Kızlar! Bugün bölümü zor yetiştirebildim. Muthemelen yeni bölümü pazar gününden önce koyamam çünkü hem evde olmayacağım, hemde şuana kadar yazdığım bölümleri koydum. Yani önceden bölümleri biriktiriyordum. Ama şuanda yayınladığım kısımlarla aynı yerdeyim. O yüzden henüz yeni bölümü yazmaya başlamadım. Bilginiz olsun diye söylüyorum, ayrıca aklınıza fikir gelirse mutlaka benimle paylaşın ne olursa olsun. Yorum yapmaya devam edin! Sizi seviyorummm .xx
‘’Noldu? Anlat bakalım.’’ Dedi Ross elindeki mısır gevreğinden bir kaşık daha alırken. ‘’Zayn ve Perrie nişanlanıyormuş.’’ Dizlerimi kendime çektim. Lokmasını yuttuktan sonra ağzını kocaman açtı. ‘’Vay canına.’’ Sadece başımı salladım. ‘’E nişan ne zamanmış?’’ ‘’Bilmiyorum, henüz Harry’nin nişandan haberi bile yok. Bu akşam ona söyleyecekler.’’ ‘’Onun neden haberi yok.’’ Yastığa gömüldü. ‘’Aah siz nişanda olurken ben burada ders çalışıyor olacağım!’’ yastığın altından boğuk sesiyle konuştu. ‘’Harry Perrie’den pek hoşlanmadığı için söylemeye çekinmişler. Ders demişken hadi kalk bakalım az vaktim var bebeğim.’’ Yastığı çekerek ağlama sesleri çıkarmaya başladı. Bu haline sırıttım. Onu çekiştirerek kaldırdım.
‘’Artık biraz ara versek diyorum Amy! Tam 4 saattir çalışıyoruz.’’ Evet haklıydı tam 4 saattir Rossie’ye ders anlatıyordum. Hem de hiç ara vermeden. Biraz daha devam etseydik sanırım çatlardım. Kalemi kitabın arasına koyarak kapattım. Ve kendimi kanepeye attım. Ross telefonu eline alarak karşımda dikildi. ‘’Mc Donald’s istiyor musun?’’ ‘’Akşam yemek var diyorum Rossie iyice şişko mu olayım?’’ sinirle ona baktım. ‘’Mc Donald’s diyorum ama.’’ 32 diş sırıttı.
‘’İstiyorum lanet olsası!’’ kahkaha attı numarayı çevirip siparişleri verdi.
Son lokmamı da çiğnedikten sonra uzandım. Patlayacak gibi hissediyorum. Ve birde akşam yemek var! Bok beyinli Rossie. ‘’Bu akşam kesin kilo alacağım Rossie, senin yüzünden.’’ Ağzına bir patates daha sıkıştırdı. ‘’Nödön?’’ durmadan devam etti. ‘’Sön az yedön.’’
‘’Ağzında yemek varken konuşma Ross!’’ Tanrım aynı Niall. Kesinlikle çok yakın arkadaş olacaklar. Telefonuma uzandım ve saate baktım. ‘’Hadi ye artık şunu. Üç saatimiz var. Hatta üç değil benim eve gidip kıyafet seçeceğimi düşünürsek iki saatimiz var.’’ Son lokmasını ağzına attı ve kolasını yudumladı. ‘’Tömöm.’’
‘’Anladın mı burayı da?’’ ‘’Evet bu üçüncü soruşun.’’ ‘’Burayı anlamazsan diğerlerini yapamazsın Ross. Şu soruyu çöz.’’ Kitabı onun önüne ittim. Telefonumu elime aldım. Harry mesaj atmıştı. Onu birazdan arayacağımı bildiren bir mesaj attım. Çantamı topladım. Ross sorusunu çözdükten sonra kontrol ettiğimde doğru yapmıştı. Demek ki anlamış. Kapıya doğru ilerlerken arkamdan geldi. ‘’Mola verdikten sonra tekrar et.’’ Onu öptüm. ‘’Tamam anne.’’ Sırıttı. Bende sırıttım ve koluna hafifçe vurdum. ‘’Beni olanlardan haberdar et.’’ Onu başımla onayladım ve çıktım. Harry’i aradım. ‘’Prenses.’’
‘’Aşkım!’’ diye cıvıldadım. ‘’Neler yaptın?’’
‘’Tom’la birlikteyim prenses. Sen?’’
‘’Bende şimdi Rossie’den çıktım eve gidiyorum, hazırlanmak için.’’
‘’Nerdesin seni hemen alayım.’’ Gözlerimi devirdim.
‘’Hayır gerek yok, biraz yürüyeceğim.’’
‘’Emin misin?’’ sıkıntıyla nefesini verdi. ‘’Evet tatlım.’’
‘’Pekala, ama eğer basın seni rahatsız ederse veya hayranlar sürekli etrafına gelirse en yakınındaki kapalı her hangi bir yere gir ve beni ara. Anlaştık mı?’’ ‘’Ha birde hazır olduğunda haber ver seni alırım, birlikte geçeriz.’’ Tamam sevgilim.’’ Telefonu kapattıktan sonra çantamı tıktım ve yürümeye devam ettim.