'Noluyor?' diye sorduğunda boğazım düğümlenmişti. Konuşamıyordum. Yattığı yerden doğrulup 'Neden özür diledi?' diye sordu. Yutkunarak 'Amy' diye başladım. Biraz duraksayarak ona anlattım. Analatmasam olmazdı. Benden duymalıydı o gerizekalıdan değil. Cevap vermemişti sadece bakıyordu. Bakışlarından anlam çıkartabiliyordum. Gözlerinin dolduğunu parlamasından farkettim. Ona sarılacaktım, ama battaniyeyi aıp bana arksaını dönerek yattı. Bir bu eksikti, lanet olsun! Onu üzmüştüm. Oflayarak yerime yattım. Şimdi o kızı parçalamak vardı ben ona yapacağımı biliyordum ama bu Amy'yi daha çok üzerdi. Benimle konuşmasını beklemekten başka seçeneğim yoktu. Üstüne gitmek istemiyordum. Haklıydı.
'Amy?' diye seslendim. Cevap vermedi. 'Uyumadığını biliyorum lütfen benimle konuş bir suçun yok bir şeye ihtiyacı olduğunu sandım.' Yine cevap yok. 'Özür dilerim seni seviyorum, seni incittim ama suçum yoktu Amy lütfen..'
Cevap vermiyordu. Onu kendime çekmeyi düşündüm ama tepki gösterirdi. Umursamadan ona yaklaştım ve belini sardım. 'Meleğim özür dilerim' diyip saçlarını öptüm. Cevap vermiyordu, vermeyecektide ama geri çekilmemişti. Ona sarılarak uykuya daldım ve sabahı bekledim.
AMY:
Sabah kalktığımda Harry benden önce uyanmış kalkmamı bekliyordu. Bakışlarımı ondan çevirerek yataktan kalktım. Dün geceyi hatırladıkça sinirim devamlı artıyordu. O yüzden konuşmamayı tercih ediyordum yoksa kırıcı olabilrdim. Jessie'yle henüz hesaplaşmamıştık. Eğer dün geceki sinirimle yanına gitseydim onu gerçekten öldürebilrdim. Kendimi nasıl tuttuğum konusunda hiçbir fikrim yoktu. Ama evin içinde elbet karşılaşacaktık. Tabii hala burda olabilecek yüzü varsa.
Harry hala bir şeyler söyleyip duruyordu. Aldırmayıp banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Birkaç dakika sonra Harry küfür ederek odadan çıkmıştı. Banyodan çıktığımda Harry geri gelmişti. 'Stüdyoya gidecek misin?' diye sordum sert bir sesle. 'Hayır bugün boşuz' diye cevapladı hemen. Yanıma gelip 'Amy..' diyerek ellerimi tuttu. 'Sinirim geçmedi' dedim ve ellerimi hemen çektim.
Jessie'nin gitmiş olduğunu düşünerek mutfağa indim. Tanrım şaka mıydı?! O kız hala nasıl burda olabiliyordu. Beni gördüğü zaman olduğu yerde kıpırdamadan durdu. 'Hala burda olmanı sağlayan ceasaret nerden geliyor' diye bağırarak üzerine yürüdüm. Geri adım atıyordu. Harry karşılacağımızı düşünerek arkamdan gelip kolumdan tutmuştu. Bırak şu kolumu diyerek hızla cektim ve Jessie'nin üzerine yürümeye devam ettim. 'Hem yüzsüzsün hem de orospu!' dedim sinirle. İkiside benden böyle tepki beklemeyerek şaşırmışlardı. Hala yüzüme aval aval bakıyordu 'ne var' anlamında başımı iki yana salladım. 'B-ben özür dil-...' lafını keserek 'Odana çık ve neyin varsa topla sonrada defol git!' dedim. Kıpırdamıyordu. Sesimden korkmuş olacak ki sıçramıştı. Daha çok sinirlenmiştim. Kollarıından tutarak sarstım ve 'neyi bekliyorsun' dediğimde kapı çaldı.
Jessie yukarı çıkarken Harry'de kapıya baktı. Simon gelmişti. Müthiş zamanlama! Ortamdaki gerginliği fark etmiş olacak ki 'sanırım iyi zaman değil' diyerek durdu. Harry'nin konuşmasını bekleyerek sustum. Tam konuşacaktı ki Jessie bavuluyla iniyordu. 'Misafiriniz olduğunu bilmiyordum çocuklar' Simon dediğinde 'Zaten gidiyordu. Misafirimiz falanda değil' diyerek Jessie'yi kolundan tuttuğum gibi dışarı sürükledim. Ayağı takılınca düştü. Harry kulağıma doğru eğilip 'Amy lütfen biraz sakinleşir misin' diyerek bileğime dokundu. Yumuşacık bukleleri yanağımı sıyırıp geçti. Jessie yerden kalkarak karşıma dikildi ve 'kendimi aşma' dedi. Kendimi tutamayarak Jessie'ye sert bir tokat atmıştım. Vurduğum yer kıpkırmızı olmuştu. Simon oraya giderek Jessie'yi arkasına aldı.
O sırada basının bunları çektiğini farkettik. Simon peşinden gazetecileride sürüklemişti. Jessie'yi kolundan tutup çekerken 'Harry telefonlaşalım onu otele götürüyorum' diyerek arabaya bindi. Gözlerimden akan yaşlara engel olamayarak olanları izliyordum. Harry kapıyı hızla kapattı. Basın hala görüntü alma çabasındaydı. Bense olduğum yerde kıpırdayamıyordum.
Harry yanıma gelerek kollarını bana sıkıca sardı. 'B-bben o-na v-vurdum' diye kekelemiştim. Harry 'şştt' diyip bir elini başıma koyup beni göğsüne bastırıyordu.
BİRKAÇ GÜN SONRA:
Bu duruma kahkahalar atarak gülüyordum.
'İyi şaka Harry' diyerek gülmemi bastırdım.
'Şaka falan değil yönetim öyle istiyor' dedi. Ciddi konuşuyordu.
Aman Tanrım.