Selam canlar :)
Bu sefer fazla bekletmediğimi umuyorum ve yeni bölümü yayımlıyorum. :D
Keyifli okumalar canlarım...
''Ne diyorsun sen ya? Şaka mı bu? Ne oldu Barlas'a?'' diye bağırmaya başlamıştı Alya. Yerinde duramıyordu şimdi. Onun hatırlamadığı bir şeyler mi olmuştu?
Safir, Alya'nın ağlamaya başlaması ve yatakta delirmiş bir şekilde çırpınmasıyla korkmuştu. Yaralıydı ve biraz daha böyle dengesiz hareketler yaparsa dikişlerinin açılacağını düşünüyordu. Tam konuşmak için ağzını açmıştı ki Aras'ın Alya'nın yanına gitmesi ve kollarını Alya'nın vücuduna dolamasıyla ağzını kapatmıştı. Fakat Alya Aras'ın sarılmasını bile umursamadan yataktan kalkmak için çırpınıyordu.
''Susmayın! Bir şeyler söyleyin! Ne oldu Barlas'a? Bırak beni gideceğim onun yanına!'' Aras'ın kollarını kendi üstünden çekmeye çalışıyordu. Ama Aras inat etmiş gibi kollarını gevşeteceğine daha sıkı sarmıştı ALya'yı. Aras kızın durmayacağını anladığında yumuşak bir sesle konuşmaya başlamıştı.
''Alya, sakin ol meleğim! Bir şeyi yok Barlas'ın? Dikişlerin açılacak şimdi, sakinleş!'' Alya Aras'ın sesini duydukça daha çok sinirleniyordu. Şu an kendini düşünecek halde değildi. Barlas yoğun bakımda ise durumu ciddi demekti ve bir an önce Barlas'ı görmesi gerekiyordu. Zor da olsa Aras'ı itebilmişti. Ve aynı hızda kolunda ki serumu söküp atmıştı. Hızlı bir şekilde ayağa kalktığında karnına saplanan acıyı umursamamaya çalıştı.
Barlas'ı görmesi gerekiyordu.
Barlas'ı görmeliydi.
Barlas'ı kesinlikle görecekti.
Düşünceleriyle acıyan yarasını ve ağrıyan vücudunu unutmaya çalıştı. Kapıya doğru zorlanarak gitmeye başlamasıyla önüne Bora'nın geçmesi bir oldu.
''Çekil önümden!'' yarasından dolayı zorlandığı için zorla konuşuyordu ve bütün odadakilerin üzülmesine ve endişelenmesine neden oluyordu.
''Alya! Barlas senin bu halini görürse ne kadar üzülür bilmiyor musun? Uyandığında seni böyle görmesini mi istiyorsun? İyileş kendine gel, söz ben götüreceğim seni Barlas'ın yanına.'' Bora'nın verdiği sözü bile önemsemiyordu Alya. Çünkü burada ki Safir hariç kimseye güvenmiyordu artık. Hepsi yalan söylemişti ona. Barlas'ın yaralı olduğunu söylememişlerdi. Ve şimdi Bora'na güvenip burada kalamazdı.
''Çekil dedim önümden! Onu görmem lazım. Nasıl olduğunu bilmem lazım. Hepiniz yalancısınız. Nefret ediyorum sizden!'' sinirle söylediği sözler içeride ki herkesin ağırına gitmişti. Oda da en çok üzülen kişi ise şüphesiz Aras'tı.
Safir hala sessiz bir şekilde durduğuna inanamıyordu. Bu olanların hepsi kendi ağzını tutamaması yüzünden başlarına gelmişti ama o hala susuyordu. Ne yapacağını kestiremiyordu çünkü. Bir yandan hıçkırarak ağlayan ve her an Bora'nın üzerine atlayacakmış gibi duran Alya, diğer yandan onun önüne geçip kollarını iki yana uzatmış geçmesini engelleyen Bora vardı. Bir de onları bitkin bir şekilde izleyen Aras vardı tabiî ki. Kendisi gibi sessiz bir şekilde köşede duran Boran'ı da unutmamak lazımdı.
Alya tıslayarak konuşmaya başlamıştı.
''Sana çekil dedim.'' Dediğinde sonunda Bora önünden çekilmişti Alya'nın.
Alya yarasını tuta tuta ilerlemeye başladı. Nerde olduğunu bilmiyordu ama bulurdu. Hastanenin koridoruna çıktığında ne tarafa gideceğini bilmediği için bir an duraksadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
عاطفيةGözleri ondan bağımsız akıyordu yine... ''Neden gittiniz he! Neden beni bir başıma bıraktınız burada? Hani çok seviyordunuz beni?Neden anne neden? Hani beni canım kızım diye severdin ya bak canını yaktılar kızının anne! Ya sen baba biriciğim der...