17. Bölüm Çok Çok Arkadaş(!)

6.8K 847 121
                                    

Benden size naçizane karne hediyesi. Güzel bir tatil geçirmeniz dileğiyle. Her şey gönlünüzce olsun. ❤️

Yorumlarınızı büyük bir keyifle okudum. Hepinizin yorum yapan ellerinize okuyan gözlerinize sağlık. Yine büyük bombayı bilemediniz✌️Onu da bilmeyiniz lütfen😎

Evvet multimedyaya tıklayalım. Sıcacık kahvelerimiz elimizde. Buyrun efenim bölüm sizlerin✌️🐞🍀🌷☕️


Zeynep, Kerem'in kapısında bilmem kaç dakikadır duruyor ama bir türlü zile basamıyordu. Daha önce olsaydı doğrudan basar girerdi ama Kerem'in Hayalperest çıkması her şeyi değiştirmişti. Yağmur, Zeynep'in gözündeki gözlüğü sinirle çekse de Zeynep elinden tekrar aldı.

"Sebebini biliyorsun. Bir daha gözlüğüme dokunma!"

Yağmur, sinirle gözlerini kapatıp tekrar açtı. Kapıda durmaya daha fazla dayanamayıp zile bastı. Tek kaşını kaldırıp Zeynep'e bakarken onun korku dolu gözleriyle buluştu gözleri.

"Basmasaydık. Acelemiz yoktu."

Yağmur, oflayıp yanaklarını şişirirken kapının açılmasıyla yüzü ânında değişip gülümsedi. Can, kapıyı açıp gözlerini kırpmadan Yağmur'a bakarken Zeynep ikisini öyle bırakıp içeri girdi. Dışarıda Yağmur ve Can. İçeride Kerem.  Pardon hayalperest.

Kaçacak kadar ergen, heyecanlanacak kadar aptal değildi! Yumruklarını sıktı. Üç kez derin derin nefes alıp Kerem'in odasına girdi. Kerem yatakta oturur pozisyonda ama gözleri kapalı duruyordu. Kerem'i görünce çarpan kalbine aldırmadan bir adım atıp yutkundu.

Kerem, odayı kaplayan kokuyla huzurla nefes aldı. İşte yine kendini çok iyi hissediyordu. Kan basıncı normale dönerken ağız kuruluğu ve kalp çarpıntısı artıyordu. Artıyordu ama sanılanın aksine kendini çok iyi hissediyordu. İmkansız, tezat anlatılmayan durumlar...

"Kerem."

Kerem'in aldığı nefes yarım kalırken gözlerini açtı. Karşısında Zeynep'i  görünce yüzüne yayılan gülümsemeyi engelleyemedi. Zeynep gelmişti! Bu kez gerçekti! Kendini toparlayıp sandalyeyi gösterdi.

"Hoş geldin."

"Hoş bulduk Kerem. Geçmiş olsun. Nasılsın?"

Kerem, heyecanını bastıran bir nefes alıp gülümsedi. Bunun için mi gelmişti? Pardon burası Düşler Sokağı'ydı ve unutulan her şey burada hâlâ sürdürülüyordu.

"Sağ ol Zeynep. Daha iyiyim. Sen kimden duydun?"

Zeynep ne cevap vereceğini şaşırıp kaldı. Gördüm dese? O zaman, niye şimdi geldin diye bir soru oluşacaktı. Pencereden gördüm dese kendini izlediğini sanacaktı.

"Aslında ben gördüm. Gördüm de yani serum takılacak kadar kötü olduğunu bilemedim. Biraz geç kaldım özür dilerim."

Kerem şaşkınlıkla gülümserken Zeynep'in tedirgin kızarmış yüzüne bir anlam veremiyordu. Veremiyordu ama çok da hoşuna gidiyordu.

"Niye özür diledin ki? Gerek yok Zeynep. Geldin ya önemli olan bu. Sen nasılsın?"

Zeynep, Kerem'in gözlerine dalan gözlerini kaçırıp gülümsedi. Boş, tedirgin...

"İyi işte. Yıllardır hep aynı, bildiğin gibi."

Kerem şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp gülümsedi. Yıllardır? Karşısında bu kez de şaşkın Zeynep vardı.

DÜŞLER SOKAĞI NO 7/24 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin