Sabah uyandığımda Harry bana sarılmış uyuyordu, saçlarını okşadım. Kıpırdandı. Onu uyandırmayı düşünmüştüm ama kötü bi gece geçirmişti. Uyuması onu rahatlatırdı. Onu uyandırmamaya dikkat ederek kalktım ve yerine yastığımı koydum. Yüzümü yıkayıp kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir haftasonunda neler değişiyordu. Harry Styles'la sevgili olmuştum. İlk kavgamıız edip barışmıştık. Hatta şuan onun evinde ona kahvaltı hazırlıyordum. Gerçekten çok şaşırtıcıydı. 2 gün içinde biri bunları söyleseydi deli olduğunu düşünürdüm kesinlikle.
Ben ona karşı açık olamıyordum. Zaten onun için bir hevestim. Her şeyin planlanmış olduğunu düşündüm ama o zamanda ona çarptığımda o kadar tepki göstermezdi. İlişkinin nasıl gideceği hakkında hiç düşüncem yoktu. 2 haftaya kalmaz nolacağını görürdüm. Harry'i uyandırmaya gidecekken kapıya yaslanmış sırıtıyordu.
'Yatakta beni tek bırakıp kahvaltı hazırlamık mı? Sevmedim bunu' diyip güldü.
'Ne zamandır ordasın sen?'
'Sanırım 7 dakika oldu'. Sırıttı.
Ellerimi yıkadıktan sonra yüzüne su attım. Bunu yapmamalıydınız küçük hanım diyip güldü. Başımı tutup çeşmenin altına getirdi ve suyu açtı. Tanrım saçlarım sırılsıklam olmuştu. Direndiğimi görünce bıraıktı. Başımı kaldırınca saçlarımı ona doğru salladım. O da biraz ıslanmıştı. Zafer gülümsemesini takınıp masaya yöneldi. Üstüne atladım ve saçlarını bir güzel karıştırdım. 'Normalde buna ne kadar sinirlendiğimi herkes bilir ama sende bir şey olmuyor' diyip bozulmuş saçlarını düzeltti. Gülümsedim ve masaya oturup kahvaltımızı yaptık. Masayı topladığımda Harry salonda koltuğa yayılmıştı. Beni görünce doğruldu ve yanıma gel bakalım küçük hanım diyerek bana yer açtı. Cevap vermeden gidip uzandım. Yüzümü görebilmek için kolundan destek aldı. Yeşil gözlerini bana dikti. Mükemmel bir yüzü vardı. Onunla konuşmak istiyordum. Harry nasıl devam edeceğiz? diye sordu şüpheyle. Gözüme gelen saçlarımı geriye attı. Şuanda nasıl devam ediyorsa diyip gülümsedi. 'Bilmiyorum gerçekten çok ani olmadı mı sence? Ben kararsızım yani bilmiyorum nasıl devam ede-...' işaret parmağını dudaklarıma bastırarak beni susturdu. 'Amy neden bu kadar endişelisin?' diye sordu. 'Asıl sen nasıl bu kadar rahat ve sakin olabiliyorsun!?' dedim sinirle. Koltuktan doğruldum. Sinirlenmiştim ve kavga etmek istemiyordum. Kalkacaktım ama kalkmama izin vermedi. Bacaklarını açtı ve beni kucağına oturttu. Ona bakmam için eliyle başımı çevirdi. 'Bak Amy gözlerime bak' dedi. Başımı kaldırıp baktım. Kollarıyla beni sardı.
Amy sana nasıl ifade edecemiğimi bilmiyorum ama açık konuşmaya çalışacağım diye başladı. Anlamaya çalışıyordum. Sen farklıısn gerçekten farklısın. Sen beni rahatlıyorsun. Eğer dün başkası olsaydı bu kadar tepki göstermezdim. Ya da ne hissedeceğini umursamazdım. Kabul ederdim ama senin için öyle yapamadım. Çünkü sana değer veriyorum. Dün arabadan indiğinde içeriye gidene kadar nasıl gergin olduğunu gördüm ve gerçekten canım acıdı. Sebebini bilmiyorum ama canım acıdı işte. Cumadan beri bende kalıyorsun ve o 4 içinde hiç bu kadar gerilmemiştin. Bunu benim yüzümden yapmış olman canımı acıttı. Eğer başkası olsaydı benimle orda durmayı tereddüt etmedne kabul ederdi. Ah Amy... dedi ve başını eğdi.
Konuşamıyordu. Tanrım gözleri dolmuştu. Hey Harry tamam diyip başını kollarımın arasına aldım ve göğsüme gömdüm. Saçlarını okşayıp öptüm. Beni çok sıkı sarmıştı. Hıçkırıklarını saklamak için kendini sıkıyordu. Rahatlaması için saçlarını okşadım.Gevşiyordu, sonunda başını kaldırdı. Tanrım sadece 5 dakika ağlamıştı ve gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ellerimde gözlerini sildim. Beni gerçekten önemsediğini anlamıştım. Harry bu kadar önemsediğini bilmiyordum lütfen ağlama dedim. Parmağıyla yanağımı okşadı. Nefesinin sıcaklığını hissedebiliyordum. Burun burunaydık. Yeşil gözleyiyle bana bakıyordu. Gülümseyince derin gamzesi ortaya çıktı. İşaret parmağımı kaldırıp gamzesine dokundum. Parmağımı yakaladı ve öptü. 'Amy belki tam ifade edemedim ama seni çok seviyorum lütfen bana inan, bana güven, bana kalbini aç ve beni sev. Beni sevmene ihtiyacım var.' diyip sustu. Kollarımı tekrar boynuna doladım ve kulağına doğru seni seviyorum dedim. Vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Ah Tanrım düşündüğüm şey olacaktı sanırım. Ama daha çok erkendi. Ancak beni gerçekten sevdiğine inanmıştım. Belki tam anlatamadı evet. Çünkü daha önce böyle bir şey yaşamadığı için nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu belki de. Nefeslerimiz birbirne çarptığı zaman kesinlikle olacağından emindim. Aramızdaki sessizliği bozmadım ve nolacağını beklemeye karar verdim.