Multide Deniz var.
Keyifli okumalar...
Deniz Alya'yı alıp götürmüştü ve Barlas hiçbir şey yapamamıştı. En çok da çaresizliğine kızıyordu işte. Adamlar onu da zorla başka bir arabaya bindirmiş şimdi evine götürüyorlardı. Barlas adamların onu dövmemesine şaşırıyordu açıkçası. Deniz'in sözünü bu kadar dinlediklerini bilmiyordu. Adamları sinir etmek için konuşmaya başladı.
''Ne oldu niye dövmüyorsunuz beni? Sahibinizden mi korktunuz yoksa?'' dediğinde sağ tarafındaki kalıplı adam Barlas'a ters bir bakış atıp konuşmaya başlamıştı.
''Kes lan sesini! Şimdi bir de seninle uğraşmayayım.'' Dediğinde Barlas'ta sinirlenmişti. Bu adam kim oluyordu da ona böyle laflar söyleyebiliyordu. Deniz adamlarını çok havaya sokmuştu anlaşılan.
''Susmuyorum lan! Size beni arabaya bindirin de götürün diyen oldu mu it sürüleri. İndirin lan beni!'' dediğinde diğer yanında ki adam konuşmaya başlamıştı bu sefer.
''Deniz abimin emri olmasa seni haşat edip atardım da arabadan aşağı , sen Deniz abime şükret.'' Dediğinde Barlas bir kahkaha patlatmıştı.
''Deniz'in köpeği olduğunu kabul ediyorsun yani. Anladım!'' dediğinde kalıplı olan adam homurdanmaya başlamıştı bile. Ama dövmeyecekti Barlas'ı. Ne derse desin dövmemesi gerekiyordu çünkü sonunda ölen kendisi olurdu.
Sonunda Barlas'ın kaldığı evin önüne geldiklerinde sağ tarafındaki adam sert bir şekilde kolundan tutup paldır küldür indirmişti Barlas'ı. Hıncını böyle çıkarıyordu aklı sıra. Barlas şuan daha büyük bir sorunu olduğunu bilmese öldürene kadar döverdi adamı ama şimdi kurtarması gereken bir Alya vardı. Adamlara tekrardan dönmeden hızlı bir şekilde evin kapısına ulaşıp kapıyı tek eliyle yumruklamaya başlamıştı.
Tam bir yumruk daha vuracaktı ki kapıya sonunda Aras kapıyı açmıştı. Barlas dışarıda kavga etmeyecekti Aras'la. İçeriye girdikten sonra gösterecekti ona gününü. Aras'ın yüzüne baktığında onun da sinirli olduğunu gördü. Ama umurunda bile değildi artık abisi. Çünkü yanlış yapmıştı. Barlas yapılan yanlışı affetmezdi, affetmeyecekti de. Dalgın bir şekilde Aras'ın yüzüne bakarken Aras konuşmaya başladı.
''Geç içeri!'' dediğinde Barlas'ta bunu beklermiş gibi hızla salona doğru yol almıştı. Salona geldiğinde odanın ortasında durup Aras'ın yanına gelmesini bekliyordu ki Aras'ın duvara fırlattığı vazoyla hızla ona döndü.
''Ne oluyor lan!'' dediğinde Aras etraftaki eşyaları dağıtmaya başlamış ve bir yandan da kendine küfürler savuruyordu. Sonunda tüm eşyaları yerle bir ettiğinde elini saçlarına daldırıp hızla Barlas'ın karşısına geçip bağırmaya başlamıştı.
''Lan ben ona nasıl inandım lan? Nasıl sevdim ben onu, nasıl korudum lan ben o o...'yu?'' dediğinde Barlas kafasındaki düşüncelere yoğunlaştığından Aras'ın kimden bahsettiğini anlayamamıştı.
''Kimi?' dediğinde Aras sinirli bir şekilde Barlas'a bakmıştı.
''Esila lan Esila kim olacak daha başka. Beni aldatıyormuş or..pu. Beni nasıl aldatır lan o? Deniz tutmuş onu biliyor muydun sen? Deniz benim canımı yakması için tutmuş onu. Ben aşıktım lan o fa...şe'ye. Çok sevdim lan ben onu. Alya haklıymış. Benim inanmadığım, bağırıp kızdığım meleğim haklıymış her zaman ki gibi. Çok büyük eşeklik ettim lan ben.'' Deyip susmuştu. Sinirden saçlarını yoluyordu. Kızgınlığı hala geçmemiş Alya'ya inanmadığı için vicdan azabı çekiyordu. Aklına gelen şeyle birlikte saçlarını yolmayı bırakıp ellerini saçlarından indirip soran gözlerle Barlas'a bakmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
Roman d'amourGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...