Selam canlar 😊😊
Evet bir hafta da üç bölüm yayımladım değerimi bilin.☺
Geçen bölümde BELİZ hakkında ne düşünüyorsunuz dediğimde Beliz ile ilgili bir yorum alamadım. Sanırım bölüm hariç yazılanları okumuyorsunuz. 🙁😔
Bu bölümden sonra gelecek bölüm biraz geç gelecek büyük ihtimalle o yüzden bana kızmayın lütfen🤗☺
Keyifli okumalar canlarım...
35.BÖLÜM
"Madem sen gitmiyorsun Barlas efendi, O ZAMAN BİZ GİDERİZ." dediğinde zaman durmuştu iki kişi içinde. Bunlar şüphesiz ki Barlas ve Alya'ydı. İkisi de söylenenleri algılayamamış bir şekilde Aras'ın suratına bakıyorlardı. Sessizlik hakim olmuştu odanın içinde. Bu sessizliği bozan da Aras olmuştu.
Aras Barlas'ın yanına çöken kızı sert bir şekilde kolundan kavradığı gibi ayağa kaldırmıştı. Elini hala kızın kolundan çekmeden konuşmaya başladı.
"Biz gidiyoruz. Sakın peşimizden gelmeye kalkma! Bizi istesende bulamazsın." dediğinde Aras tuttuğu Alya ile birlikte salondan çıkıp evi terk etmişti. Alya'nın bağırıp çığlık atmasını umursamadan...
Barlas ise eli burnunda kalakalmıştı salondaki kilimin üzerinde. Ne bağırabilmişti ne de kalkıp Alya'yı ondan koparmasını engeleyebilmişti. Sadece donuk bir şekilde salonun kapısına odaklamıştı gözlerini. Bir anda aklına doluşanlarla gözlerini olduğunca açmıştı.
Aras Alya'yı götürmüştü.
Alya ellerinden kayıp gitmişti.
ALYA GİTMİŞTİ...
Hızla oturduğu yerden kalkarak sarsak adımlarla dışarıya yöneldi. Bugün aldığı darbeler güçlü durmasına imkan sağlamıyordu.
Koşarak dış kapıyı açmış ve hızla kendini dışarı atmıştı.
"Alyaa! Alyaa!" sağa sola bakınarak söylediği isime geri dönen olmamıştı. Eli burnunda olduğu için sesi biraz boğuk çıksa da yine bağırmaya başlamıştı.
"Alya! Alya neredesin?" son umut kırıntılarını da kaybetmişti artık. Seslendiğinde gelen cevap koca bir boşluktu. Alya yoktu, gitmişti. Aras onu kaçırmıştı. Düşündükleriyle olduğu yere çöktü. Onlar evden çıkmadan onları durdurmalıydı ama aptal beyni bunu bile akıl edememişti. Gecenin bir yarısında onları bulması imkansızdı. Hele ki konu Aras ise onları hayatta bulamazdı.
Yerden hala kalkmamıştı. Zaten gelip geçen, onu gören tek bir kişi bile yoktu. Çalan telefonuyla birlikte hızlı bir şekilde elini cebine attı. Belki Aras vazgeçmiştir bunları yapmaktan diye düşündü fakat ekranda yazan isimle hayalleri de suya düşmüştü.
"Abi şu Beliz midir nedir her ne b*ksa onu ara da artık Bora ile kavga etmeyi bıraksın. Yemin ediyorum sonunda ikisini de katledeceğim o olacak." telefonu açtığı anda Boran'ın şikayetleri ilişmişti kulağına fakat o Boran'ı dinlemiyordu.
"Alya GİTTİ!"
Barlas'ın perişan sesini duyan Boran susup onun söylediklerini anlamaya çalışıyordu.
"Ne demek gitti?" kaşlarını çatıp Barlas'ın söyleyeceklerine kulak kesilmişti.
"Aras...Aras onu götürdü. Uzaklara, çok uzaklara gitti abi. ÖLÜYORUM!" son kelimeden sonra ağlamaya başlamıştı Barlas hem de hıçkırarak...
Barlas'ın ağlamasını duyan Boran donakalmıştı. Sesi o kadar kötü geliyordu ki hemen ayağa kalkıp sinirle girdiği odadan çıkmıştı. Bu arada da Barlas ile konuşuyordu hala.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomanceGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...