Multide ALYA var.
Selam canlar...
Nasılsınız bakalım geçmiş bölümden beri?😊😇
Hikayedeki karakterlerimizi yavaş yavaş tanımaya başlamışsınızdır inşallah, bu konu hakkında sizden yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar canlarım...🤗☺🙃
5.BÖLÜM
Barlas kenarında oldukları camı açtı ama Alya onun ne yaptığını anlayamamıştı. Hem sanki ne yapabilirdi ki hastanede çok kişi vardı. Eğer bir şey yapmaya kalkarsa bağırıp çağırır ve hastaneyi ayağa kaldırırdı.
Barlas, kız böyle düşüncelere dalmışken hemen harekete geçerek kızın belinden kavradığı gibi tekerlekli sandalyeden kaldırdı ve açtığı camdan aşağıya doĝru kızın belinden yukarısını sarkıtmaya başladı.
Tabi Alya belinden kavranılıp kaldırıldığı zaman, olayın şokuyla idrak etmesi biraz zaman alınca daha önce yapması gerekeni daha sonra yaptı ve camdan aşağı sarkarken bağırmaya başladı.
'' İmdaaaaatttt! Bırak Allah'ın belası ne yapıyorsun öleceĝim şimdi! Yardım ediiin!'' Barlas kızın söylediklerine sadece tehlikeli bir gülüşle karşılık veriyordu. Çünkü o kendisine yapılan hiçbir saçmalığı cezasız bırakmazdı. Tanıyanlara göre o yeryüzünün zebanisiydi ve şimdi de bu kızın canını acıtmaya ant içmişti. Kızı öyle şiddetle sarsıyordu ki elindeki küçük bir kız çocuğu olsa kaburgalarında kırık olma ihtimali çok büyüktü.
'' Kes sesini gerizekalı! Böyle boşuna bağırarak en fazla boğazını ağrıtırsın. Ben seni uyarmıştım. Şimdi annen baban mezarından çıkıp gelse yine de kurtaramazlar elimden. Zaten seni de bu cazgırlığın yüzüne bırakmışlardır eminim.'' Kız son cümleyi duyduğu anda bağırmayı ve çırpınmayı kesmiş adeta donup kalmıştı.
Barlas, kızın sustuğunu ve artık çırpınmadığını fark etmişti ve söylediği cümlenin yanlışlığını yeni yeni idrak ediyordu. Ama son pişmanlık kimseye bir fayda sağlamazdı. Barlas hemen kızı sarkıtmayı bıraktı ve geri çekip sandalyesine dikkatli bir şekilde oturttu.
Kızı oturttuktan sonra kendisi de geri çekildi ama kızın yüzüne baktığı anda pişmanlığı ve endişesi bin kat daha artmıştı. Çünkü Alya'nın yüzü kıpkırmızı olmuş nefes almaya çalışır gibi bir hali vardı. Barlas yine de bir ümit kızın şaka yaptığını düşündü.
''Ufaklık, bak bana şaka yapma bu sefer çok fena döverim seni! Ben bu numaraları yemem.'' Kız orada canıyla boğuşuyordu çocuk ne diyordu.
Alya sonunda ellerini kendi boğazının yakalarına getirdi ve yakalarını çekiştirip nefes almaya çalıştı. O kadar kötü olmaya başlamıştı ki bir yandan hızlı ve sesli bir şekilde nefes almaya çalışıyor, diğer yandan deli gibi gömleğinin yakalarını çekiştiriyor, hiç durmadan ağlayıp hıçkırıyordu.
Yanındaki taş kalpli adam ise belli bir süre yüzüne doğru bakmış sonra o da harekete geçmişti sonunda. Alya kendini anlatabilse anlatacaktı ama şuan nefes alamıyordu çünkü onun astımı vardı ve korku, heyecan veya üzüntüye gelemiyor hemen kendini gösteriyordu. Şimdi de Barlas onu tam kalbinden vurmuş ve astımının harekete geçmesine olanak sağlamıştı. Kızın gözlerinden hiç durmadan yaşlar boşanıyor, yüzü artık nefes alamadığı için kırmızıdan mora dönmeye başlıyordu.
Barlas şokun etkisinden çıkınca hemen kızın önüne diz çöktü ve gömleğinin iki üç düğmesini açıp Alya'nın yanaklarını avuçlarına bastırdı ve deli gibi çırpınıp kendisine zarar vermemesi için sıkıca tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomantizmGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...