Bölümü ancak bu gün koyabildim. Size daha önce açıklamasını yapmıştım kızlar. Umarım geciktiği için anlayışla karşılıyorsunuzdur.
Uyarmak istediğim bir kısım var. Bu bölümde cinsellik var. Okumak istemeyen ya da aranızda küçük var mı bilmiyorum -varsa- bu bölümü atlayabilirsiniz.
Sizi çok seviyorum. Ve hikayemi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Yorum yapmaya devam edin :)
Dersim bittikten sonra eşyalarımı toplayıp çıkmak için hazırlandım. Önce tuvalete giderek makyajımı hafif olarak tazeledim ve parfümlendim. Binadan çıkıp arka bahçeye doğru yürümeye başladım. Harry beni hep oradan alırdı. Orada fazla kişi olmadığı için bende rahat oluyordum.
Gittiğimde Harry’nin arabasını göremedim. Çantamdan telefonumu çıkarıp kitaplarımı sağ koluma yükledim. Numarasını bulup onu aradım. İlerideki banka doğru ilerleyip oturdum.
‘’Prenses, biliyorum biraz geciktim. İşim anca bitti.’’ Gülümsedim.
‘’Hayır sorun değil sevgilim. Sadece merak etmiştim.’’ Bu sefer onun gülümsediğini hissediyordum.
‘’Az sonra ordayım güzelim. Biraz oyalan.’’
Onu onaylayan bir ses çıkardım.’’ Görüşürüz.’’ Telefonu kapatıp çantama geri yerleştirdim. Ross çocuklarla birlikteymiş. Sanırım Niall’a Nando’s a gidecekler. Artık orda yatıp kalkmalarından korkuyordum. Sürekli hareket halinde olduğu için kilo da almıyor.
Bense ne yesem hemen yarıyor. Özellikle bu aralar. Hastalandığım için şekerli şeyleri çok tüketiyorum. E birde sınavlarım var. Mecbur yani. Şimdi onu düşününce canım nasıl çikolata istedi! Umarım evdekiler bitmemiştir. Yoksa cinnet geçirebilirim sanırım.
Cuma günkü sınavım için notlarımı okumaya başlayayım derken duyduğum araba sesiyle kafamı kaldırdım. Arabanın içinden bana yarım ağız sırıtan sevgilimi görünce ister istemez bende sırıtmaya başladım.
Durduğunda yerimden kalkıp arabaya bindim ve hissettiğim krema kokusu vücudumu sarhoş etmeye başlamıştı.
Benden önce davranarak belimi kavradı. Sıkıca sarılırken her yerime küçük öpücükler konduruyordu. Öpücükleri arasından bir şey mırıldanmaya başladı. Bir elimle buklelerini okşadım. Zorda olsa benden ayrılıp arabayı eve sürdü.
****
Pijamalarımı giyip salona geçerken Harry’de benim arkamdan geliyordu. Esneyerek kanepeye oturdum. Karnımdan bir guruldama sesi gelince Harry camdan başını bana çevirdi. Sonra bana bakarak kahkaha atmaya başladı. Hem de en yüksek sesiyle.
Hadi ama sadece acıkmıştım. Ayrıca mideme de beni ele verdiği için şuan sövüyordum. Büyük adımlarla yanıma oturak beni kendine çekti. ‘’Benim küçüğüm açıkmış mı!?’’ dedi saçlarıma doğru.
Böyle davrandığında tıpkı bir.. baba gibi oluyordu. Özellikle bana karşı. Hep bir yanı baba gibiydi. Koruma ve sahiplenme iç güdüsü. En çok bu vardı onda. Hatta okulun ilk günü ben elbise giymeyi planlamıştım. Kıyafetlerim bile hazırdı.
Odama gelerek kaşlarını çattı ve bana baktı. Daha sonra yatağa ilerleyip elbiseyi dolabıma geri tıktı. Pantolon ve bluz kombini yaparak bana döndü ve
‘’İlk günden elbise giyilmez. Hem bende elbise giymen tarafında değilim. Bunu ımmm… baban olarak sana söylüyorum.’’ Dedi. Önce işaret parmağını kaldırdı ve sonrada 32 diş sırıtmaya başladı.