Multi de BORA var
Selam canlar...
Evet gençler yine ben ve yeni bir bölüm...
Bu bölüm sanki biraz duygusal oldu ama idare edin işte :D
Bölümü okuduktan sonra yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Oy ve yorumlar da yükselme olmadığı sürece yeni bir bölüm yayımlamayı düşünmüyorum.
Keyifli okumalar canlarım...
''Kullanamadım lan var mı? Hizmetçin mi var karşında senin? Bebek bakıcısı değilim ben anladın mı? Eğer çok istiyorsan bir dahakinde sen korursun Meleğini.'' Diyerek sinirle odasına çıkmak için harekete geçmişti.
''Tek bir adım daha atma Barlas. Gel buraya konuşacağız.'' Diyerek Kenan bey gür sesiyle konuşmuştu bu sefer. Kaçış yoktu demek ki. Tamam o da gider gerekli cevabı verirdi o zaman. Hemen tekrardan ayakta dikilen ailesine ve Alya'ya doğru yürümeye başladı. Babasının karşısında durduğunda babası sinirli gözlerini Barlas'a dikmişti. Her zaman ki gibi...
''Ne konuşacağız baba.'' Diyerek sakin bir şekilde sormuştu.
''Ne demek ne konuşacağız. Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun? Ne kadar sorumsuz bir insan oldun sen böyle?'' dediğinde Barlas sakinliğini korumaya devam ediyordu. Onların gözünde hep sorumsuzdu zaten. O yüzden artık hiç bir şey açıklamıyordu.
''Tamam konuşalım baba.'' Demişti. Ne konuşacaksa bir an önce bitmesini istiyordu.
''Kazayı nasıl yaptınız?'' diye sormuştu babası. Yalan söylemeyecekti.
''Sinirliydim. O yüzden biraz hız sınırını aşmışım. Fark ettiğimde durdum ama aniden durduğum için Alya kafasını çarptı.'' Dediğinde Kenan bey çok sinirlenmişti.
''Lan sen böyle bir hatayı nasıl yaparsın? Ya daha kötü bir şey olsaydı Alya'ya. Ne yapacaktık o zaman.'' Dediğinde Barlas gözlerini sımsıkı kapatmış sakinleşmeye çalışıyordu. Olmayan şeyin tartışmasını yapıyorlardı. Sonunda gözlerini açarak konuşmaya başladı.
''Olmadı ama değil mi?'' dediğinde Kenan bey Barlas'ın bu kadar sorumsuz ve sakin olmasından dolayı çıldırıyordu.
''Sen nasıl bir çocuksun ha! Ben sana böyle mi öğrettim? Bu kadar sorumsuz bir çocuk benim oğlum olamaz!'' Dediğinde Barlas'ta ipler kopmuştu. Artık o da bağırıyordu.
''Sen bana bu zamana kadar ne öğrettin ki şimdi hesabını sorar oldun Kenan bey? Varsa yoksa Aras. Aras her zaman daha kıymetli değil mi zaten. O her zaman daha olgun, daha güvenilir, daha uslu değil mi?'' dediğinde yüzüne inen tokatla kafası yana savrulmuştu.
İşte bu acıtmıştı.
Canı hiç yanmadığı kadar yanmıştı bu defa.
Yüzünü babasına çevirdiğinde gözlerindeki pişmanlığı gördü ama iş işten geçmişti. Her zaman ki gibi yine Barlas suçluydu. Babasından çekip abisine çevirdi bu sefer de bakışlarını. Yüzüne mutluluktan yoksun bir gülümseme yerleştirdi. Aras'ın gözlerine baktı gözlerini bir an bile ayırmadan. O da en az babası kadar üzgün duruyordu. Ama Barlas'ın umrunda değildi artık hiç kimse. Tekrardan babasına dikti gözlerini. Fısıltılı bir şekilde gülerek konuşmaya başladı. Gözlerindeki acıyla birlikte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomanceGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...