~Yaşlı Prenses
“Jake?”
Erkek arkadaşının bu kadar içe kapanmasını istemiyordu Elena. Güçsüz düşüp hasta olmasından korkuyor, onun için endişeleniyordu. Jake dalgın bakışlarını boşluktan çekti, sevgilisine döndü.
“Burada ne yapıyorsun?”
“Düşünüyorum,” dedi düşünceli bir şekilde. “İşin içinden çıkmak için bir yol arıyorum.”
“Evet, düşünüyorsun ve beni duyamadın, böyle giderse sende hasta olacaksın!”
“Üzgünüm,” diye fısıldadı Jake. “Her şeyin sorumlusu benmişim gibi hissediyorum ve bu his… Berbat. Seni endişelendirdiğim için üzgünüm sevgilim.”
Yavaş adımlarla sevgilisinin yanına yaklaştı, elinden tutup beraberinde rengi atmış çekyata çekti, birlikte oturdu. Gözlerini kapayarak başını geri yasladı. Elena, Jake’in bu kadar harap olmasını doğru bulmuyordu. Usulca başını adamın göğsüne koydu.
“Benim için… Bizim için değerlisin, Jake. Kendini boşuna paralıyorsun. Ve bu hiç hoşuma gitmiyor.” dedi fısıldayarak.
Jake gözlerini açarak sevgilisine baktı. “Bencil pisliğin teki olabilirim, belki. Ama benim için endişelenmen hoşuma gidiyor sevgilim.”Elena ona güldü. “Sen uslanmazsın Jake.”
Uzandı, aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi. Öpmekten bıkmadığı dudakları esir aldı. Derinleşen öpücüklerini bozan öksürme sesi, ayrılmalarına sebepti.
“Hey!” diye yakındı ikizler aynı anda, yüzlerini buruşturarak soluk soluğa kalan arkadaşlarına baktılar.
“Her yerde aşk yapmak zorunluluğunuz mu var sizin!” diye homurdandı Victor. Kardeşi Victoria’da başını sallayarak onayladığını belli etti.
İçini çeken Jake, kollarını Elena’nın vücudundan çekti. “Sizin yüzünüzden hep yarım kalıyor aşk yapmamız,” derken düşmanca arkadaşlarına baktı. “Mutlu musunuz?” dedi Jake hoşnut olmadığını belli edercesine.
Victor sırıtarak Elena’ya göz kırptı. “Sevgilinle sevişmeni böldük diye bize kızamazsın!” Jake’in çatık kaşlarıyla lafını çevirdi. “Pekâlâ, kızabilirsin ama bunun içinde kendinize bir oda bulabilirsiniz.” dedi ellerini kıvırcık saçlarına sokup karıştırırken.
Elena pancar gibi kızarırken Victoria’nın kıkırtılarını duymazdan geldi. Jake’in annesi Benny sarsak adımlarla odasına giderken homurtularını Jake duydu.
“Bize kapıyı Benny açtı,” dedi Victoria. “Sizin salonda sevişmenizi bölmemizi, kolunuzdan tutup hep birlikte evinden defolup gitmemizi söyledi.” Jake dişlerini gıcırdatırken Victor rahat bir şekilde tekli koltuğa yayıldı.
“Baksana bana,” diye mırıldandı Victor, bilim adamı tavrıyla. “Annenin acil düzülmesi gerek dostum! Ortalarda patlamaya hazır bir bomba gibi dolanıyor. Gevşeyip rahatlamalı.”
Elena yanındaki küçük yastığı birini eline alıp arkadaşına fırlattı.
“Ne...” diye çıkıştı Victor, burnunu çekerken. “Haklı olduğumdan mı kafama yastık yiyorum.”Victoria ikizine kızarken, Elena bağırdı. “Kapa çeneni Victor!”
Sesini bastıran bir başka ses daha yankılandı kutu büyüklüğündeki eski evde. “Asıl sen kapa çeneni adi sürtük.”
Benny içeride her ne yapıyorsa patır kütür sesler yankılanıyordu. Jake bakışlarını koridora çevirerek küfür etti. Annesinden nefret ediyordu. Victor sırıtarak başını salladı.“Ben haklıyım. Bu kadının düzülmeye ihtiyacı var.”
Victor bilmişçe başını sallarken son söylediği sözleri duyan Jake hışımla oturduğu yerden kalktı. Kimse daha ne olduğunu anlamadan Victor’un yakasına yapıştığı gibi dışarı doğru sürüklemeye başladı. Korkuyla gözleri büyüyen Victoria, Elena ile peşlerinden giderken Jake söylenmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acemi Hırsız
RomanceRomantizm'de #45 ••• Jessie Moon için hayatta en önem verdiği varlık, büyükannesi Mia'dır. Hastalığın pençelerine takılan yaşlı kadını hayatta tutmak için elinden gelenler ise kısıtlıdır.. Kurtuluş bileti tek bir şeye bağlıdır. O d...