Kaç sayfa oldu bilmiyorum. Okumadan ve hiçbir ekleme yapmadan yayınlıyorum. Yazım hatası varsa görmezden gelin. Hemen okumanız için kontrol etmedim. Söyleyecek olduklarımı daha sonra bir not halinde paylaşacağım, iyi okumalar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!
#Soma
Birkaç ay sonra..
Olay üzerinden belli bir süre geçmiş olsa da etkileri hala devam ediyordu. Bu halimin devam etmesini sağlayan olayın ertesi günü Bay Barrow’un hastası. Barrow’un söylediklerini aklımdan çıkaramam en büyük sorunumdu.
Barrow’un hastası 13 yaşında bir kız çocuğuydu. Amber. 13 yaşında ancak akıl yaşı 8 aylık bir bebeğinki gibi olan bir kız çocuğu. Bir yetiştirme yurdunda kalıyor. Birden fazla bakıcısı var. Kızın babası, doğumundan 13 yaşına kadar bir odada sandalyeye çıplak bir şekilde bağlamış.
Kız, okuma ve yazma bilmiyor, konuşamıyor hatta yürüyemiyor bile. Bir başkasının yardımı olmadan bir adım bile atamıyor. 2 hafta öncesine kadar kalem bile tutamıyordu. Bu sebeple neden Barrow’un en özel hastası olduğunu anlamıştım.
Ancak kesinlikle tahmin etmediğim bir şeydi. Asla aklımdan böyle bir şey geçirmemiştim. Bunu Rossie ve Harry’e anlattığımda onlarda benim gibi şok geçirmişlerdi.
Biraz rahatlayabilmem için Harry beni Cheshire’da ki kendi evine götürmüştü. Orası huzur doluydu. Hafta sonumuzu orada geçirdikten sonra yoğun iş temposuna geri döndük.
Kötü olan ruh halimden dolayı Bay Barrow arada benimle konuşuyordu. O zamanlarda kendimi gerçekten çok salak hissediyordum. Benim böyle şeylerden etkilenmemem lazımdı. Sonuçta bir psikolog olacaktım.
Psikolog olduğumda insanlar yanıma gelip bana her gün başka bir sorunlarını anlatacaklardı. Barrow bunun en başlarda olabileceğini söyledi.
Harry bir şeyler atıştırmak için mutfağa gittiği sırada bende odamıza çıktım. Uykum yoktu ama yatakta uzanmak istiyordum. Amber bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Dün onu ziyarete gittik. Bay Barrow onunla biraz konuştu.
Battaniyenin altına girdiğimde başımı yastığa koydum. Böyle bir şeyi insan kızına neden yapar aklım almıyordu. Düşünmeden edemiyordum. Kendimi bu olayda nötr tutmak istesem de Amber’in yanına gittiğimizde her şey değişiyordu.
Ağlayacak gibi oluyordum. Ki ağlıyordum da. Bunun için bir keresinde seanstan atıldım. Bay Barrow çıktığında hayatım boyunca işitmediğim azarı işitmiştim. Eğer bu tekrarlanacak olursa stajım sona erecekti.
Düşüncelerimden ayrılmama sebep olan şey Harry’nin içeri girmesiydi. Gülümseyerek yanıma geldi ve o da benim gibi battaniyenin altına girdi.
‘’Uykun mu geldi?’’
Dediğinde başımı hayır anlamında salladım.
‘’Televizyon izlemekten mi sıkıldın?’’
‘’Evet, biraz uzanmak istedim.’’
Başını eğerek beni öptü ve rahat bir pozisyon aldı. Ona sokulduğumda kolu beni sardı.
Konuşmadan geçirdiğimiz süre ardından Harry’nin sesini işittim.
‘’Amber’i mi düşünüyorsun?’’
‘’Olur olmadık zamanda birden aklıma geliyor.’’
Diye sızlandım. Yüzümü göğsüne bastırdım. Bu histen sıkılmıştım. Aklımın sürekli düşüncelerle çevirili olmasını istemiyordum. Beni keyifsiz yapıyorlardı.