Bu bölümü final olarak yazmıştım bir baktım 100 sayfa kadar olmuş. Doğal olarak ikiye böldüm. Bu bölümden sonraki diğer bölüm yarın ya da diğer gün gelecek. Sizleri bekletmeyeceğim inşaallah.
Evvet ☕️☕️☕️soğutmayalım. Multimedyamızı tıklayalım ve finalden bir önceki bölümü okumaya geçelim. Buyrun sevgili Düşler Sokağı No 7/24 okurları bölüm sizlerin☕️❤️🌷
Aksel, bomboş yollarda gelin arabasını kullanırken ara ara kornaya basıyordu. Keyifle gülüyor arada dikiz aynasından kendini takip eden arabaya bakıyordu.
Can ve Yağmur arkadaki arabada Aksel'i takip ediyorlardı. İstanbul'un güzel bir sonbahar gecesi, aynı zamanda iki aşık çiftin tevafuken birliktelikleri, evlenmeleri ve düğünü iki güzel geceyi bir araya getirmişti. Kerem, Zeynep'in elini bir an bile bırakmıyor, gözlerini Zeynep den ayırmıyordu. Zeynep'in heyecanı gülümsemesine yansırken, gözlerini aşık olduğu adamın gözlerinden ayırmıyordu.
Uzun bir yolculuk sonrası Aksel'in el frenini çekme sesiyle ikisi kendine geldi. Kerem, dışarı bakıp Zeynep'e döndü. Evlerine gelmişlerdi, mutlu olacakları yuvalarına... Düşler Sokağı dışında yaşayacakları evlerinde ilk gecelerini geçireceklerdi. Zeynep, eve bakıp heyecanla bir nefes alırken Aksel'in kapıyı açıp eğilmesiyle kendine geldi.
"Yeni evinize hoş geldiniz. Bu güzel yolculukta beni tercih ettiğiniz için teşekkür ederim. Buyrun efendim."
Aksel, eliyle dışarıyı gösterirken Kerem dışarı çıkıp hemen Zeynep'in kapısını açtı. Elinden tutarak çıkardıktan sonra diğer arabadan çıkan Yağmur ve Can'da yanlarına geldiler. Hepsi birlikte keyifle kapıya gelince Kerem bir an durup arkadaşlarına baktı.
"İçeri girmeyi mi düşünüyorsunuz?"
Üçü birlikte sessizce Kerem'e bakarken Kerem tek kaşını kaldırıp gülümsedi. Ciddi değillerdi, şakaydı!
"Ben karımı kucağıma alıp içeri gireceğim. Biliyorsunuz usül ve gelenek böyle. Girince de doğal olarak kapıyı örteceğim. O açıdan."
Aksel ve Can birbirlerine bakıp gözleriyle bir şeyler konuştuktan sonra Kerem'e döndüler.
"Birader usül gelenek dedin aklımıza geldi. Kusura bakma düşünemedik."
Aksel, Kerem'e sarılıp sırtına vurduktan sonra Can'da gelip sarılırken tekrar tebrik etti. Yağmur, Zeynep'e dolu ama mutlu gözlerle bakıp sarıldı öptü. Vedalaşma bittikten sonra, Kerem, kapıyı açıp Zeynep'i kucağına aldı. Arkasına bakmadan kapıyı ayağıyla örtüp içeri girince Zeynep elini Kerem'in boynuna sarıp gülerken Kerem merdivenlere yöneldi. Gözlerini sevdiğinden ayırmadan merdivene ilk adımını attığında zilin çalmasıyla duraksadı. Şüpheli gözlerle kapıya sonra Zeynep'e baktı.
Aksel? Can? Yağmur?
Zile tekrar basılınca oflayarak Zeynep'i yavaşça bırakıp kapıya gitti. Kapıyı açıp dışarı çıktı. Zeynep, meraklı gözlerle ne olduğunu izliyordu. Kerem, Aksel ve Can'ın mırıltılarını duyarken birden olan patırtı gürültü ve Kerem'in düşercesine içeri girmesi bir kaç saniyede oldu. Zeynep, ne olduğunu anlamaya çalışırken, Kerem, kapıdan Can'a ve Aksel'e sessizce bir şeyler söyledikten sonra hızla kapıyı örttü. Yüzü acıyla dolu Zeynep'in yanına gelirken; Zeynep, olanları yeni anlayıp gülmeye başladı. Kerem'in acı çeken yüzü, içini sızlatırken gülmemek için dudaklarını bastırdı.
"Sevgilim n'oldu?"
Kerem, tek kaşını kaldırıp ciddi bir ifadeyle Zeynep'e baktı.
"Adet, usül, gelenekmiş. Damadın sırtına vurulurmuş. Bunlar vurmadı parçaladı. Vurmalarına ihtiyacım da yok zaten ama Can'ın düğünü olacak ben Düşler Sokağı'nın hepsiyle vurmazsam Kerem değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER SOKAĞI NO 7/24
Lãng mạnHayatta hiçbir şey tesadüf değildir. Tesadüf değil, tevafuk vardır. İki kişi. İki kırık kalp. Biri kadın biri erkek. Birbirlerini hiç tanımayan bu ikilinin yolları Düşler Sokağında birleşirse n'olur? Ya düşleri gerçek olur ya da hayal kırıklığı ile...