Uzun siyah saçları sıkı bir atkuyruğuyla ensesinde topluydu. Düşünceyle burduğu dudaklarında ruj yoktu. Makyaj yapmamıştı. Yeşil gözleri hesaplıca karşısında oturan kadını inceliyordu. Maun masanın önünde, somun rengi koltukta oturan kadına bakarken ince dudaklarına yerleşen gülümseme dostane değildi.
"Ne içersin Georcia?"
Elle tutulur gerginliği dağıtmak için herhangi bir girişimde bulunmadı. Aksine, Georcia'nın kendini daha fazla rahatsız hissetmesini sağlamak için elinden geleni yapacakmış gibi görünüyordu. Üzerinde basit beyaz bir tişört vardı. Uzun bacaklarını saran keten pantolonu ise mavi renkti. Ayağında şık bir rugan vardı. Dış görünümü kusursuz olan Hollie'nin içi karanlıktı. Ve o karanlığın mimarı kısmen de olsa Adrian'dı.
"Beni buraya, ayağına çağırmanın bir sebebi vardır umarım," diyen Georcia'ya kısa bir bakış attıktan sonra sol tarafında kalan dolabının çekmecesine uzandı. Ufak anahtarını kilidin içinde döndürdükten sonra kendine çekerek çekmeceyi açtı. Siyah bir dosyayı alıp çekmeceyi ittikten sonra meraklı bakışlarıyla yaptıklarını inceleyen Georcia'ya döndü.
"Duyacaklarından hoşlanmayacağını sana söyleyebilirim," dedi sakince gülümserken. "Adrian'a ne kadar kızmanı istemesem de, gerçekleri bilmen gerektiğini düşünüyorum."
Dosyayı masanın üzerine bırakarak Georcia'ya doğru itti. İçinde olan dokümanların Adrian'ın başına dert açacağını bilmek kadını keyiflendirmişti.
Georgia, Adrian'ın çevirdiği oyundan çok Hollie'nin oyununa odaklanmıştı. Elleri kasılırken içinde yaşadığı öfkeyi yansıtmamak için çabalıyordu.
Önüne sürülen bilgilere göz gezdirirken karşılaştığı gerçekle şaşkına döndü. Öfkeden çok hissettiği, oğluna karşı kırgınlıktı. Az çok tahminleri vardı Jessie hakkında ve şimdi kadının geçmişi hoşuna gitmeyen detaylarla doluydu. Eğitim durumunu ya da basit bir kafede, basit bir garson olarak çalışmasını küçümsemiyordu. Hor görüp burun kıvıracak bir şey değildi bu, aksine Jessie'nin tüm zorluğa göğüs gerip mücadele ediyor oluşu takdir edilesiydi. Tabi diğer durum olmasaydı. Tanrım, kadın hırsızdı! Hakkı olmayana göz koyan, utanmadan çalan arsız bir hırsızdı. En kötüsü de para karşılığı -konu bir hayat kurtarmak da olsa- oğluyla birlikteydi. Kabul edemeyeceği tek şey, tam olarak buydu. Tabi bir de oğlunun farkında olmadan Hollie tarafından tuzağa çekilmesi durumu vardı. İç çekti.
Hollie'nin rujsuz dudaklarını büzmesini, Adrian'da geçirdiği geceyi anlatmasını dinlerken sakinliğini koruduğu için kendini tebrik etti. Gecenin bir yarısı duyduğu seslerle uyandıklarını, aşağı indiğinde salonda onu bekleyen sevimsiz sürprizi anlatırken de sakindi. Elinde kırık bir vazo parçasıyla ayakta dikilen şaşkın Jessie'nin tasvirlenişini dinlemeye devam ederken başındaki ağrıyı görmezden geldi.
Georgia öğrendiklerinden sonra incelediği dosyayı alarak katlanmakta zorlandığı kadından kurtulmak için oturduğu yerden kalktı. Başını sağa yatırıp muhatap aldığı samimiyetsiz kadını incelerken Hollie'nin oğluyla ne işi olduğunu merak etti. Kavisli kaşlarını kaldırıp duruşunu düzeltti. Derin bir iç çekerken açık mavi gözleri kurnazca parladı.
"Bilgilendirme için teşekkür ederim. Bu görüşmelerin devamının olmayacağını da bilmenizi isterim. Yardımlarınızın bir çıkar oluşturacağından eminim fakat isteğinize ulaşacak mısınız, ona emin değilim. Şimdi, bu ilk ve son karşılaşmamızı sonlandırmamız gerekiyor." Son kez baktığı kadına arkasını dönerek sert adımlarla ofisi terk ederken Hollie'nin de hayatından çıkacağını umuyordu.
"Göreceğiz," diyerek sırtını yumuşak koltuğunun sırtlığına yaslayan Hollie ise gülüyordu.
Akşam olduğunda Georgia üzerindeki huzursuzluktan kurtulamadı. Eve gelir gelmez suskunluğa gömüldü. Üzerini değiştirerek kendini çalışma odasına kapattı. Uzun saatler boyu kapandığı çalışma odasında zaman öldürmekten başka bir şey yapmadı. Yarım kalan işlerini halletti, önemli evrakları ortadan kaldırarak ayaklandı. Yavaşça ittiği sandalyesinden kalkarken sabahlığının önünü bağladı. Adımları seriydi, açık kalan odadan çıkıp ardından kapıyı sıkıca kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acemi Hırsız
RomanceRomantizm'de #45 ••• Jessie Moon için hayatta en önem verdiği varlık, büyükannesi Mia'dır. Hastalığın pençelerine takılan yaşlı kadını hayatta tutmak için elinden gelenler ise kısıtlıdır.. Kurtuluş bileti tek bir şeye bağlıdır. O d...