Diplomalarımızı almıştı! 'Hey bunu ne zaman yaptın?' dedim boynuna sarılarak. Belimi kavradı ve omzumu öptü. Masaya oturduk. 'Salondayken çok sıkılmıştım ve aklıma bu geldi stüdyodan dolayı fırsat bulamıyorduk' dedi. 'Evden çıktığını hatırlamıyorum?' dedim ona sorarcasına. 'Louis'den istedim' dedi 32 diş sırıtarak.
Yemekten sonra yola çıktığımızda kendimi halsiz hissediyordum, günüm biraz yoğun geçmişti. Eve geldiğimizde kusacak gibiydim. Harry farketmiş olacak ki yanıma gelip beni arabadan çıkardı. Bana dokumasıyla 'Tanrım Amy yanıyorsun sen noldu?!' diye bağırıp ben nolduğunu anlamadan beni arabaya tekrar soktu. Koşarak sürücü koltuğuna binip gaza bastı. Çok hızlı sürüyordu. Onu uyarmak istedim ama konuşacak kadar halim yoktu. Gözlerimi kapatmayı tercih ettim. Fakat 2 dakika sonra Harry kapımı açmış elini uzatmış bekliyordu. Evden çıkmadan topuklularımı giymiştim. İndiğimde başım döndü ama Harry beni hemen tuttu.
Vücudumu taşıyamıyordum. Harry bir yandan beni tutarken bir yandan da içeridekilere bağırıyordu. Adım atmaya çalıştım ama güçsüzdüm. Harry'ye yaslanıp bekledim. Kimse gelmiyordu. Harry küfürederek beni kucağına aldı ve acile taşıdı. Gözlerimi fazla ışıktan dolayı kısmak zorunda kalmıştım. Doktor gelip alnıma dokundu. Artık gözlerimi açıık tutamıyordum. Duyduklarım sadece belli belirsiz seslerdi. En son Harry'nin 'Bayıldı!' deyişini duydum. Sonraysa sesler giderek azalmıştı ve hiçbir şey duymuyordum.
HARRY:
Amy'ye ilaç vermişlerdi. 2 saattir aralıksız uyuyordu. Doktorlar düzensiz beslenmeden olduğunu ve aniden tansiyonun düşmesinden olduğunu söylediler. Saat yarımı geçiyordu. Hala uyanmamıştı. Louis yanımdaydı. Uyanmasını bekliyorduk. Gerçekten çok ateşi vardı, korkmuştum. Yüzü bembeyaz olmuştu. Dayanamayıp yanına uzandım ve canını acıtmayacak şekilde onu kendime çektim. Kolunda serum vardı. Louis'le konuşmaya dalmıştık. Ama Amy'nın kıpırdamasıyla bölündü. Sanırım uyanıyordu. Gözlerini aralayıp bana baktı. Uyandığını görünce çok rahatlamıştım. 'Tanrıya şükğrler olsun Amy tam 2 saat 15 dakikadır aralıksız uyuyorsun' diyip ona sarıldım, başından öptüm ve alnına sayısız öpücük kondurdum.
Ona neler olduğunu anlattım. Hala yorgun olduğunu söyledi. Onları Louis'le yalnız bırakarak doktorun yanına gittim. Çıkabileceğimizi söyledi, işlemleri hallettikten sonra odaya gittim. Çıkabileceğimizi söyledim. 'Sen arabayı hallet ben Amy'yi getiririm dostum' dedi Lou. Onu başımla onaylayarak Amy'nin ayakkabılarını alıp çıktım. Arabayı getirip arka kapıları açtım. Louis kucağında Amy'i taşıyordu. Amy'yi arabaya koyduktan sonra önce Lou'yu eve bıraktım. Eve geldiğimizde Amy'ye ilaçlarını verip yatırdım. Yorgun olduğu için hemen uyumuştu. Zaman kaybetmeden yanına uzandım ve bende gözlerimi kapattım.
BİRKAÇ GÜN SONRA (AKŞAM):
Amy biraz daha iyi olmuştu. ilaçlarını düzenli veriyordum. Dün kontrolden çıktıktan sonra ilkokul arkadaşı Jessie'yle karşılamşmıştı. Burda evsiz oldunu öğrendik ve Amy onu kendine götürmeyi istedi fakat onu gönderemezdim. Doğal olarak Jessie birkaç gündür bizde kalıyordu. Amy'nin yanında hiç ayrılmadığı için Jessie'yle fazla konuşma fırsatı bulamamıştım. Amy'den önemli değildi. Sanırım işsizdi. Ne kadar kalacağı konusunda bir fikrim yoktu. Amy'ye yemeğini yedirdikten sonra dinlemesi için tek bırakmıştım. Jessie odasındaydı. Louis'i aradım ve bize çağırdım. 10 dakika sonra bizdeydi.
Geç saate kadar oturmuştuk. Kalmasını söyledim ama gitmeyi tercih etti. Saate baktım Amy'nin ilaç saatiydi. 1 bardak su alarak yukarı çıktım. Uykusu yorgunluğundan dolayı derindi. Gözlerini açmadan ilacını içti ve hemen uykusuna geri döndü. Bende yatacaktım fakat kapı açıldı. Sanırım Jessie bir şey isteyecekti. Amy'nin üzerini örttüm ve dışarı baktım, kapısı kapalıydı. Uyuduğumuzu düşünerek geri girmiş olmalıydı.
Kapısını tıklattım. Kapıyı açınca 'Bir şey mi istemiştin?' diye sordum.
'Hayır, tuvalete gitmiştim.'
'Pekala bir şey istiyor musun?' Kararsızca bakıyordu. Beni odanın içine çekip 'seni' diyerek dudaklarıma yapıştı. İtiyordum ama bırakmıyordu. Tanrı aşkına bu kız napmaya çalışıyordu!? Sonunda sertçe ittim. Öpüşlerine hiçbir şekilde karşılık vermemiştim. 'Sen naptığını sanıyorsun!!!?' diye bağırdım. Cevap vermesini beklemeden çıktım odadan.
Yatağa uzanıp bunu neden yaptığını düşünürken içeriye Jessie girdi vekapının orda dikilmeye başladı. Şaka mıydı bu? Uzandığım yerden doğrulup 'Sen burda ne halt ediyorsun?' dedim sesim sert çıkmıştı. Bu sefer gerçekten sinirlenmiştim.
'B-bben özür dilerim' diyerek kekelemişti.
'Senden özür dilemeni isteyen olmadı aptal ayrıca buraya girme cesaretini nasıl gösterebiliyorsun sen? Defol git!' Sinirimi tutamıyordum. Başını eğerek odadan çıktı.
Başımı sinirle çevirdiğimde Amy bana bakıyordu. İşte şimdi sıçmıştım.