~Kalbe çöreklenen korku!
Karmaşık hislerin barındığı kalbi yerinde son hız atarken, usulca açtı gözlerini yeni bir güne. İçindeki mutluluk kırıntılarını toplayarak yatağında gerindi ve soluklandı. Ardından kalbini sıkıştıran tedirginlikle hızla yatağından doğruldu, ayaklandı. Üzerindeki pijamasının eteklerini çekiştirerek odasının kapısına yöneldi. Metal tokmağı kavrayarak sola yatırıp kapıyı açtı, dar koridora çıktı. Adımlarını büyükannesinin odasına çevirdi ve kısa sürede yaşlı kadının odasına vardı. Usul bir nefes çekti ciğerlerine Jessie. Kapıyı fazla ses çıkarmadan açarak başını içeri soktu, gördüğü manzaraya gülümsedi. Rahatsız etmemeye dikkat ederek sessiz adımlarla odaya girip, Mia’nın yatağına koştu. Yanına sokularak yanağına minik bir öpücük kondurdu.
Öpücüğünü bıraktıktan sonra geri çekildi. Yine aynı sessizlikte geldiği gibi geri çıktı odadan, daha sonra banyoya yöneldi. Zaman kaybetmemek adına hızla elini yüzünü soğuk su ile yıkadı, açık olan saçlarını tepeden gelişi güzel topladı. Son sürat mutfağa giderek önlüğü üzerine geçirdi ve büyük annesi için kahvaltı hazırlıklarına girişti.
Harıl harıl geçen bir saatin sonunda istediğine kavuşmuş, mükemmel bir kahvaltı masası hazırlamıştı. Yüzünde oluşan gülümsemeyle üzerindeki önlüğü çıkarıp yerine astı ve eserine baktı. Tahıllı ekmeğini dilimlemişti. Reçelli krepleri pişirmiş, dünden hazır olan pankekleri ısıtıp masadaki yerine koymuş, sıcacık kahve dumanları üzerinde tüterek fincanında duruyordu. Süt ve portakal suyu da masadaki yerini almıştı.
Her şey hazırdı.
Yüzüme tırmanan gevrek sırıtışla baktı masaya. Topukları üzerinde yaylanarak geriye doğru bir adım atıp, sırtını masaya döndü. Adımlarını mutfak kapısına yönlendirerek içindeki heyecanla dışarı fırladı. Usulca dış kapıya ilerleyerek kapıyı açtı ve kendini ılık rüzgârın estiği dışarıya attı. Bahçeden büyük annesine o çok sevdiği çiçekleri toplamak için evlerinin önündeki küçük bahçeye dadandı. Rengârenk çiçeklerin olduğu bahçeden ufak bir demet toplamaya koyuldu. Papatyaları vardı Mia2nın ve birbirinden güzel kokan gülleri. Adını bilmediği hoş kokulu bir sürü çiçeği de demetinin içine katarak büyük annesini için topladı. Yaşlı kadının insafına sığınarak topladığı demeti düzenleme işini de bitirdi. Kalktığından beri üzerindeki atom karınca hızıyla eve, içeri girdi, adımlarını sıklaştırarak tekrardan mutfağa yöneldi. Elindeki çiçekleri vazoya yerleştirdikten sonra büyükannesini uyandırmaya, kadının odasına doğru ilerlemeye başladı.
Jessie yavaşça açtığı odanın kapısından içeri süzülürken yatağında mışıl mışıl uyuyan büyükannesine baktı. Aceleci adımlarına hız katıp yanına sokuldu. Omuzlarından nazikçe kavrayarak kadını sarsarken uyandırmaya çalıştı fakat büyükannesini bir türlü uyandıramıyordu. Korkuyla yutkunurken bir terslik olduğu anladı. Ne kadar dürterse dürtsün yaşlı kadın bir türlü uyanmak bilmiyordu. Panik ve şaşkınlıkla ne yapacağını bilemeyerek hızla üzerine eğildi.
Nefes alıp almadığını kontrol ettikten sonra kalp atışlarını dinlemek adına kulağını göğsüne yasladı. Tanrı'ya şükür ki hala nefes alıyordu ve kalbi atıyordu. Yine de tereddütle anlamayacağının bilincinde çarçabuk nabzını kontrol etti. Parmaklarının ucuna çarpan nabız o kadar zayıftı ki yine korku tüm bedenini ele geçirdi.
Güç bela tuttuğu gözyaşlarını yok sayarak komodinde duran büyük annesinin taşınabilir telefonunu uzandı, eline aldı. Tuşladığı numaraları tekrar ederken kapının çalmasıyla hızla yerinden doğrulup ok gibi odanın dışına fırladı. Uzun holü koşar adımlarla geçerken elinde sıktığı telefonuyla kapıya yöneldi. Gelen her kimse umut ışığını bolca yakmıştı. Kapıyı açar açmaz karşısında Jake'i gördüğünde sevinçle gülümsedi ve koluna yapışarak onu içeri çekiştirmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acemi Hırsız
RomanceRomantizm'de #45 ••• Jessie Moon için hayatta en önem verdiği varlık, büyükannesi Mia'dır. Hastalığın pençelerine takılan yaşlı kadını hayatta tutmak için elinden gelenler ise kısıtlıdır.. Kurtuluş bileti tek bir şeye bağlıdır. O d...