok kısık bir şekilde açmıştı. Barlas Alya'nın gözlerinin açıldığını görünce elini Alya'nın yanağına koyup konuşmaya başlamıştı.

''Küçüğüm, iyi misin? Merak etme çıkartacağım seni buradan.'' Dediğinde Alya'nın ne kadar kötü bir durumda olduğunu görüyordu. Yüzünde kandan görebildiği kadarıyla morluklar vardı ve aynı zamanda kaşı ile dudağı patlamıştı. Kıyafeti de kana bulanmıştı ama yarasının nerede olduğunu görememişti Barlas.

Kafasını kızın vücudundan tekrar yüzüne çevirdiğinde sol gözünden şakağına akan yaşı görmüştü. Alya'nın gözleri az önceki gibi kısık değil, aksine tam olarak açmış ve tavana bakar vaziyetteydi ve hiç kımıldamıyordu. Barlas Alya'nın hareketsiz yatışından rahatsız olmuş ve konuşmaya başlamıştı.

''Alya! Bana bak bir tanem, gözlerime bak. Korkutma beni.'' dediğinde gerçekten de korkuyordu Barlas. Artık ne Deniz umurundaydı ne de başka birileri. Sadece Alya vardı düşüncelerinde, onun böyle yatması içini acıtıyordu. Sonunda Alya'nın gözleri Barlas ile buluştuğunda derin bir nefes koyuverdi Barlas. Ona bir şey olmamıştı işte ve olmasına da izin vermeyecekti. Alya'dan tepki de aldığına göre artık gidebilirlerdi. Hızlı bir şekilde kucağına alıp odadan çıktı Barlas. Koridorda dikkatli bir şekilde yürümeye başladı. Her an önüne birileri çıkması tehlikesiyle hızlanmaya başlamıştı. Uzun koridoru da atlattıktan sonra seri adımlarla merdivenleri çıkıp dış kapıya yöneldi.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin