Multideki UMUT
Selam canlar...
Yeni yılın ilk bölümüyle yeniden karşınızdayım😊😊
Biliyorum bölüm geç geldi fakat inanın derslerden dolayı zamanım olmuyor. Bu bölümü de finaller başlamadan yazıp yayımlayayım dedim.☺😌
Bu bölümde hikayeye yeni biri daha katılıyor ve bu kişiyi pek seveceğinizi sanmıyorum.
Bölümü okuduktan sonra yorumlarınızı bekliyor olacağım. Bu arada yorum sayısının düşmesi de gözümden kaçmadı değil ona göre🤔🤔
Keyifli okumalar canlarım🤗🤗
44. BÖLÜM
Olayın üstünden 2 gün geçmişti. Bu iki günde gayet sakin geçmişti. Tüm sorunlar çözüldüğü için tüm aile fertleri evdeydi ve herkes birbiriyle barışıktı.
Alya yatağından daha yeni kalkmış ve banyoya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra odasına geri dönüp üzerini giyinmişti. Aynaya baktığında yüzünün çok soluk göründüğünü düşünerek biraz makyaj yapmış ve saçlarını salık bırakmıştı. Bugün için bir planı yoktu fakat Barlas ve Aras'ın her an ne yapacağı belli olmadığı için her zaman hazır olmalıydı.
Hazır olduğundan emin olduktan sonra tam odasının kapısını açmak için kapıya ilerliyordu ki kapının sertçe açılmasıyla sıçrayarak geriye doğru gitmişti. İçeri giren Barlas'tı ve sinirli olduğu kaşlarının çatık olmasından, yumruk olan ellerinden ve boynunda atan damarından belli oluyordu.
"Nereye?" Barlas'ın imalı sorusuyla Alya şaşırmıştı. Barlas neden böyle davranıyordu ki?
"Kahvaltıyaa.." son harfi uzatarak söylemişti. Fakat Barlas hala gergin ve sinirli bir şekilde karşısında duruyordu.
"Seni soran biri var, kapıda seni bekliyor." deyip arkasını dönmüş ve odanın dışına çıkıp kapıyı sertçe kapatmıştı. Onun böyle yapmasıyla olduğu yerde sıçramıştı Alya. Bu çocuğa neler oluyordu Allah aşkına? Hem kim gelmiş olabilirdi ki Alya için? En fazla gelse gelse Safir gelirdi.
Boy aynasından kendine bakıp üzerini eliyle düzelttikten sonra gelen gizemli kişinin kim olduğunu merak edip hızlı adımlarla aşağı inmişti. Salonun kapısının önünden geçip tam kapıya ilerleyecekken Çiğdem hanımın sesini duyup geri dönmüştü.
"Alyacım!" salondan içeri adımını atıp Çiğdem hanımın seslenmesine karşılık vermişti ki gördüğü tanıdık simayla olduğu yerde kalakaldı.
"Efendim Çiğdem ab...la!" Umut! Karşısında gördüğü genç çocuk Umut muydu yoksa o mu hayal görüyordu?
"Umut?" gözleri dolmuştu Alya'nın. Karşısında eski en yakın arkadaşlarından birini görmek duygulanmasına sebep olmuştu.
"Gökyüzüm!" ahh! Evet bu kesinlikle Umuttu. Alya'ya bir tek o böyle seslenirdi.
Alya onun gerçekten burada olduğuna emin olduktan sonra hızla yanına gidip boynuna atlamıştı.
"Sen..sen geldin!" inanamıyordu. Umut buradaydı, sözünü tutmuştu.
"Sözümü tuttum gökyüzü!" Umut'un söylediğini duyduktan sonra gözü yaşla dolu bir şekilde geri çekilmişti. Parlayan gözlerle Umut'a bakıyordu. Değişmişti, gelişmiş, büyümüş ve bayağı değişmişti ama gözlerine bakınca anlıyordu ki o hala aynı Umuttu.
Yan taraftan gelen öksürük sesiyle birbirlerinden gözlerini ayırıp o tarafa dönmüştü ikisi de. Aras'ın yalancı öksürüğünü duyan Alya gülmemek için kendini zor tutuyordu. Abisi Alya'nın yanında bir erkek görünce tamamen değişip, kıskanç birisine dönüşüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
RomantizmGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...