Selam canlar :D
Aradan daha bir gün geçmesine rağmen yeni bir bölüm daha yayımlıyorum :D
Aramıza yeni bir isim katılıyor bu bölümde. Hatta üç desek daha doğru olur :D
Okuduktan sonra yorumlarınızı bekliyor olacağım
Keyifli okumalar canlarım...
29. Bölüm
Bu sözleri gerçekten Barlas mı söylemişti yoksa Alya uyumuştu da rüya mı görüyordu? Hayır hayır kesinlikle Barlas söylemişti. Zaten şuan gözlerini dikmiş bir şekilde kendisine bakmasının başka bir açıklaması olamazdı. Bir şey söylemesini istediğini biliyordu ama Alya ağzını açıp da bir şey söyleyemiyordu. Çünkü ne söyleyeceğini bilmiyordu.
Sonunda Barlas önüne dönüp arabayı çalıştırmıştı. Alya'ya bakmadan konuşmaya başlamasıyla Alya onu dikkatle dinlemeye başladı.
''Bir şey söylemene gerek yok. Sadece az önceki söylediklerimi anlaman yeterli. Aras'la da fazla yakın olmayacaksın bundan sonra.'' Dediğinde Alya az önceki söylediklerinin etkisinden çıkamamışken bir şok daha yaşamıştı. Hiç sormamıştı bile sen de benim gibi mi düşünüyorsun diye. Alya'nın kafası çok karışmıştı gerçekten. Ne yapacağını bilmiyordu.
................................................................................................
Geçen 3 saatin ardından araba da hiçbir şey konuşulmamıştı. Barlas'ın mola yerlerinden birinde durmasıyla kapattığı gözlerini açtı Alya.
''Herhangi bir ihtiyacın var mı?'' Barlas'ın Alya'ya dönerek yönelttiği soruyla kafasını hayır anlamında sallamıştı Alya. Konuşmamaya yemin etmişti sanki. Barlas arabadan inip restauranta ilerlemeye başladı. Peruğu ve gözlüğü de takmamıştı ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk. Neyse diye geçirdi içinden. Zaten izlerini çoktan kaybettirdiklerini düşünüyordu. Kendisi de şu peruğu, gözlüğü ve bileğinde yeterince ağırlık yapan bileklikleri çıkartsa iyi olacaktı.
Aklından geçenleri yapmaya başlayarak ilk önce kafasını fazlasıyla kaşındıran peruğu çıkartmış ve saçlarını elleriyle düzeltmişti. Gözlüğü ve bileklikleri de çıkarttığında, bilekliklerin kolunda izler yaptığını fark etmişti. Kafasını cama yaslayıp Barlas'ın gelmesini beklemeye başladı.
Yaklaşık on dakika sonra Barlas elinde fazlasıyla poşetle ve yanında yürüyen boya kutusuyla(!) birlikte ona doğru gelmeye başlamıştı. Yürürken bir yandan yanında ki daha önce hiç görmediği kızla konuşup gülüşüyorlardı ve açıkçası Alya kıza şimdiden sinir olmaya başlamıştı bile. Hakkını yememek lazımdı şimdi kız güzeldi. Gerçekten güzeldi. Onlar yaklaştıkça Alya bunu fark etmişti.
Sonunda Barlas ve adını bilmediği güzel kız arabanın önüne geldiklerinde Barlas elinde ki birkaç poşeti bagaja yerleştirmiş, geri kalanını ise arka koltuğa koymuştu. Kız Alya'nın oturduğu tarafa doğru geliyordu. Neden geldiğini merak etmişti Alya. Adını bilmediği kız Alya'nın oturduğu tarafın kapısını açıp konuşmaya başlamıştı.
''Canım ya sen arkaya geçebilir misin acaba?'' dediğinde açıkçası şaşırmıştı Alya. Barlas'a dönüp baktığında onun da bir şey demediğini görünce sinirli bir şekilde konuşarak harekete geçmişti.
''Tabi canım nasıl istersen.'' Canım kelimesini bastırarak söyleyip arka kapıyı açıp koltuğa oturmuş ve kapıyı sertçe kapatmıştı. Barlas da şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdığında Alya sinirden kimseye çıkışmamak için dışarıyı seyrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomantizmGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...