DENİZ

17.6K 618 17
                                    

Multide Alya var :D

Evet canlar nasılsınız bakalım :D

Uzun bir bölüm yazdığım için sizi birazcık bekletmiş olabilirim sanki :D O yüzden kızmayın bana lütfen.

hadi lafı daha fazla uzatmayayım da siz okumanıza bakın :D

İyi okumalar canlarım :-*

''SÖZ''

Alya sözünü aldığı için mutluydu ta ki Barlas araya girene kadar...

''Vay be biz 2 yıldır senin buraya gelmen için dil döktük ama bizi dinleyen olmadı. Ama başkaları söyleyince hemen söz verdin. İyiymiş.'' Dedi ve kalkıp merdivenleri hızlı bir şekilde çıkıp odasına gitmişti. Ama trip attığı için değil telefonunu yukarı da unuttuğu için koşarak gitmişti. Önemli bir telefon bekliyordu can dostundan.

Aras onun trip attığını sandığı için bu haline kahkaha atarak duymasını umduğu bir yükseklikte bağırmıştı.

''Kıskanma kardeşim kıskanma! En çok seni seviyorum bu dünyada.'' Diyerek yanında duran Alya'yı kolunun altına alıp kızın başını kendi göğsüne gömmüştü. Çok özlemişti meleğini. Ne kadar sarılırsa sarılsın özlemi geçmeyecek gibi geliyordu.

''Abi biraz daha sıkarsan mezarımı kazmak zorunda kalacaksın.'' Alya'nın yüzü Aras'ın göğsünde olduğu için sesi boğuk çıkıyordu. Aras Alya'nın dediklerini duyunca kızın kafasını göğsünden kaldırmış ve sahte bir kızgınlıkla;

''Şşhhhtt konuşma öyle! Sana bir şey olursa ben ne yaparım meleğim?'' Alya Aras'ın gözlerinin içine bakıyordu. Bu adam olmasaydı ne yapardım acaba diye düşünmeden edemedi. Bir insan kan bağı olmadığı halde bu kadar sevebilir miydi ki başkasını? O abisini seviyordu. Canını verecek kadar çok seviyordu hem de.

Bu arada Barlas odasında unuttuğu telefonunu alıp geri dönmüştü. Madem kimse onu takmıyordu o da sonraya bıraktığı işlerini şimdi telefondan hallederdi. Sadece birkaç arkadaşına mesaj atarak...

Çiğdem hanım Aras ve Alya'yı mutlu bir şekilde izliyordu. Ne kadarda güçlü bir bağları var diye düşünüyordu. Oğlu hiç kimseye karşı bu kadar sıcak davranmaz ve gülmezdi. Hiçbir zaman onlara neler yaptığını anlatmamıştı, anlatmazdı. O yüzden Alya'yı tanıdığını da bilmiyordu. Amerika'da olduğu zaman boyunca daha da uzaklaşmışlardı birbirlerinden. Yine de bir şey söylemedi. Ama artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını Alya'yı tanımasıyla anlamıştı. Aklına gelen şeyle hemen Alya'ya seslendi;

''Alya!'' Alya hala Aras ile didişirken Çiğdem ablasının seslenmesiyle ona dönmüştü.

''Efendim Çiğdem Abla?''

''Kızım bu gün bizimde çok iyi bir aile dostumuz olan fizik tedavi doktoru gelecekti ama ben sana söylemeyi unutmuşum. Senin olduğun hastanedeydi bende gelmişken onun yanına da uğrayayım dedim. Senden de bahsedince senin tedavine yardımcı olabileceğini söyledi bende kabul ettim. Tedavilere bugün başlayabileceğinizi söylemişti birazdan gelir.''

''Biz tanıyormuyuz anne?'' bunu soran tabiî ki de Barlas'tı. Çok iyi bir aile dostunun kim olduğunu merak etmişti.

Aras ise kendisinin soracağı soruyu Barlas'ın sormasıyla annesine dönmüştü. O da merak etmişti çok iyi aile dostlarını.

''Adı Deniz hatırlar mısınız bilmem ama küçükken çok iyi anlaştığınız bir arkadaşınızdı. Sonra aranızda bir küslük çıktı ki hala bilmiyorum neden uzaklaştığınızı.''

Gençlerin ikisi de düşünüyordu şimdi. Kimdi ki bu Deniz? Küçükken pek kızlarla da arkadaşlık etmezlerdi ama bilmiyordu ikisi de. O yüzden neden küstüklerini de hatırlamıyorlardı.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin