Selam canlarım😊🤗
Ilk bölümden sonra yeniden sizinleyim. Hikayeyi nasıl bulduğunuz hakkında yorum yaparsanız çok sevinirim.☺🙃
Keyifli okumalar canlar...
2.BÖLÜM
Başıma sanki binlerce iğne saplayıp geri çıkarıyorlardı. Vücudum o kadar ağrıyordu ki gözlerimi kıpırdatmaya bile mecalim yoktu. Şuan herkesi duyabiliyordum ama gözlerimi açamıyordum, sanki hiç uyumamış gibi yorgun hissediyordum kendimi.
Bir yandan da ben uyurken benimle konuşan kişiyi çok merak ediyordum. Ne konuştuğunu hiçbir şekilde hatırlamıyordum. Sadece fısıltı şeklinde çıkan sesini duyuyordum bazı zamanlar.
Gözlerimi binbir güçlükle açtığımda beynimin içinde tepinen filler olduĝu kanısına varmıştım. Gözlerime yoĝunlaşan ışık huzmesi başımın daha da aĝrımasına neden oluyordu. Bulanık görünen etrafım yavaş yavaş net bir görüntüye dönüşüyordu.
Beyaz duvarlardan ve bu kokudan anladığıma göre bir hastane odasındaydım. Odayı dikkatli bir şekilde incelemeye başladığımda yan tarafımdaki koltuğa oturmuş konuşan 2 kişi gördüm. Onlar benim uyandığımı daha anlamamışlardı çünkü bana bakmayıp birbirlerine doğru eğilmiş fısıltılı bir şekilde konuşuyorlardı ve fısıldaştıkları için ben hiçbir şey anlamıyordum.
Ses çıkarmayıp biraz daha onları incelemeye başladım. Adamın yüzündeki kırışıklardan dolayı kırk beş- elli yaşlarında gösteriyordu. Kırlaşmaya başlamış olan saçları ona karizmatik bir hava katmıştı. Ciddi bir şeyler konuşuyorlardı ki kadına ciddi bir şekilde bakıyordu.
Yanındaki kadın ondan daha genç duruyordu ve çok güzel bir kadındı. Bakır rengi saçları beyaz tenine çok yakışmıştı. Yaşlandığımda bende böyle olmak isterdim. Ben yine düşüncelere dalmışken kadın benim uyandığımı fark etti ve yerinden kalktığı gibi baş ucuma gelip elimi tuttu.
''Ahh canım uyandın çok şükür! Sana bir şey olacak diye çok korktuk. Bekle burada ben hemen doktoru çağırıp geliyorum.'' dedi.
Kadın gittikten sonra adam oturduğu koltuktan kalktı ve bana doğru gelip yatağın kenarında durdu.
''Nasılsın kızım ağrın varmı? Sana bir şey olsaydı kendimi hiç affetmezdim. Seni nasıl göremedim hala aklım almıyor. Ama şükür ki uyandın şimdi yanımızdasın.'' Adamın tebessüm ederek söylediği sözlere karşı bende tebessümle cevap verdim.
''Lütfen kendinizi suçlamayın, her şey benim suçumdu.''dediğimde pürüzlü çıkan ses tonum, rahatsız bir şekilde kulak tırmalayıcıydı. Söylediĝim şeylerden sonra yavaş bir şekilde öksürerek konuşmama devam ettim.
"Ağrım yok, iyiyim merak etmeyin." sesimi biraz daha düzeltebilmiştim sonunda. Üstümde büyük bir halsizlik vardı ve sesim istemsizce kötü çıkıyordu.
Biraz ağrım vardı ama bunu yanımdaki adama söyleseydim kesin üzülürdü o yüzden de söylememeye karar verdim. Adamın yüzündeki gülümseme bir anda gitti ve yüzüme bakarak konuşmaya başladı.
''Neden attın arabanın önüne kendini? Sana bir şey olsaydı çok üzülürdüm. Nasıl vicdan azabı çekeceğimi hiç düşünmedin mi kızım?'' Diye gözlerime üzgün bir şekilde bakmaya başladı.
Kendimi suçlu hissetmiştim bir anda. Ben nasıl böyle bir salaklık yaptım ki? Hadi kendimi düşünmedim ya arabanın içerisindekilere bişey olsaydı ne olurdu? Ah salak kafam benim ahh!
Tam konuşacağım sırada içeri doktor ve az önceki kadın girdi. Doktor yanıma gelip bana soğuk bir gülümseme yolladıktan sonra muayene etmeye başlamıştı. Bu arada da nasıl olduğumu soruyordu fakat adamı çok soĝuk bulduğum için bende çok uzatmadan geçiştiriyordum.
''Başınıza ve göğüs kısmınıza bir darbe almadığınız için şanslısınız. Şimdi de bacaklarınıza bir bakalım eğer bacaklarınızda da sorun yoksa iki gün içinde taburcu olabilirsiniz.''diyerek üstümdeki battaniyeyi kenara koydu ve ayak parmaklarımı sıkmaya başladı.
Ama şöyle bir sorun vardı ki ben parmaklarımın sıkıldığını hissetmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomanceGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...