''GİT...''

12.7K 535 9
                                    

Evet canlar nasılsınız bakalım? :D

Kısa bir zamanda yeni bir bölüm daha yayımlamayı başardım sonunda :D

Tamamlamak için bugün bayağı uğraştım İnşallah beğenirsiniz :)

İyi okumalar canlarım...

Olayın üstünden tamı tamına 2 hafta geçmişti. Alya o günden sonra ne Aras'ı görmüştü ne de Barlas'ı. İkisi de çoğu zaman eve geç gelip erken gidiyorlardı. Onlar geldiğinde de Alya odasından çıkmıyordu zaten.

Bu zaman diliminde Deniz hergün eve gelip 2 saatlik çalışma sonrasında gidiyordu ve Alya ilk düşüncesinin yanlış olduğunu fark etmişti çünkü Deniz ona çok iyi davranıyor, güldürmek için her şeyi yapıyordu. Alya artık yavaş yavaş yürümeye başlamıştı. 2 haftadan beri kendisinde büyük bir gelişme olduğunu fark etmişti. Zaten Deniz'de biraz daha gayret ederse tamamen yürüyebileceğini söylüyordu. Ama kız yinede tekerlekli sandalye de geziyordu. Çünkü tam olarak kendine güvenemiyor ve biraz daha iyi olmayı bekliyordu. Yani kısacası 2 haftadır her şey çok fazla yolunda gidiyordu. Aras ve Barlas ile olan küslükleri hariç...

Barlas'ın yaptığı her zamanki saçmalıklarından biriydi ama Aras'ın dedikleri hala kulaklarında çınlıyordu. Aras önceden Alya'ya tek bir kırıcı söz söylemezken 3 yılda ne olmuştu da böyle sert sözler söylüyordu? Alya hala inanamıyordu. O sözleri duyduktan sonra o kadar canı yanmıştı ki bir daha kimseyle konuşmamaya karar vermişti. Ama sonradan güçlü durması gerektiğini ve hiç kimse için bundan sonra üzülmeyeceğini kendine hatırlattı.

Alya 2 haftadır yanında olan Çiğdem ablasına da çok bağlanmıştı. Kadın onu evde yalnız bırakmamak için arkadaşlarıyla bile buluşmamıştı. Kenan beyle ise tam bir baba kız olmuşlardı.

Kenan bey çocuklarını evde göremedikçe Alya ile daha çok ilgileniyordu. Kızı artık istese de bırakamayacağını fark etmişti. Çünkü artık olmayan kızının yerine koymuştu onu. Alya için yardımcılar bile tutmuştu. Alya ise evdeki kişilere borcunun gün geçtikçe daha çok katlandığını düşünüyordu. Gün geçtikçe mutluluğu daha çok katlanıyordu.

''Kızımm!''

Ahh yine Kenan bey çağırıyordu Alya'yı. Alya sevinçle yanında duran yardımcıya tekerlekli sandalyeye oturmak için yardım etmesini rica etmişti. Her gün rutin bir hal almıştı artık bu seslenme olayı. Kenan bey Alya'yı aşağıdan çağırdığı an Alya tekerlekli sandalyesine oturarak asansörle aşağı iniyordu. Şimdi de aynı şeyi yapıyordu.

Hızla asansöre bindi ve asansörün aşağı inmesini heyecanla bekliyordu. Bugün daha heyecanlıydı çünkü hep beraber Kenan beyin ortaklarının evine yemeğe gideceklerdi. Ortaklarının çok iyi bir kızı vardı. Alya onunla çok iyi anlaşmıştı ve kız 3 günde bir Alya'yı görmeye geliyordu. Tabi Deniz'i de diyebiliriz. Kız Deniz'den hoşlanıyordu fakat Deniz'in nasıl biri olduğunu bilse bırak hoşlanmayı yanından bile geçmezdi. Zaten Deniz'de kız ile ilgilenmiyordu.

''Günaydın millet.'' Diyerek şen şakrak sesiyle içeri girmişti Alya. Çiğdem hanım ve Kenan beyde onun bu halini görünce mutlulukları daha çok katlanmıştı.

''Kızım bugün geç kaldın. Ne oldu bir sorun mu var?'' Alya Kenan beyin bu telaşlı haline gülümseyerek cevap verdi:

''Hayır Kenan amca hiçbir sorun yok. Akşam yemeğe gideceğimiz için akşam giyeceğim kıyafetleri hazırlıyordum. O yüzden geç kaldım.'' Kenan beyin için rahatlamıştı.

''He şimdi anladım senin neden bu kadar neşeli olduğunu. Akşam Safir'lere gideceğimiz için böyle heyecanlısın.'' Demişti Çiğdem hanım.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin