Şeftali Kokusu

11.8K 525 26
                                    

Merhaba arkadaşlar...

13. bölümdeyiz ve oy sayısı gerçekten de çok düşük ve ben buna çok üzülüyorum.

Bu durum böyle gittiği sürece yani oylar yükselmediği sürece bir bölüm daha gelmeyecek.

Bu bölümü de size söz verdiğim için erken yayınladım :D

İyi okumalar...




''Sus bağırma sakın! Yemin ediyorum babana her şeyi yanlış anlatırım. Kes sesini!'' diyerek kızı daha çok bunaltıyordu. Artık bayılma evresine geçmişti Safir. Biraz daha böyle kalırlarsa bayılacaktı ki üstündeki yükün gittiğini fark etti. Nasıl çekilmişti ki birdenbire diye düşünürken Aras'ın Batu'ya yumruk attığını gördü.

''Lan piç gücün sadece kızlara yetiyor değil mi? Gelseydin ya bana ben ihtiyacını giderirdim senin. Dayak istiyormuşsun sen.'' Diyerek sessiz bir şekilde bağırıyordu Aras. İçeridekilerin duymaması için sessiz olması lazımdı. Yumruğu ile birlikte yere düşen Batu'yu yakasından tek eliyle tuttu ve kendisi de onunla göz göze gelmek için biraz eğildi.

''Eğer bu kızın yanına bir kilometreden fazla yaklaşırsan yemin ederim ki keserim seni anladın mı?'' diyerek çocuğa tehditkar gözlerle bakıyordu. Aras'tan korkmayan kişiler çok azdı. Çünkü onun sinirlendiğinde nasıl bir canavara dönüştüğünü herkes biliyordu yerde yatan çocuk gibi...

''Anladım.'' Diyerek korkak gözlerle bakıyordu Batu.

''İyi o zaman şimdi babana gidip önemli bir işinin çıktığını gitmen gerektiğini söyleyip defolup gidiyorsun. Bunu da anlamışsındır umarım. Akıllı çocuksun sen.'' Diyerek alayla ve sinirden koyulaşmış gözleriyle çocuğun ağzından çıkacak sözü bekliyordu.

''Anladım.''

''O zaman siktir git! He bu arada eğer burada yaşananları tek bir kişinin ağzından duyarsam ben seni bulmadan sen kaç bu ülkeden. Çünkü ben seni bulursam leşin bile kalmaz. Emin ol!'' Dedikten sonra çocuk ayağı kalktığı gibi koşar adımlarla çıkmıştı mutfaktan.

Aras çocuğun çıkmasıyla birlikte Safir'e döndü ve kızın perişan bir halde olduğunu gördü. Kız ağlamıyordu ama dokunsalar ağlayacak kıvama gelmişti. Güçlü durmaya çalışıyor ve o yüzden de ağlamıyordu. Sırf güçlü gözükebilmek için. Ama Aras onun ciğerini bilirdi. Girdiğinde kızın nasıl ağladığını kendi gözleriyle görmüştü ve şimdi de yanına gidip onu sakinleştirmeliydi. İsterse ağlasındı. Eğer rahatlayacaksa ağlayabilirdi.

Kız hala aynı yerde duruyor ve boş boş duvara bakıyordu. Aras hızla onun yanına gelip iki kolunu da tuttu ve kendine çevirdi. Kollarını bırakmamıştı.

''İyi misin?'' dediği anda kız hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Biliyordu böyle olacağını. Hep böyle olurdu zaten. Aras kızın tuttuğu kollarından kendine çekti ve sıkıca sardı kendisine ufacık gelen bedenini. Bu kız onun gözünde savunmasızdı, kızgındı, ama en önemlisi kırgındı. Yanında kimseyi bulamadığı için...

Aras'ın kıza sarılmasıyla birlikte Safir daha çok ağlamaya başlamış ve Aras'ın beline sıkıca sarılmıştı oda. Çok korkmuştu. Kurtulamayacağından çok korkmuştu. Aras gelmeseydi ne yapardı bilemiyordu. Hiç düşünmeden duygularını söyledi Safir.

''Ço..k kork...tum'' titriyor ve hıçkırıyordu Safir. Hala korkusu geçmemişti. Aras onu sakinleştirmek için en yumuşak ses tonunu kullanmıştı. En içten, en güvenilir...

''Korkma ben yanındayım.'' diyerek daha sıkıca sarılmıştı. Daha ne kadar sıkabilirse artık. Kızın başı sıkıca göğsüne yaslanmıştı ve şuan tam bir bütün gibi duruyorlardı. Ayrılmaz bir bütün...

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin