Kızlar öncelikle başlamadan şunu belirtmek istiyorum 3-4 gün yeni bölüm koyamayacağım. Üzgünümm sizleri birazcık bekletmek zorundayım.
Sizleri çok seviyorummm, şimdi hepinize iyi okumalar :) .xx
AMY:
Gözlerimi açtığımda sanki her şey kaybolmuştu. Buraya geldiğini hissetmiş gibiydim. Yani kokusu.. Ah ne saçmalıyordum yine. İyice şizofrene bağladım bu aralar. Yataktan doğrulduktan sonra komidinin üzerinde gördüklerimle ağzım resmen açık kalmıştı.
Gelmiş!
Aha. Bir not daha. Bu bana bıraktığı üçüncü nottu. İlki evime gönderdiği çiçekte olan not, ikincisi sabah stüdyoya gitmeden önce evde bıraktığı not, üçüncüsüyse şimdi bıraktığıydı. Ah Tanrım ne harika! Aklıma gelen şeyle rahatsızca yerimde kıpırdandım.
İlk notta sevgili değildik. Yani tavlama aşaması desek daha doğru olabilirdi.
İkinci notta sevgiliydik.
Üçüncü notta ayrılmıştık.
Ne kadar mükemmel değil mi?
Giriş - Gelişme - Sonuç.
Tam da böyle olmuştu. Nota uzandım ve elime aldım.
''Üzgünüm, bugün çocuklarla birlikte gelemedim. Paul günlerdir vermediğim kayıtlar için bana kızdı. Buraya geldiğimdeyse uyuyordun. Uyandırmak istemedim. Telefonunu da getirdim uyandığında haber verir misin? -Harry xx
Gözlerimi nottan çekip tekrar sehpaya baktım ve bir torbanın yanında olan telefonumu gördüm. İkisini de elime aldım. Torbanın içine göz ucuyla baktım. Tanrım çikolata!!!! Çikolata çikolata çikolata çikolata!!! Bana çikolata getirmiş! Ay yerim ben bu çocuğu ya çok şeker değil mi?!
Torbaya elimi daldırıp rastgele bir tane aldım ve ağzıma attım.
Mmmmmmm.. Mükemmel.
Çikolata ağzımda yuvarlanırken telefonumu açtım.
158 cevapsız arama. 17 mesaj.
Hepsi annemdendi. Annem?
Önce annemi aramak yerine Harry'ye mesaj attım. Mesajı yazdıktan sonra ağzıma bir çikolata daha attım.
''Çikolatalar için çok çok teşekkür ederim. Mükemmeller. Geldiğinde keşke uyandırsaydın sorun olmazdı.'' -A x
Harry'den mesaj beklerken annemin attıklarına baktım.
''Tatlım neler oluyor?''
''Amy?''
''Bu haberlerde ne Amy?''
''NE HASTANESİ?! İYİ MİSİN SEN?''
''O lanet telefon neden günlerdir kapalı'?''
''Lanet olsun.''
''Amy sormak istemiyorum ama Harry'le mi ilgili?''
Son mesajdan sonra okumayı bıraktım. Annemle genelde bunları konuşmazdık. Yani ben anlatmazdım. Annemde sorup üstüme gelmezdi. Harry'le olan birlikteliğimde de öyleyldi. Sadece ilk çıkmaya başladığımız zamanlar -aslında ilk değil birlikte görüntülendiğimiz resimlerin internete ve televizyona düştükten sonra- annem beni arayıp sormuştu. Normalde bunu da yapmazdı. Ama ''sevgilim'' Harry Styles olunca böyle bir girişimde bulundu.
Sadece bilmesi gereken şeyleri söyledim. O da anlayışla karşılamıştı. Düşüncelerimden Harry'nin mesajıyla ayrıldım.
''Dinlenmeni istedim. Uyandığına göre 1 saate hastaneye uğrarım seninle konuşmalıyım Amy..'' -H
Hayır, hayır, hayır! Ben bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Şuanda doğru zaman değil. Elbette ne konuşacağını biliyorum. Olanlar hakkında konuşup saçmalayacaktı. Bunları duymak istemiyordum.
Zaten henüz bu konu hakkında konuşmaya bile hazır olduğumdan emin değilim. Düşünmeye ihtiyacım var. Konuştuktan sonra ne olacaktı? Hemen barışacak mıydık yani?
Peki ben onu affedebilecek miydim? İşte bunu hiç mi hiç bilmiyorum.
Evet ben kesinlikle bu konuşmaya hazır değildim. Zamana ve düşünmeye ihtiyacım vardı. Üzgünüm Styles bu konuşmayı uzun bir süre erteleyeceğiz. İç çekerek ona cevap yazdım.
''Ah hayır Harry konuşacağın şeyi biliyorum ama şuan sırası değil. Yani ben şuan söyleyeceklerini duymak istemiyorum. Beni anlıyorsun değil mi? Zamanı geldiğinde konuşuruz. Ayrıca şuan bundan daha önemli bir sorun var. Annemi sen mi aradın?'' -A
''Ah.. Tabii seni anlıyorum. Sen istediğin zaman konuşuruz. Evet anneni sen uyurken aramıştım. Bilmesi gerektiğini düşündüm. Ama ulaşamadım sonra telefonunu kapattım zaten.'' -H
İyi halt ettin salak. Ondan sonra tabii 158 tane cevapsız arama olurdu. Ofladım ve telefonu bacağımın yanına koyarak elimi torbanın içine daldırarak çikolatalarımı bitirmek için tutkuyla yemeye başladım. Annemi sonra arayacaktım çünkü 2 saat konuşucaktı kesin. O yüzden önce çikolataları yemek daha doğruydu.
Çikolatarımı afiyetle yedikten sonra annemi aradım. Resmen 2 saat nutuk çekmişti. Belki 2 saatten de fazla konuştu,bilmiyorum. Ayrılma kararı aldığımızı söyledim ve üzeri kapalı bir şekilde anlattım. Zaten o şey başka türlü nasıl anlatılırdı?
Anne sevgilim partide eski sevgilisyile öpüştü ve bizde bitirdik. Rezillik. Gözlerimi devirdim.
Hastane haberlerine gelince de önemli bir durumum olmadığını söyledim. Eğer hastalandığımı biliyor olsaydı annem olduğu yerden uçarak Londra'ya gelirdi. Neyse sonunda annemi halletmiştim.
Böyle yalnız kaldığım zaman hep boşluğa düşüyordum. Harry olduğu zaman biraz daha iyi gibiydi. Telefonumu elime alıp tekrar kurcalamaya başladım. Gözüme bir resim takıldı. Açtım ve uzun uzun baktım.
Ah Rossie..
Seni o kadar çok özledim ki. Sana şuanda çok ihtiyacım var. Gittiğin için elbette seni suçlayamam. Uzaklaşmaya ihtiyacın vardı. Olanları hazmetmeye. Kim bilir şuanda napıyorsun?
Acaba benim onu özlediğim kadar o beni özlemiş miydi?
Ya da bana ihtiyaç duyuyor muydu?
Yoksa beni unutmuşmuydu... Onunla oturup saatlerce konuşmayı o kadar çok özlemiştim ki.
O benim için çok özel ve değerliydi. En yakınımdı. Bana herkesten daha yakın. Bende onun için öyleydim. Rossie ve ben çok iyi bir ikiliydik. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken dudaklarımdan tek bir kelime çıkmıştı.
''Rossie..''